EMİN PACHA!..
Tamam, kendisini “Cumhurbaşkanım” olarak görmüyorum, hissetmiyorum...
Düşüncelerine, yaptıklarına, söylediklerine hiç katılmıyorum, en ağır şekilde eleştiriyorum... Hele ülkeyi sürüklediği istikametle ilgili derin bir endişe ve dehşet içindeyim.
-Ama arkadaşlar, ben Tayyip Bey’e acıyorum valla, hem de çok!..
Her ne kadar içime sindiremesem de sonuçta gittiği ülkelerde Türkiye’yi temsil ediyor... fahri doktoralar filan alıyor, resmi törenlerle karşılanıyor... Bu nedenle insanları güldüren vahim yanlışlar yapmasına üzülüyorum... Evet, okumadığını, zaten sevmediğini kendisi söylemişti zamanında: üstelik her şeyi bilmesine de olanak yok... İşte tam da bunun için sayısını bilemediğim kadar çok “başdanışman” var emrinde... Her konuda üçer beşer hem de!.. O zaman şu soruyu sormak bir yurttaş olarak hakkım:
-Bu danışmanlar ne iş yapar Allah aşkına?.
Özellikle de tarih konusunda ahkam kesen danışmanları, Saray’ı her defasında açığa düşürecek, komik pozisyonlar yaratacak vahim ötesi yanlışlar yapıyorlar... Son örneğini Uganda’da yaşadık... Hem de “fahri doktora” diploması aldığı Makarere Üniversitesi’nde, yani bir bilim yuvasında yaptığı konuşmada!..
Artık hangi danışmanından öğrenmişse, Mehmet Emin isimli bir “Osmanlı” Paşasını “ecdadımız” diyerek, öve öve bitiremedi. Şu sözlere bakın:
-Asıl mesleği doktorluk olan Emin paşa aynı zamanda tabiat alimi olarak yüzlerce hayvan ve bitki türünü keşfetmiş ve bilim dünyasına önemli katkılar sunmuştur. Emin Paşa bu topraklarda 1892 yılında Kongo’da esir ticareti yapan bir aşiret tarafından şehit edilmiştir... Bu vesileyle Türkiye-Uganda kardeşliğinde önemli yeri olan, bize böyle temiz bir miras bırakan Emin Paşa’yı rahmetle, hürmetle yad ediyorum...
Külliyen yanlış!.. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor! Gelin ben size Emin Pacha’nın gerçek hikayesini anlatayım...
Gordon Pacha’nın Pacha’sı!..
Öncelikle, Mehmet Emin’in Osmanlı ile en ufak bir alakası yok!
Osmanlı’da Emin Paşa diye bir kişi de yok! Abdülhamit’in bu isimde birinin varlığından bile haberi yok! Zaten adı da Emin filan değil!..
Asıl adı Izak Eduard Schnitzer. Bir Alman Yahudi’si... Güney Polonya civarında Silezya’da 1840 yılında doğdu. Fizik eğitimi gördükten sonra pratik doktorluk yapmaya başladı. Ancak o sıralarda Almanya’daki ırkçılık nedeniyle iş bulamadığı için 1870 yılında Arnavutluk Valisi İsmail Hakkı Paşa’nın hizmetine girdi. Paşa ölünce onun dul eşi ve çocuklarını kendi ailesi olarak tanıtıp birlikte Almanya’ya döndü.
1875’de Doktor Emin Kahire’de ortaya çıktı. Adı artık Mehmet Emin’di...Henüz “Pacha” seviyesine ulaşmamıştı. Oradan Hartum’a geçti. Bir yandan fildişi ticareti yapıyor, diğer yandan da Afrika’da Batı sömürgecilerinin ajanı olarak topladığı çeşitli hayvan ve bitki objelerini Avrupa müzelerine satıyordu...
Tam bu sıralarda Sudan’ın İngiliz Askeri Valisi Charles Georges Gordon tarafından keşfedildi. Peki bu Gordon kimdi?. Kırım Savaşı’nda görev almış maceracı bir İngiliz subayı!.. Daha sonra Çin’de Batılı sömürgecilere hizmet verdi. Hatta sömürgecilere karşı patlak veren Taiping Çin Milli isyanını bastırmada aktif rol aldı. Ardından önce Mısır Hidivi’nin hizmetine girdi, sonra da İngiliz yönetimi tarafından Sudan’a askeri vali olarak tayin edildi.
-Böylece oldu mu size Gordon Pacha!..
Sömürgeci Pacha!..
İşte Doktor Emin bu Gordon Pacha tarafından Ekvator Valisi olarak atandı...
Böylece, o da oldu mu size Emin Pacha!.. O yıllarda Mısır, şeklen bağlı gibi göründüğü Osmanlı’nın elinden çoktan çıkmıştı. İşte tam da o sıralarda Sudan’da batı sömürgeciliğine ve İngilizlere karşı İslamcı Mehdi hareketi başladı. Kara Afrika halkının büyük nefreti sayesinde hareket hızla yükseldi. Lider Muhammed Ahmet Bin Abdullah tüm sömürgecilere bu arada Türklere karşı da “cihat” ilan etti. Bugün Sudan’da Muhammed Abdullah taraftarlarına ne deniyor biliyor musunuz?
-Ensar!..
1885’te Mehdi Hareketi Hartum’u kuşattı. 28 Ocak’taki Hartum Savaşı’nda Gordon Pacha öldürüldü ve kellesi kesilip meydana asıldı... Ve Sudan’da şeriat ilan edildi. İngilizler bunun üzerine Ekvator Valisi Emin Pacha ve tabii onun sömürgecilikten elde ettiği yüklü miktarda fildişi ve diğer değerli malları kurtarmak için sefer düzenledi. İngiliz gazeteleri bu seferi Afrika’yı ilkellikten, yamyamlıktan ve esir ticaretinden kurtarmak olarak kendi halkına bir güzel yutturdu!.
1890 yılında Emin Pacha ve değerli mallar Ekvator’a ulaşan İngiliz kuvvetleri tarafından kurtarıldı. Emin Pacha aynı yıl Doğu Afrika Alman Sömürge Cemiyeti’nin hizmetine girdi, iyi mi!.. Haa unutmadan, o yıllara kadar Uganda’da hiç bilinmeyen Çeçe sineği ve Uyku hastalığı illetini de bu muhterem zatın getirdiği tahmin ediliyor!.. Neyse, bu herif-i naşerif 1892 yılında iki Mehdi Hareketi militanı tarafından öldürüldü, bu bile “esir tüccarları tarafından öldürüldü”olarak lanse edildi. Bu iğrenç hikaye de böylece son bulmuş oldu...
İşte Saray’ın hürmetle söz ettiği Emin Pacha bu; İngilizlerin, Almanların uşağı, Afrika’yı soyup soğana çeviren sömürgecilerin ağa babası!.. Ben Saray’ın yerinde olsam, beni sürekli mandepsiye bastıran bu danışman sıfatlı muhterem zevatı olabildiğince uzaklaştırırdım...
-Yoksa yakında Afrika’ya bile gidemeyecek!..
NOT: Sevgili Kerem Çalışkan’a bilgiler için sonsuz teşekkürler
https://twitter.com/umit_zileli