EGO
“EGO” kendiniz ile olan en büyük savaşınızdır. Galip gelirseniz, yaşamınıza tüm güzel kapıları açarsınız. Sağlam karakterin temeli, aç bırakılmış bir ego dur.
Bazı insanlar ego eksikliğini fark ettiklerinde, kendilerini değersiz hissederler. Ego hemen harekete geçer.
Açım..!
Doyur beni..!
Aşırı beslenmeyle birlikte, şiştikçe şişer. Patlamaya hazır bir bomba gibidir artık, obeziteye aşık “EGO”…
Tabi ki kendi değerinde bilmeli insan. Ancak, aşırı “Ego” sağlığınıza zarar verir. Ne kendinizi, ne de sevdiklerinizi üzmeyiniz.
Ne demiş Mevlana;
“Hazineyi bulmak için dünyayı arıyorsun oysa gerçek hazine kendi içinde gizlidir.”
Her insanın egosu elbette olmalıdır. Karşınızdaki insanlara yansıtmadığınız sürece size zarar vermez. Freudun sözüyle, ego, şahlanmış atın üzerindeki şövalye gibidir. Tabi ki, süper egonun tarifi. Bu kategoride olan insanlar, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü zanneden kişilerdir. Her şeyde olduğu gibi azı karar, çoğu zarar. Kontrol sende, kaptan sensin. Ego bir hastalıktır. Daha huzurlu bir yaşam için, ruh ve beden sağlığınızı koruyunuz. Ego her zaman mükemmel olmayı ister. Ancak ego üzerinden mükemmelliğe ulaşmak asla mümkün değildir.
“Egoistlerin iyi bir yanı vardır: Başkaları hakkında konuşmazlar”
Lucille Ball
Ne kadar doğru bir söz değil mi? Hepimizin hayatında var olan bazı kişiler, kendilerini anlatmaktan başkalarının kendilerini ifade etmelerine izin vermezler. Çünkü evrende sadece onlar vardır. En iyi onlardır. En zeki onlardır. En güzel onlardır. Her işi en iyi onlar yapar. Başarının tamamı onlarındır. Ekip ruhu ile başarılmış hiç bir iş onlara göre ekip başarısı değildir. Emeğe saygıları yoktur. Sadece kendisiyle övünür, kendilerini anlatırlar. Onları durduracak kimse yoktur. Egosunu yüzüne vursan asla kabul etmezler. Varsa, yoksa tüm yıldızlar onların üzerine yağar. Çevrenizdeki insanlara zarar vermemek adına, egonuza hakim olun. Ona siz hükmedin ve sizi esir almasına müsaade etmeyin.
Gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Egozede olup, size duyulan saygı ve sevgiyi yitirmeden, egonuzu yenin.
Deveye Hendek atlatmak kadar zor olsa da, bu savaşın kazananı siz olun.
Hala anlayamadınız değil mi?
O zaman, Einstein’dan bir bölümü paylaşıyorum;
“Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.”
Albert Einstein
Egonun güvensiz süslü güzelliğine aşık olmayın. Mutluluğa giden yolu, egolarınızdan arınmış olarak yaşamınıza devam etmeye ne dersiniz? Kendi yarattığınız dünyanın ben merkezinizden çıkıp, empatiden yoksun insan olmaktan kurtulmak istemez misiniz? Mesala, “Hiç”lik makamı. Hiçlik kendini bilmektir. Ne mutlu bu makama ulaşabilenlere ve kendini bilenlere. O halde güç sizde, Sizin, sizinle olan savaşınızda.
Er meydanında , haydi durma..!
Yen onu ve erdemli insan olmanın ihtişamını yaşa..!
Egodan arınmış dostlara sahip olmanız dileğiyle.
Sevgiyle...