GENÇLİK

Genç; adı üstünde, delikanlı. Yani, heyecan, haykırma, coşku, tartışma, giderek başkaldırıdır gençlik. Gençlik; giyimdir, güzelliktir, renktir, kokudur… Gençlik bir ülkenin en etkili gücü, en kararlı kesimidir.

Gençlik toplumun en duyarlı kuşağıdır. Gerek ülkesinin, gerek dünyanın bütün gelişen akımlarını, olaylarını izler, katılır. Siyasetten sinemaya, sanattan spora kadar… Hele de bu iletişim çağında herşey onun avuçlarının içindedir. Olayları ayrıntılarıyla izler, değerlendirir, tavır alır, tepkisini gösterir.

Gençlik, özgürlüktür. Gençlik, mizahtır. Gençlik, dokunulmazlığa dokunmaktır.

Gençler, dil, din, ırk, mezhep ayırmaksızın bütün dünyanın değerlerini paylaşırlar. Kıtalar arası, ülkeler arası bağları vardır.

Sizler gençleri anlamadınız. Ayrıştırdınız, ayırdınız, parçaladınız. Gençlerin dersliklerini, merdivenlerini, bahçelerini, parklarını, banklarını ayırdınız. Bir yanda dindar ve kindar olanlar, bir yanda da olmayanlar diye gençleri böldünüz. Bir stadyumda farklı renkleri taşımalarına rağmen, aynı heyecanı paylaşan gençleri birbirinden kopardınız. O coşku ve duygu paylaşımını, silahlı mücadeleye döndürdünüz.

Gençler, geçmişte siyasal yaşantımızda bu yurtseverliklerinin ve duyarlılıklarının en etkili, en anlamlı örneklerini vermişlerdir. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Sivas Kongresi’nde, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in cenaze töreninde gösterdikleri fedakârlık ve tepkiler bir çırpıda hatırladıklarımızdır. O savaşlarda liseliler, tıp fakültesi öğrencileri şehit olmuşlardır. Okudukları okullar mezun vermemiştir. Unutulmasın, unutmayın…

Günümüzde siyasi iktidarın liselerde uygulamaya çalıştığı akıl dışı, bilim dışı eğitime liseli gençlerin gösterdiği tepkiyi önemsiyor, kutluyor, alkışlıyorum.

Gençler, siz fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olan büyük şair ve eğitimci Tevfik Fikret’in öğrencilerisiniz. Güven veriyorsunuz bizlere. Ümid-i istikbal sizdedir.

Çok yaşayın…