EKMEL BİR SONUÇTUR!..(2)

(Sevgili okur, geçen Perşembe yazdığım "Ekmel bir sonuçtur" yazısını "devamı Pazar günü" diyerek bitirmiştim. Ancak araya balyoz tahliyeleri ve bu kumpasa "ayar" veren, dönek zevatın tarihe geçirilmesi görevi girince bugüne kaldı).
EKMEL BİR SONUÇTUR!..(1) için TIKLAYINIZ

12 Eylül Karşı devrimi, Cumhuriyetin en büyük trajedisiydi...

Daha da trajik olanı, halkın büyük bölümünün, gelen felaketi sevinçle, alkışlayarak karşılamasıydı. Aslına bakarsanız, haksız da değillerdi; beş yılda 5500 evladını teröre kurban veren insanlar, kendilerine kurulan büyük tuzağın farkında bile değillerdi. Pek yakında anlayacaklardı ancak iş işten geçmişti!..

Karşı devrimin resmi adı "Bayrak harekatı" idi. Darbenin önde gelen isimlerinden Orgeneral Bedrettin Demirel, yıllar sonra yazdığı hatıralarında, "harekatı 3 yıl önce yapmayı planlamıştık, ancak biraz daha olgunlaşmasını bekledik" diyordu. 3 yıllık olgunlaşma sürecinde, 3 bine yakın cana daha kıyılacaktı!..

Darbenin olduğu saatlerde ABD Başkanı Jimmy Carter, Broodway'da bir müzikal izliyordu. Haber kendisine iletildiğinde gülümseyerek verdiği şu yanıt, tarihimizde kanlı, kara bir leke olarak kaldı:

-Don't worry, they are our boys- Merak etmeyin onlar bizim çocuklar!..

12 EYLÜL'ÜN GETİRDİKLERİ

12 Eylül'ün iki büyük sonucu oldu...

Siyasi alanda, akıl almaz bir kırım yaşandı; siyasi partiler kapatıldı, 1961 anayasası lağvedildi, hapishaneler yüzbinlerce insanla doldu, taştı... Resmi rakamlara göre 700 bine yakın insan işkencelerden geçti. "Asmayalım da besleyelim mi" alçaklığıyla gencecik insanlar asıldı. Asıl önemlisi, solcular, ilericiler, Atatürkçüler paramparça edildi!..

Aynı sıralarda, 1982 anayasası 92.8 çoğunlukla kabul ediliyor, din dersi zorunlu hale getiriliyor, el altından tarikatlarla, cemaatlerle ilişki kuruluyor, ülke dolu dizgin gericilerin ellerine terk edilmeye hazırlanıyordu. Sevgili Uğur Mumcu, tam da "gericileştirme projesinin" sürdüğü sıralarda, şeriatı tüm Müslüman ülkelere yaymakla görevli Suudi Rabıta örgütünün, Türkiye'de imamların maaşını ödediğini, yurtdışı gezilerinde eğittini ortaya çıkardı. Hem de Devlet başkanı Kenan Evren ve Başbakan Bülent Ulusu'nun imzalarıyla!..

-Onlarca yılımızı ipotek altına alacak olan kumpas, başarıyla yürüyordu!..

BUGÜNLERE SÜRÜKLENDİK

12 Eylül'ün ikinci büyük sonucu, Turgut Özal'dı!..

Tam da ABD'nin istediği gibi, Özal ekonominin başına geçirildi. Zaten yine onun mimarlığında açıklanan 24 Ocak kararları, bir darbe dönemi olmadan hayata geçirilemezdi!.. Türkiye kısa sürede Batı'ya, çözülmesi son derece zor demir zincirlerle bağlandı. Ancak, yine de bazı şeyler tam anlamıyla kotarılamıyordu. Onun da çaresi hazırdı; Özal 1983 seçimlerinde elbirliği ile tek başına iktidara getirildi!..

-Sonrası, ülkenin çılgınca bir hızla bugünlere sürüklenmesi süreciydi...

Özallı yıllar, Sovyetler'in yıkılışı, ABD'nin tek patronluğunda yeni dünya düzeni, sözde 141-142 kaldırılıyor havasında irticayı dizginleyen 163'cü maddenin ortadan kaldırılması, Refah Partisi'nin güçlenmesi ve belediyelerle başlayan iktidar süreci art arda geldi...

Siz, AKP'nin gökten zembille mi indiğini sanıyorsunuz?!. Tayyip Bey, 1996'da daha Belediye Başkanıyken, zamanın ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abromovitz, onu geleceğin başbakanı olarak deklare etmişti bile!.. 28 Şubat sonrası, kapatılan Refah Partisi yerine oluşturulan Saadet Partisi bölünerek kurulan AKP, 14 ay sonra dünyada eşi benzeri görülmedik şekilde iktidar oldu. Tayyip Bey yasaklıydı; o da Baykal ve CHP sayesinde anayasa değiştirilip, bir ara seçim yaratılarak başbakanlığa getirildi!..

Anlatacak çok şey var ama yerim bitti. Son 12 yılı, bir İslam devleti olma yolunda yaşadığımız süreci birlikte yaşadık... Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin:

-Ekmel, gökten mi indi Allah aşkına!!!



https://twitter.com/umit_zileli