HİÇBİR İHANET CEZASIZ KALMAZ!...

Kendimi bildim bileli, iyi bir Fenerbahçe taraftarıyım... Gezi Direnişi'nden bu yana da, sıkı bir "Çarşı" üyesiyim, yürekten... Pazar günü, akşam saatlerinde, Fenerbahçeli olmaktan bir kez daha büyük gurur, büyük mutluluk duydum. Olağanüstü kongrede açılan her sandık, Aziz Yıldırım'ın aldığı her oy, bu müthiş camianın sıradan bir ferdi olma duygumu pekiştirdi...

Hele sonuçlar açıklandığında, Yıldırım ekibinin ezici zaferi, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı eşliğinde ilan edildiğinde, farkında bile olmadan şu sözcükler döküldü dudaklarımdan:

-3 Temmuz 2011'in hesabı kesildi!..

Parayı elinin tersiyle iten taraftar

Son iki yıl, milyonlarca Fenerbahçeli için bir büyük karabasandı...

Sahalar değil sözünü ettiğim... En büyük kâbusların yaşandığı günlerde dahi futbolundan basketboluna, voleybolundan küreğine harikalar yarattı çocuklarımız... Karanlık lobilerden, kulübü ele geçirmek için yapılan kara faaliyetlerden söz ediyorum... Bu alçaklıklara karşı mahkeme önlerinde, kendi stadyumunda, biber gazına, gaz bombasına, tazyikli kimyasal suya göğüs geren, "Fenerbahçe'yi asla derdest edemeyeceksiniz" diye haykıran pırıl pırıl Cumhuriyet çocuklarından bahsediyorum... Satın alınmış serseri güruhuna karşı, her maçın 34. dakikasında "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganını bayrak yapan yürekli Fenerbahçe taraftarını işaret ediyorum...

Karşı taraf, milyonlarca liralık reklamlarıyla, merkez medyası, yandaş medyasıyla, bindirilmiş spor yazarı kervanıyla geldi... Listesi ülkenin "para babaları" ile doldurulmuştu... "Fenerbahçe'yi, Real Madrid gibi, Barcelona gibi yapacağız" vaadi reklamlardan spor programlarına, internetten köşe yazılarına dek köpürtülerek kullanıldı... Fenerbahçelilere paranın rengi gösterildi, kokusu hissettirildi adeta...

Aziz Yıldırım ise vefalı dava arkadaşlarıyla geldi!.. Kendisi açıkladı: Tüm kampanya boyunca harcadığı para 100 bin liraydı ve cebinden harcamıştı... karşı tarafın 1 milyon 600 bin lirasına karşı, akıl almaz medya desteğine karşı, yalnızca 100 bin lira!..

Fenerbahçe'nin büyük taraftarı ise, paranın rengini de, kokusunu da elinin tersiyle itti; maddi gücü değil, yüreğin, dik duruşun gücünü tercih etti... tarihin en yüksek katılımıyla, "Fenerbahçe'nin neferleriyiz" diyenleri kucakladı...

-İhanet edenleri ezdi geçti!..

Aziz ol Başkan yanındayız

Aziz Yıldırım'ın ezici zaferden sonra söyledikleri, tarihe kaydolan bir manifesto, Cumhuriyet düşmanlarının, cemaat artıklarının, Fenerbahçe'yi paylaşma hazırlığı yapanların suratında patlayan bir tokattı ve sonuna dek devrimci bir konuşmaydı... Gerçek Fenerbahçelilerin, üzerinden bin yıl da geçse yüreğinde taşıyacağı, sonuna dek koruyacağı yemini de içeriyordu:

-Çocuklarımıza, bizden sonra geleceklere bu Fenerbahçe'yi, Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda teslim edeceğiz. Bunun dışında kimse bir şey beklemesin...

İşte bu kadar!.. Bu yemin, milyonlarca aydınlık insanın hiçbir karşılık beklemeksizin, canı pahasına sahipleneceği yemindir... Çok daha önemlisi, zifiri karanlıkta büyük bir yüreklilikle yakılan bir meşaledir... Ülkenin ortaçağ zulmünden kurtulmasına çok değerli bir katkıdır...

-Aziz ol Başkan, yanındayız...