CHP TABANININ GÖNLÜNDE YATAN ASLAN!..

Sevgili arkadaşım Mustafa Mutlu, yalnızca 4 gün önce Aydınlık gazetesindeki köşesinde CHP’li yurttaşlara bir çağrı yaptı:

-CHP içinde beş isim öne çıktı; bu isimlerin hangisini  genel başkan olarak görmek istersiniz?..

İlginç, bir o kadar da rizikolu bir soruydu... Ve dün sonuçları köşesinde açıkladı; üç gün bile tutmayan kısacık sürede bu soruya tam 13 bin kişiden yanıt geldi!.. Zavallı arkadaşım, “artık yanıt göndermeyin, ailece istatistikçi olduk. Anket bitti” çağrısında bulundu. 

Önce kişisel e-postasına gelen 11 bin 266 kişinin oy dağılımına bakalım:

-Ümit Kocasakal: 8 bin 911 oy - yüzde 79.1, Muharrem İnce: 1.250 oy - yüzde 11, Umut Oran: 741 oy -  yüzde 6, Kemal Kılıçdaroğlu 236 oy – yüzde 2, Mustafa Balbay: 21 oy -  yüzde 0.2

Çok çarpıcı değil mi?. Ezici çoğunluk İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ı tercih ediyor, ikinci sırada ise Muharrem ince var!.. Şimdi, Facebook üzerinden, isim belirterek oy veren 473 kişinin oy dağılımına göz atalım:

-Ümit Kocasakal: 365 oy – yüzde 77.1, Muharrem İnce. 59 oy – yüzde 12.6, Umut Oran: 21 oy, yüzde 4.2, Kemal Kılıçdaroğlu:14 oy, yüzde 2.9, Mustafa Balbay, 0 oy – Yüzde 0!..

Sonuçlar neredeyse aynı... Kemal bey her iki oylamada da dördüncü sırada, diğer bir deyişle yok hükmünde!.. Hapisten çıktığında “kahraman” gibi karşılanan Mustafa Balbay ise yok hükmünde bile değil!..

Tablo açık; CHP seçmeni ağırlıklı olarak Ümit Kocasakal diyor. Eğer ayağı kaydırılırsa ikinci sırada bulunan isim Muharrem İnce... Bu ne demek?. Gayet açık biçimde şu demek: taban, son yıllarda iyice uzaklaşılan “6 Ok” ilkelerine süratle dönülmesini istiyor!..

Yılların gazetecisi Mustafa, “Kılıçdaroğlu ekibinin” bu anketi “yönlendirilmiş” olarak ilan edeceğini de bildiği için, “buyurun partinizin resmi internet sitesinde, aynı anketi siz yapın ama gizleme yok, cesaretiniz var mı?” meydan okumasını yaptıktan sonra, benim de yürekten desteklediğim şu öneriyi yapıyor:

-Hodri meydan, delegelere sığınmak yerine, hem Genel Başkan, hem Parti Meclisi üyeleri doğrudan CHP üyeleri tarafından seçilsin!..

Her fırsatta “demokratikleşme sözü” veren Kılıçdaroğlu böyle bir şey yapar mı? Yaparsa tarihe geçer ama olayların tam tersine gelişeceğine adım gibi eminim.!.. Kulislerde, Selin Sayek Böke’nin adının dolaştığı kulağımı geliyor. Hatta, ünlü Financial Times gazetesinin Böke ile ilgili olarak neredeyse “zil takıp oynadığı” da internet sitelerine yansıdı bile!.. Haa, ben bu ankete katılsaydım ne yapardım?. Tüm içtenliğimle ilan ediyorum:

-Değil 15 bin, 155 bin oyum olsa, bu iki ismi aynı sırayla, aynı oranla çıkaracak sonucu hedeflerdim!..

Putin G 20’yi dağıttı gitti!..

G 20 Zirvesi, hem dünya için, hem de Tayyip Bey’in “iç hesapları” açısından çok değişik sonuçları beraberinde getirdi...

İçeriye dönük şovu “Parlamenter Başkanlık” başlığı altında dünkü yazımda anlatmıştım; dünyada örneği olmayan bir “Başkanlık” stili!.. Dünyaya yönelik sonuçlarına ise Rusya Devlet Başkanı Putin damgasını vurdu... Zirvenin kapanışında yaptığı konuşma o kadar ağır, o denli suçlayıcıydı ki, koccaman devletler dahil hiç kimsenin “tısı” bile çıkmadı, çıkamadı!..

Putin, IŞİD’in, işgal ettiği Musul’daki petrolü şakır şakır dünya ülkelerine sattığını (tabii onlarında hiç utanıp sıkılmadan aldığını!), tam 40 ülkenin bu canavar örgüte finansal destekte bulunduğunu belirttikten sonra, salondaki devlet başkanlarının, kral bozuntularının gözlerinin içine bakarak son darbeyi vurdu:

-Bunların arasında G 20 üyesi ülkeler de var!..

Salon buz kesti... Bir Allah’ın kulu da çıkıp, “ne diyorsun kardeşim, bu çok ağır bir suçlama, kimse destek veren isimlerini açıkla” demedi, diyemedi!.. Böylelikle, sonuç bildirgesinde yer alan, “terörizme karşı ortak mücadele”, “Suriye’de insani çözüm” lafları da  kocaman bir fiyasko olarak tarihe geçti!..

Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı konuşurken, ABD Başkanı Obama’nın kulaklık takmaması ve sakız çiğnemesinin şifre çözümünü de sizlere bırakıyorum!..

Vee, bu yazı yazılırken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bombayı patlattı: “Türkiye ile sınır operasyonlarına başlıyoruz!..” Demek ki “TSK’nın Kara gücü olma” meselesi tamam...

-Gördünüz mü G 20 komedisinin çarpıcı sonucunu!!!


Türkiye’de balerin kalmamış!..

Ankara Devlet Opera ve Balesi, üç yıldır Johann Strauss’un, dünyaca ünlü müthiş eseri “Yarasa Opereti” ni sahneliyor.. du!..

Bu operetin en can alıcı sahnelerinden “Mavi Tuna Valsi” sahnesi, geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan son temsilde  eserden çıkarıldı... Gerekçe trajikomik:

-Elimizde balerin yok!..

Yani, balerin üç yıldır vardı, birden buharlaştı!.. Opera Müdürü’nün gerekçesi yerlerde sürünüyor; yok efendim o sahnede oynayan balerin ayağını kırmış da, yerine oynayacak balerin bulunamamış da, falan da, filan... Aklıma sizin de aklınıza gelen o 29 Ekim konuşması geldi; Tayyip Bey, Cumhuriyetin 19302larda yaptığı kutlamaları ağır bir dille eleştirmiş, özellikle de “vals yapılmasını” yerden yere vurmuştu... O zaman ne olmuş oluyor?..

-Emir, demiri kesiyor!!! 
     
      
https://twitter.com/umit_zileli