ACAİP YAZILAR
Haydaaa, nereden çıktı bu helallik
Bazen Erdoğan’a ben bile şaşırıyorum.
Neden ben bile?
Çünkü pek çok kişinin aksine Erdoğan’ın söylediği ya da yaptığı çok tuhaf şeyleri demokrasi, hukuk, insan hakları, devlet adamlığı çerçevesinden bakarak değerlendirmiyorum.
Pek çok kişi, tabii başta siyasi rakipleri, Erdoğan’ın her yaptığını bu açılardan değerlendirmeye çalışıyor ve tabii hep hüsrana uğruyor.
Erdoğan başka biri.
Siyasetçi değil.
Çok bilgili, kültürlü, entelektüel değil.
Zihninde demokrasi, hukuk yok.
Anayasa veya normal yasalar Erdoğan için ayrıntıdan ibaret.
Bulunduğu makama gelmesinin Allah’ın görevlendirmesi olduğuna inanıyor.
Yaşadığı süre içinde kendisine verilen bu kutsal görevi yerine getirmeye çalışıyor.
Bu nedenle yolsuzluklar, haksızlıklar, adaletsizlikler gündeminde hiç yok.
Kendisine gösterilen bir hedefe giderken bu tür ayrıntılarla uğraşmaması gerektiğini düşünüyor.
Tabii siyasi rakipleri Erdoğan’ı hep hukuk, demokrasi insan hakları, siyaset yapma kuralları içinde değerlendirmeye çalıştıkça çıkan sonuçlardan hep şoke oluyorlar ve geleceği bir türlü okuyamıyorlar.
Evet, şimdi bırakalım Erdoğan felsefesini bir kenara ve beni de şaşırtan son gelişmeye bakalım.
İki gün önce Erdoğan partililerle bayramlaştı.
Sayısız kişi, bu bayramlaşmaya sanal ortamda ekrandan katıldı.
Erdoğan her zamanki gibi konuşmasını prompterden okudu.
Ama ne okuma.
Bahçeli bile daha iyi okuyor promteri.
Oysa Erdoğan, yıllarca konuşmalarını okuduğunu gizleyebilmişti, bu konuda çok yetenekliydi, ciddi bir düşüş var yani.
AKP genel başkanı bu bayramlaşmanın bir yerinde aynen şunu söyledi;
“Mecbur olmayan hiçbir kısıtlamaya başvurmadık. Buna rağmen sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz.”
İşte beni şaşırtan bu oldu.
Erdoğan neden helallik istiyor ki?
Dinen kişilerden her istendiği an helallik istenebilir.
Ancak geçmişe yönelik ritüellere baktığımızda dört ana konuda helallik istendiğini görüyoruz.
1- Ortaklıklar bozulurken, sulh yolu ile ayrılık yaşanırken.
2- Çok uzun bir yolculuğa çıkarken veya yaşanılan yeri tamamen terk ederken.
3- Hacca giderken.
4- Savaşa giderken.
5- Kişi öleceğini hissettiğinde.
Erdoğan’ın bunlardan hangisini düşünerek helallik istediğini bilemiyorum ama muhalefetten anında “helal etmiyoruz” sesleri yükseliverdi.
Ayrıca sosyal medyada bu konuda yapılan sayısız espriye de rastladım.
Bunları “Cumhurbaşkanına hakaret” olarak algılanabilir endişesi ile burada yayınlamak istemiyorum.
Muhtemelen Erdoğan “helallik istediğinde” arkasından bunların geleceğini biliyordur.
Sahi, o halde durup dururken neden helallik istedi ki?
SORDUM ÖĞRENDİM
Helallik konusunu bakın Diyanet nasıl anlatıyor
Helallik istemenin ne olduğunu elbette ben de çok iyi biliyorum.
Ancak bir konuda bilgi sahibi olmak hepsini bilmek anlamına gelmez.
Bu nedenle Erdoğan “helallik” isteyince eksik bilgim olabilir endişesi ile açıp baktım.
Tabii dini bir kavram da olan helallik konusunda en doğru bilgi herhalde Diyanet’tedir değil mi?
Ben de öyle yaptım ve Diyanetin sitesine girerek “helallik ile ilgili ne yazıldığına” baktım.
Diyanet helallik istemeyi özetle şöyle tanımlamış;
Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda hesap gününde haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarak hak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zâlime yükleneceğini belirtir (Buhârî, Mezâlim, 10). ….Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır.
Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.
Bu konuda başkaca bir yorum yapmayacağım.
Helallik istenmesi ve Diyanet’in helallikle ilgili bilgisini okuyanlar yorumunu da kendileri yapsın.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Bir zamanlar bayramlarda mendil vardı
Bayramın birinci günü sabah Tele-1 ekranındaki sohbetimde “Küçükken en büyük keyfimiz bayram harçlığı almaktı. Büyüklerimiz bu harçlıkları öyle kaba biçimde avucumuza sıkıştırmazlar bir mendilin içine koyarak verirlerdi. Öyle şimdiki gibi kağıt mendiller değildi bunlar, ipek mendillerdi, bayramın sembolüydü bunlar” demiştim.
Bir izleyicim bu konuşmamadan çok duygulandığını söyleyip çocukluğundan bu yana sakladığı bir mendilin fotoğrafını göndermiş.
Bir Vakko mendili.
Bu günün dev moda markası Vakko zamanında mendil ve eşarp üretimiyle yola çıkıp bu hale geldi.
İnternette eski mendillerin fotoğraflarını buldum.
Müthiş sanatsal desenli mendiller olduğu gibi resimli hatta takvim işlemeli mendiller bile varmış.
Nasıl da unutuyor insan.
Ben işlemeli, resimli mendilleri unutmuşum, yaşı 40’tan aşağı olanlar kağıt mendilden başkasını bilmiyor ki orası da başka tabii.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Aşılanma değil aşağılanmadır bu
İlk gördüğüm anda kanım beynime sıçramıştı.
Turizm bakanlığı turistleri çekmek için “Aşısız kimse görmeyecekler” sözüne ek olarak “Aşımı oldum” yazılı maskeler kullanılacağını açıklamıştı.
Olacak iş midir bu?
Afedersiniz ama ancak hayvanların aşı tasması olur.
Bu nasıl bir aşağılamadır böyle?
Neyse ki tepkiler çok güçlü olunca turizm bakanı da geri vitese takmış hemen ve kaldırmış hem reklamını hem de uygulamasını.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Erdoğan sloganı atan Filistinliler Türkiye’yi böldü
Haberi hemen herkes gibi ben de Anadolu Ajansı’nın attığı tweetten öğrendim.
Mescid-i Aksa’da toplanan bir grup, içinde Erdoğan’ın adının geçtiği sloganlar atıyordu.
Ajans bunu “Mescid-i Aksa’da Erdoğan sloganları” başlığı ile duyurmuştu.
Bu tür konulardaki tuzaklara karşı her daim hazırlıklı olduğu için görüntüleri hemen çok iyi Arapça bilen dostum Veysi Dündar’a gönderdim.
“Bu sloganda tam olarak ne deniyor?” diye sordum.
Az sonra Veysi’den cevap geldi; “Biz buradayız, Erdoğan neredesin?” diyorlar.
Bu kez “Peki bu olumlu anlamda mı yoksa Erdoğan’a protesto mu?” diye sordum.
Veysi Dündar “Her ikisi de olabilir, Araplar Filistin konusundaki tutumu nedeniyle Erdoğan’ı seviyorlar, bu slogan bir çağrı olabilir” dedikten sonra “Ama” dedi ve ekledi “Erdoğan, Filistin’e çok umut verdi, buna karşı somut bir şey yapamadı, bu nedenle öfkeli Filistinliler olma ihtimali de var.”
Sonra bir baktım sosyal medya kaynıyor yine.
AKP’liler bunun bir övgü olduğunu yazıyor, muhalefet ise tam tersini.
O zaman aklıma kuşku düştü.
Kaynak Anadolu Ajansı. Mescid-i Aksa’ya böyle slogan atmaları için militan sokmuş olabilirler.
Ama komplo teorisine gerek yok.
Şu cümleyi yazayım ve çekileyim, herkes bu sloganın iyi mi kötü mü olduğuna kendi karar versin.
Erdoğan bundan tam 8 yıl önce, Gazze’de yine benzer olaylar olduğunda “Çok kısa sonra gideceğim Gazze’ye, beni kimse durduramaz, haydi engellesin İsrail bakalım” demişti.
Gitti mi?
Hayır.
Nokta.
https://twitter.com/can_atakli_