“GEÇİNMEMİYORUZ DİYENİN MAAŞINI DÜŞÜRÜN!”

İşsizlik, açlık, yoksulluk diz boyu…

İş bulabilmiş olanların ise resmi rakamlara göre yüzde 40’ı asgari ücretli! Bu ne demek biliyor musunuz?

-Milyonlarca kişi de asgari ücretin biraz üstünde maaş alıyor demek!..

Çünkü asgari ücret, adı üstünde taban fiyat; bunun altında ücret verilemiyor… O halde işçi kesiminin önemli oranı ya asgari ücretli ya da üç beş kuruş daha üzerinde ücret alabiliyor! Diğer bir deyişle; insanlar geçinemiyor, en çok yılda bir et görebiliyor, o da kurban bayramlarında… Kimisi de gramla hesabıyla ucuz kıyma alıp yemeklere koklatıyor, çocuklar “et yedik” zannetsin diye!..

Öğretmen çocuğuna pantolon alamadı diye, gencecik öğretmen ataması yapılmadı diye, yilların işçisi kredi kartına cambazlık yaptırmaktan borçları iyice azdı diye intihar ediyor… Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin 82 milyonluk ahalisinin ezici çoğunluğu açlığın, yoksulluğun pençesinde kıvranıyor!..

Daha geçen gün GHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “dar gelirli” raporunu açıkladı; bu vahim rapora göre, asgari ücretli bir ailede kira ve faturalar ödendikten sonra elde ne kadar para kalıyor biliyor musunuz?

-Tam 573 Türk Lirası!..

Bu rakam en düşük memur emeklisinde 809 TL olurken, işçi emeklisinde yalnızca kira ve faturaları ödeyebilmek için 496 TL daha gerekiyor!..

-Bu durumda, en büyük Türk büyüklerinin yaptığı “çay-simit” hesabı da fos çıkıyor; çünkü elde kalan para buna bile yetmiyor!..

Bir sahtecinin “sünnet” masalı!..

Hal böyleyken, milyonlarca insan kar, kuşta ısınmayı dahi unutmuşken, kendisini “Mevlevi şeyhi” olarak tanıtan Mustafa Özbağ isimli muhterem, zırt diye ortaya çıkıp, iktidara şahane bir öneri de bulundu:

-Geçinemiyoruz diyenlerin ücretleri düşürülsün, o zaman geçinirler, bu “sünnettir!”

Sosyal medyada gezinen sohbet videosunda  bakın ne diyor şeyh bozuntusu:

-Hani geldi birisi dedi ki  “ya Resulullah ben geçinemiyorum” dedi,

“Ne kadar maaş alıyorsun” dedi.

Dedi ki “5 dirhem alıyorum”

“Söyle” dedi “Hazineye senin maaşının 3 dirheme indirsinler.”

O gitti Hazinedar’a dedi ki “Hz. Peygamberin emri var. Bana 3 dirhem ödeyeceksiniz.”

Bir müddet sonra onunla karşılaştı. Sordu ona “geçirebiliyor musun?”

“Allah razı olsun ya Resulullah 3 dirhem olduğundan beri çok rahat geçiniyorum” dedi.

Biz de şimdi “geçinemiyorum” diyene 5 lira daha veriyoruz. Bereket yok. Sünnet “geçinemiyorum”deyince “5’ten 3’e indir diyor.

Çocuğa harçlık veriyorsun örneğin. Ne kadar? Aylık 200 lira. Yetmiyor. 150 liraya indireceksin. Bu cimrilik değil bu sünnet Yetirecek, bereketlenecek. Bereketini istesin Allah’tan…

Aynen böyle söylüyor, noktasına virgülüne bile dokunmadım. Türkçe yanlışları da kendisine ait!.. Nasıl fikir ama, şahane değil mi?..

-Şimdi bakalım bu “şeyh” payesini kapmış herif nasıl geçiniyor!

Sahte faturadan hapis yatan muhterem “şeyh!”

Bir eli yağda, bir eli balda yaşıyor!..

Bursa Osmangazi Belediyesi’ne ait Karabaş-i Veli Tekkesi’nde “görev yapıyor” mesela… Bursa Şehir gazetesinin haberine göre belediye tarafından restore ettirilen tekkeyi yıllardır istediği gibi kullanıyor, belediyenin imkanlarıyla adeta dünyayı gezen “şeyh hazretleri” devletin kaynaklarıyla lüks içinde yaşıyor. Hakkında, başta “imar” olmak üzere yüzlerce iddia bulunuyor…

Üstelik, 2003 yılında kapanan bir firmanın faturalarını yıllarca usülsüz kullandığı, sahte fatura tanzim ettiği bilirkişi raporu ve tanıklarla ispat edilen “şeyh hazretleri” 2016 yılında 12. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 60 ay(5 yıl) hapis cezasına çarptırılmış, iyi mi!.. Üstelik 3 Aralık 2016 tarihinde yurtdışına tüymeye çalışırken Atatürk Havalimanı’nda enselenmiş ve Metris Cezaevine postalanmış!..

Bu pek kıymetli zat, günümüzde ne yapıyor derseniz, İzmir’in CHP’li Gaziemir Belediyesi’nin dini sohbetlerinin sürekli konuşmacısı olarak boy gösteriyor!.. neler anlatıyor acaba diye baktım, şunlara rastladım:

-Atatürk’le görüşmüş, Atatürk kendisine İnönü’yü şikayet etmiş. Sonra ne demiş peki? “Ben size Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirini bıraktım. Onu okuyun. Nutuk uydurmadır” demiş!.. Lozan antlaşması Londra’nın elindeymiş, hemen yırtılıp atılması lazımmış! Bursa’da dünyanın en büyük Atatürk posteri yapılıyormuş. Bu “büyük zat”  sonrasını şöyle anlatıyor:

-Atatürk’e sordum  “bu yaptıkları ahmaklık” diye cevap verdi. Paşayı hiç böyle tanımamıştım!

Naylon faturadan sabıkalı, her istediğinde Atatürk ile sohbet imkanı olan, “geçinemiyorlarsa maaşlarını düşürün” diyebilecek denli sahtekar ve ruh hastası bu şeyh bozuntusu, Bursa Osmangazi ve İzmir Gaziemir belediyelerine hayırlı uğurlu olsun!..

-Siz de düşünün, bu gibilerden yurt genelinde kaç tane var?!..

https://twitter.com/umit_zileli