"CHP HAFIZASINA KAVUŞACAK..."
24 Haziran seçimleri cumhuriyete inanan milyonlarca insanı şok eden bir sonuç ortaya çıkartırken, sarsıntıyı atlatmaya çalışan kitlelerde "gelecek kaygısı" ne yazık ki büyüyor...
Ve "Cumhuriyeti kuran CHP" bir kez daha gündemde, bir kez daha "değişim" inancıyla "umut" peşinde taban...
Çünkü parti tabanında herkes aynı görüşte; "Türkiye'nin CHP'ye, kurucu değerlerine ve Altıok'a gereksinimi var..."
İşte bu yüzden de CHP tabanında bu kez çok şaşırtıcı bir hareketlenme, enerji ve heyecan var... Hem de en kritik yapı içinde yaşanıyor bu heyecan... Yani, partinin değişmesi için harekete geçen "kurultay delegeleri"nde...
Örgütleri, vekilleri ve bazı belediye başkanları ile tabanı da umuda sevk eden bu heyecanın boyutunu ve kararlılığını şu saptama ile yansıtmak şüphesiz en doğrusu olacaktır;
Daha önce CHP'nin olağanüstü kurultaylarında "imza" verenler baskı yüzünden kendilerini saklamak zorunda kalırken bu kez açıktan, adeta bir seferberlik halinde toplanan imzalar bizzat delegeler tarafından sosyal medyadan da duyuruluyor...
İşte bu eylem, İnce'nin mücadelesinin yalnızca "kurultay" olduğunu göstermiyor, partiye sahip çıkıldığının ve nihayetinde ülkenin geleceği için en yaşamsal konunun CHP olduğunu da dışa vuruyor...
CHP'nin "son 8 yılda 9 hezimet" yaşamasının ardından yaşanan şoku da anlatıyor delegelerin "kurultay" seferberliği...
Hele de 24 Haziran seçimlerinde ana muhalefet adayı Muharrem İnce yüzde 30'u aşarken, CHP'nin yüzde 22'lerde yeni bir hezimet yaşamasının ardından gidişata el koyuyor delege...
İnce ve ekibi olağanüstü kurultay mücadelesini işte bu yüzden "değişim ve umut" sloganıyla yürütüyor...
İnce'yle birlikte yıllardır mücadele eden vekiller ve belediye başkanları şu günlerde de "imza" için yoğun çaba harcıyor... İmzaların artışına bakılırsa belli ki, "kurultay" ve değişim zorunlu hale gelecek...
***
Yaşar Tüzün'ün çağrısı...
İnce'nin en yakınında Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ve Bolu Milletvekilii Tanju Özcan var...
Çok sayıda vekil ve belediye başkanı da yıllardır ona destek veriyor... Aralarında, 24 Haziran seçimlerinde "tasfiye" edilenler de var...
Bölgelerinde çok sevilen vekillerden Tüzün ve Özcan imzaların bir an önce tamamlanması için İnce'nin ekibinde yer alan diğer arkadaşlarıyla birlikte yoğun çaba harcıyor...
CHP Genel Merkezi'nin kurultay için verilen imzaları 120 olarak açıklaması şaşkınlık yaratırken, Yaşar Tüzün dün bir basın toplantısı düzenledi ve noter onaylı 526 imzanın toplandığını açıkladı.
Tüzün basın toplantısında konuşurken bile yeni imzalar geliyordu... Rakamın akşam saatlerinde 550'ye ulaştığı söylendi... Hafta sonuna kadar yeterli imzayı toplayacaklarını anlattı Tüzün...
İstanbul ve Anadolu örgütlerinde şöyle bir nabız yoklayınca, toplanacak imzaların CHP Genel Merkezi'ni oldukça şaşırtacağını da gözlemledik...
Ve dün Yaşar Tüzün'e "bundan sonra ne olacak" diye sorduk, şunlar söyledi;
"24 Haziran bir halk hareketiydi... Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce'nin ulaştığı oy oranı da bunu kanıtladı. Şimdiki süreç ise bir delege hareketi... CHP kurultayı toplanacak, parti bundan sonraki mücadelesinde yeni kadrolarla yeni bir vizyonla başarılı olacak... Delegelerimiz de örgütlerimiz de bu inançla CHP'yi hak ettiği zirveye çıkartmak için sonuna kadar mücadele edecekler... Herkesi bu inançla, CHP'nin başarısı için destek olmaya çağırıyoruz. Çünkü CHP bu kurultayın ardından hafızasına da kavuşacak..."
Tüzün'ün konuşması içinde en çarpıcı saptama şüphesiz "CHP'nin hafızası" olmalı... Zaten o "hafıza" kaybedildiği için parti rotasından çıkmadı mı, asıl tabanını kaybetmedi mi, sürekli hezimet yaşamadı mı?..
Harran'ın kaldırım taşı!..
Tarih boyunca "uygarlık"lar su kıyılarında kurulsa da kimi coğrafyalarda zamanla yaşanan en büyük tahribat ve yozlaşma da "susuzluk"tan kaynaklanmış...
Tıpkı bağrında onlarca "uygarlık" barındırmasına rağmen yeraltı suları tükenince adeta Kerbela'ya dönen Urfa'nın Harran'ı gibi!..
Urfa'da gazetecilik yaparken vizörümüze işte bu yüzden de en çok Harran yansırdı... Uçsuz bucaksız verimli topraklarında "su"suzluk yüzünden ot bitmeyen garip ve sahipsiz Harran...
Ve o Harran'da yoksulluk ve sefalet içinde yaşayanlar susuzluktan sonra en çok da hastalıktan yakınırdı... Ne sağlık ocağı ne de "hastane" vardı Harran ve köylerinde...
Tarihi binlerce yıl öncesine dayanırken, uzay çağında adeta Taş Devri'ne terk edilen ilçe ne yazık ki bebek ölümlerinde de dünya birincisiydi...
Tifo ve Şark Çıbanı bölgeyi kasıp kavuruyor, en basit hastalıklar da "doktor"suzluk yüzünden can alıyordu…
1990'ların sonunda Fırat Nehri'nin suları Harran Ovası'na kavuşunca, Urfa'nın yüzü gülerken en çok tarihi Harran ilçesinde yaşayanlar sevindi...
Kıraç topraklar sulandı, bölgede hastaneler kuruldu, bebek ölümleri azaldı, bir zamanlar "doktorrrr" diye inleyen Harran köylüleri de bir nebze olsun huzura kavuştu...
Peki ya uygarlık?.. Harran köylülerinden biri, adını ovadan olan Urfa'daki tıp fakültesi hastanesinde bir doktoru kafasına "kaldırım taşı" vurarak öldürmeye çalıştı...
Hastanenin çocuk bölümünde görevli doktor Bahaddin Ahmet Yalçın bir hiç uğruna ağır biçimde yaralanırken, saldırgan Abdulkadir Keskinli tutuklandı...
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, saldırıyı "canavarlık" olarak tanımlasa da bu vahşet önemli bir soruyu da akla getiriyor; "Su gittiği yere gerçekten uygarlığı taşıyor da, ya bazı zihinlere?.."
İşte, Urfa gibi güzel ve konuksever bir kenti de, uygarlıktan nasibin almamış birkaç zavallı yaratık yüzünden yaralayan asıl mesele budur...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac