BUNLAR ŞAKA mı? HAYIR, DİYK YAZILI OLARAK AÇIKLADI!

DİYK ne derseniz? Diyanete bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu deriz. Neyi mi açıkladı daha doğrusu ne hakkında fetva verdi? “Bir kişi, karısının yüzüne karşı boş ol diyerek onu boşayabilir. Bunu şifahi olarak söyleyebileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet whatsapp, sms, faks yoluyla bildirerek de boşayabilir. Bu durumda boşanma hükümleri kadın okuduğu andan itibaren başlar.” Tüm bunlar şaka mı? Hayır. Kocaman DİYK imzalı teknolojik bir gerçek…

Siz ülkemizin çağı nasıl yakaladığını, teknolojiyi hayatın her anına ve alanına nasıl da başarıyla yaydığını, zamandan ve kâğıttan ne kadar tasarruf ettiğini görüyor musunuz? Emeği geçenleri kutlamalı ve şapka çıkarmalı bir durumdur yani!

Teknolojide yakaladığımız üstün başarıyı görünce gel de kadın haklarından söz et, ya da bu haberleşme hızı kadını haksız yere hırpalar de! Kim inanır? Yakalamışız en hızlısından haberleşmeyi, hem de en tutucu kurumlarımızın birinde geçirmişiz hayata. Bu arada altta kalanın canı çıkacakmış olacak o kadar, yönetime güven gerisini merak etme sen!

Keşke aynı hız ve başarıyı hukuk, eğitim, ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanında da sergileyebilsek ne iyi olurdu. Hem şanımız yürür, hem de ülkemiz şaha kalkardı. Örneğin meclisteki kadın temsili açısından 189 ülke arasında 133.sırada yer alan ülkemiz yüzde 41’le yer alan İskandinav ülkelerini geçtik, yüzde 31 oranını yakalayan Tunus’la yarışsaydı.

Bu hız ve başarıyı diğer alanlara da yaysak ne mi olurdu? İfade özgürlüğü için mücadele etmek yerine, düşünceleri özgür ortamlarda dile getirirdik. Bilgi çağına daha kolay ulaşır, hukukun üstünlüğünü etkin kılar, yargıyı siyasallaştırmaz, karalama siyasetine son verir, piyasaları rahatlatırdık. En azından ülkeyi halsiz, mecalsiz, takatsiz bırakmazdık.

Kadınlar için tehlike çanları çalıyormuş. Geçiniz ve teknolojik başarımızla yetininiz. AKP’li bir büyüğün; “Kadınlar öldürülüyor diyorsunuz. Kim öldürüyor? Ne yapalım öldürüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor. Erkekler öldürülmüyor mu?” şeklindeki sözleriyle içimizi rahatlatalım. Dahası ya polis yakalamayıp cezasını vermeseydi? Dahanın da dahası; 2017 Ocak- Ekim arası 337 kadın öldürüldü. Çoğunun nedeni boşanmak istemeleri! Madem Diyanet, bu ölümleri görmezden gelerek işi daha da pratik hale getirdi. O halde aynı hassasiyeti diğer konularda da gösterse ya! Örneğin kadınları öldürmeyin, öldürmek günahtır, çalmak haramdır dese ya!

Bu arada 2 bin mahalle bekçiliği kadrosu için 10 bine yakın kişinin başvurduğunu, bunun 2 bin 335’inin üniversite mezunu olduğunu da önemsememeliyiz! Teknolojik başarımızı bekçilik alanında da sergileyeceğimizi düşünüp teselli bulmalıyız!

Ortadoğu kan deryasıymış, Suriye yanıyormuş, Libya kül olmuş, Irak’ta neler oluyormuş, “Kudüs Ey Kudüs’te” ortalık toz dumanmış, Arap dünyası birbirini boğazlıyormuş, bölünüp parçalanıyormuş, varsın olsun! Sorun çözen, çözüm bulan, cesur, çalışkan, yüksek ideal sahibi liderler ne güne duruyor? Bugün yarın toplanır hallederler. Ancak, bazı gerçeklerle yüzleşmeden, bazı gerçekleri ortaya çıkarmadan, bazı gerçeklerin ışığında hareket etmeden, hele de göz ardı ederek, bağırıp çağırarak ve hesap vermeyerek “ben yaptım oldu”yla nasıl olur? İşte orda durup iki kez düşünmek ve geçerli kuralları iyi okumak gerekir.