İSLAM CUMHURİYETİ HÜLYASI!..
Biz zaten biliyorduk, yazıyorduk ama bir türlü bazı kafalara anlatamıyorduk...
Sağ olsun, AKP’nin Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, izin verilmeden soru dahi soramayan yandaşları topladı, tane tane, gayet anlaşılabilir sadelikle nasıl bir “yeni anayasa” hazırladıklarını anlattı da muhterem ahaliyi, anlamamakta ısrarlı “aydın müsveddelerini” ve muhalefeti bi güzel aydınlattı!..
Gelin karşılaştırmalı yapalım şu işi; mesela biz ne diyorduk:
-Muhteremlerin kafasında anayasanı ilk 4 maddesini mutlaka kaldırma hayali yatıyor...
Komisyon Başkanı muhterem ne diyor peki?.. Birinci maddenin değiştirilmeyeceğini, ancak sonraki üç maddenin kırmızı çizgi olamayacağını söylüyor!. Üstelik kendilerinden başka herkesi cahil olmakla suçlayarak!.. Ne olduğunu da muhteşem tarih ve entelektüel bilgisiyle şöyle anlatıyor:
-1924, 1961, 1982 anayasalarında değişmez madde 1. Madde. Biz de bu maddeyi değiştirmiyoruz. Kenan Evren ve arkadaşları ardından gelen 3 maddeyi de değişmez madde yapıyor. Yani 5 generalin tasarrufudur. Öldüler gittiler. Kenan Evren’i görmeyen, adını bile bilmeyen insanlar bu maddeleri değiştiremeyecek. Böyle bir şey nasıl bir rasyonaliteyle izah edilebilir?..
Sizi bilmem ama ben bu “bilimsel” açıklamaya bayıldım vallahi!.. Muhteremin bu mantığına göre, örneğin Bugün ABD’de yaşayanlarGeorge Washington’un, Benjamin Franklin’in yüzünü bile görmediler. Fakat böyle şahane bir mantığa sahip olamadıklarından neredeyse 250 yıldır aynı eskimiş, paspal anayasa ile idare ediyorlar!.. Keza Fransız anayasası. Ne o öyle; 5 cumhuriyet kurmuşlar, bir takım maddeler dışında, özellikle dokunulamaz maddelere dokunmamışlar, cehalet işte!.. İngilizlerin anayasası yok, ama tee 1215’te derebeyleri ile Kral’ın imzaladığı “Magna Carta” var. Bi de utanmadan pamuklara sarmış saklıyorlar!.. Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi var; imzalayanların hepsi sizlere ömür!.. Alman, Hollanda, Portekiz anayasaları var, sorun sokakta kimin imzaladığını bile bilmezler, ama öylecene duruyor...
-Ya da bu muhterem bizim aklımızla alay ediyor!..
O üç madde nerenize batıyor?..
Gelelim gerçeklere...
Önce maddelere bir göz atalım. Anayasanın 1. Maddesi ne diyor?
-Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Komisyon başkanı muhterem bu maddeyi değiştirmeyeceklerini söylüyor. Gerek de yok zaten; dünya üzerinde her türlü cumhuriyet mevcut!.. Bu madde yürüdükleri hedefe hiç bir zarar vermiyor. Asıl bomba diğer maddelerde!.. Bakın diğer maddeler ne diyor?
Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLI, başlangıçta belirtilen ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
İşte bu; muhteremlerin ölümüne değiştirmek istedikleri en başta gelen madde bu. Kafalarında tasarladıkları “İslam Cumhuriyeti”ideali önünde en büyük engel!..
Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı” dır. Başkenti Ankara’dır.
Ehh, burada da ellerini kollarını bağlayacak durumlar mevcut. Ne demek “ ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük?”, var mı öyle “dili Türkçedir” falan. O zaman nasıl federal yapıya geçecek, anayasaya bir başka dil daha kakalayacaklar?.
Dördüncü madde ise ilk üç maddenin hükümlerinin değiştirilmez ve değiştirilmesi teklif edilemez hükmünü koyuyor. Şimdi anladınız mı, Şentop neden adeta alay edercesine “birinci maddeye tamam, ama diğerlerine olmaz” diyor?. Çok açık değil mi; üç maddeyi hallederlerse birinci maddeyi şöyle düzenleyecekler de ondan:
Madde 1: Türkiye Devleti bir İslam Cumhuriyetidir!!!
Bayramlarımızı da çaldılar!..
Yukarıdaki başlığı yıllar önce yazdığım bir makaleye başlık olarak kullanmıştım...
O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı; her akan su hanelerimize dek koyu bir gericilikle birlikte faşizmi de taşıdı!.. Artık her şey gayet aleni bir şekilde yapılıyor... Minnacık çocukları “Kutlu Doğum Haftası” bahanesiyle tesettüre sokan kafa, Bu ülkenin bağımsızlık ve özgürlük savaşının mabedinin kuruluşu anlamına gelen 23 Nisan Bayramını yok sayıyor, kutlamaları yasaklıyor. Gerekçe yine aynı:
-Terör olayları ve şehitlerimiz.
TBMM Başkanlığı, Meclis’in 96. Kuruluş yıldönümü ola Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını işte bu nedenle iptal etti. Tabii, çok duyarlı bir davranış gibi görünüyor ama gerçekten öyle mi?.. Gelin biraz yakın, çok yakın geçmişte gezelim:
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye ile Selçuk Bayraktar’ın nişan töreni 20 Mart’ta, İstanbul’daki IŞİD saldırısından bir gün sonra yapıldı...
-2013 yılının Mayıs ayında Reyhanlı’da 52 kişinin iki bomba patlaması sonucu yaşamını yitirdiği gün AKP milletvekili Burhan Kuzu oğlunu evlendirmişti. Kuzu, bir de şöyle bir tweet atmıştı: “Elim bir olay yaşandı, bu da düğünümüzün tadını kaçırdı.”
-Soma’da yüzlerce madencinin toprak altında kaldığı sıralarda AKP Erzurum milletvekili Muhyettin Aksak’ın kızının düğünü yapılmış, Bakan Güllüce düğün fotoğraflarını medyada paylaşmıştı...
Örnek çok anacak benim yerim bitti. Ama bu muhteremlerin terör ve şehitlerimiz için nasıl içlerinin yandığını, nasıl kahrolduklarını anlatması açısından gayet yeterli sanırım...
-İşte yeni Türkiye ve yaratıcıları bunlar!..
https://twitter.com/umit_zileli