DARBEYİ AMERİKA mı YAPTI?..
Tamam anladık; bu dünyada her türlü kargaşanın, başkaldırının, iç savaşın, iktidar devirmenin ve kukla devletler kurmanın arkasında Amerika var...
Ekonominin çökmesi, doların yükselmesi, depremler yaşanması, tusunami oluşması hatta ve hatta trafik kazalarının ardında da bile “ABD var” diyenler çıkıyor!!!
Velhasıl her olaya komplo teorisyenlerinin gözüyle bakanlar açısından, yeryüzündeki her melanetin tek sebebi Washington’dan başkası değil!..
Bu bakış açısı ve yaygın anlayış, yazılarında ve konuşmalarında yüzlerce kez, ABD’nin kendini “dünyanın jandarması” ilan etmesine isyan etmiş bir gazeteci olarak beni de zaman zaman çok şaşırtıyor...
Çünkü her kesimi sarsan, her türlü siyasi, ekonomik ve diplomatik rezaletin ardında “dış güçler”in kesin müdahalesi olduğuna inanmak gibi bir paranoya dünya genelinde öylesine etkili bir gelenek oldu ki, komploların içinde bocalamamak olanaksızdır artık...
Ancak bu satırların yazarını mümkün olduğunca komplo teorilerinden uzak tutan gerçekler ve gerekçeler her zaman vardır... Yani darbeler yaşanırken dünya coğrafyalarının, yönetimlerin, ülkelerin ve halkların hiç mi suçu yok gibi bir soru, komploculuğu sarsması gereken bir bakış açısı değil mi sizce?..
Ne yani; “dikkat taş düşebilir, ayı çıkabilir” korkusunu tetikleyen mekanizma da, hiç olmadık yerde, her taşın altından çıkıveren “Amariğa” mı?..
ALGIYA HİZMET ETMEK!..
İşte komploculuğun kolaycılığa kaçan son vahameti de, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından yaşananlarda ve yaratılmak istenen sinsi algıda gizli...
Bu konuda üretilen senaryolar öyle dayanaksız ki, ABD yönetimlerinin oldum olası profesyonel ve usta darbeciler olduğu gerçeğini de bir anda sarsıveriyor...
İyi ki başarılı olmamış ama şu beceriksiz, şaşkın ve her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran 15 Temmuz fiyaskosunu yalnızca Fethullah’a Yeşil Kart veren ABD’ye mal etmek CIA’nın yeteneklerine hakaret değil mi?..
Bu soruya yanıt vermeden önce, böylesi bir komplo teorisine gerçeklik kazandırma çabalarının son günlerde iyice yoğunlaştığını da anımsatmak isterim...
İşte Andy-Ar adlı bir şirketin araştırma sonuçları da, “darbe” girişimini AKP’nin “bizim müritler” dediği eski ortağa değil de, CIA ajanı Paul Henze’ye “bizim çocuklar” diye takdim edilenlere yükleme çabası gibi duruyor...
Şirket deneklere, “15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu düşünüyor musunuz?’ diye sormuş... Ankete katılanların yüzde 79’u da “Evet, ABD var” demiş!..
“Ankete katılan AKP’li seçmenin yüzde 90.5’i, MHP’lilerin yüzde 89.4’ü, CHP’lilerin yüzde 63.5’i ve HDP’li seçmenin yüzde 50’si de 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu” söylemiş...
SAM AMCA DUYMUŞ MUDUR?
Anketlerin hangi algılarda kullanıldığı sorusu tüm dünya genelinde yanıt arayadursun... Ancak son yıllarda olayları yaşandığı koşullara göre değerlendirmek gibi bir bakış açısı da hak getire!..
Hele de balık hafızalı toplumlarda, dünü unutarak gelecekte yaşanan ve yaşanması olası konulara potansiyel suçlular bulurken, asıl gaflet ve ihaneti göz ardı etmek de çok vahim bir kolaycılık ve komplo taşeronluğu olmaktan ileri gidemiyor artık...
Yani birilerinin ekmeğine bilerek ya da bilmeyerek yağ sürmek de, toplum mühendislerinin, sorgulamadan yaşayan kitlelere kazandırdığı bir sinsi yetenek gibi yaygınlaşıyor!..
Evet; yandaş medyanın, araştırma şirketlerinin, dünyadan habersiz sözde stratejistlerin, tüm cehaletleriyle havanda su döven taşeron köşe yazarcıklarının ve vizyonsuz siyasetçilerin bakış açısına göre “15 Temmuz’un ardında ABD var!..”
Doğrudur, ABD Fethullah Gülen’e kucak açtı... Evet, Amerika’nın her köşesinde cemaatin okulları, kuruluşları, hücreleri var...
Evet; ABD, cemaatin dünyanın en az 150 ülkesinde sinsice örgütlendiğini ve mürit-imam tezgahının milyarlarca dolarlık devasa bir ekonomiye hakim olduğunu çok iyi biliyor...
Yani her şeye muktedir “Sam Amca”, ilkokul mezunu bir köy imamının din sömürüsünü kullanarak dünyaya hükmettiği gerçeğini görmezden geliyor...
Velhasıl ABD gibi dünyayı yöneten bir süper güç, Fethullahçılar’ın ne denli tehlikeli bir örgütlenme olduğunu, özel hazırlanan müritlerle yalnızca Türkiye’de değil Balkanlar’dan Afrika’ya kadar gelecekte birçok ülkenin yönetimini etkileyeceğini de herkesten çok daha iyi biliyor...
DARBENİN ‘ZEMİN’CİLERİ!..
Yukarıdaki saptamaların altını ısrarla çizelim de, Fethullahçılığın doğup büyüdüğü, sosyal yaşamdan ekonomiye ve siyasetten bürokrasiye kadar bir ahtapotun kolları gibi örgütlendiği toprakların hiç mi suçu yok?..
Bu devlet, Fethullah şeriat propagandası yaparken susmadı mı, onu yargılamaktan çekinmedi mi?.. Binlerce “ışık evi” bu devletin gözlerinin önünde 40 yıl boyunca faaliyet göstermedi mi?..
Cemaatin okulları, devlet malını “parsel parsel” peşkeş çeken belediye başkanları ve valilerin çabalarıyla açılmadı mı?..
Gülen bu ülkenin siyasetçilerince kapılarda, elleri öpülerek karşılanmadı mı, FETÖ sınav sorularını çalarken bu devlet ve siyaset gözlerini kapayıp müritlik vazifesini yapmadı mı?..
Velhasıl FETÖ, emniyete, orduya, yargıya, bürokrasiye sızabilsin, kamu ihaleleriyle büyüsün, “paralel devlet” oluştursun, “Ergenekon” komploculuğuyla tuzaklar kursun diye ANAP’ından DYP’sine ve en çok da son 14 yılda AKP’sine kadar tüm siyaset kurumları “ne istediler de” cemaate vermediler mi?..
Amerika’nın darbe olacağı istihbaratını almış olmasına bir nebze “evet” denilebilir ama unutmayın ki, 15 Temmuz’un ardında tamamen “ABD var” diyenler, darbeye “zemin hazırlayan ortağı” kamuoyunda temize çıkarmaya çalışan teorisyenlere hizmet etmiş olurlar...
Yineleyelim, darbe iyi ki başarılı olmadı... Velakin, iddia edildiği gibi bir ihtimal ABD planlamış ya da göz yummuş olsa da, Sam Amca bu tezgahın hiçbir yerinde yalnız değildi!.. Çünkü darbenin ve darbecinin ortamı çoktaaaaan hazırlanmıştı...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac