İSMAİLAĞA CEMAATİ PLAJDA

Şu sıralar İsmailağa Cemaati üyeleri çok popüler. Normalde gitmemeleri gereken yerlere gidiyorlar. Muhabir arkadaşım Mıstık'ı onlardan birinin peşine taktım. Şirin mi şirin İsmailağacı softalar nereye Mıstık oraya. Muhabirimiz telefonuyla beni sürekli bilgilendiriyor. İşte konuşmalarımızdan bir demet:

TAKUNYADAN DENİZ PALETİNE

Mıstık heyecanla "Evet Filiz... Şu anda İsmailağa Cemaati üyesi plaja doğru harekete geçti." "Kaç kişiler şeker?" "1." "Ee?" "Plaja uyum sağlamak için şalvarının üzerine mayo giydi, sarığının üstüne su bonesi taktı. Böylece halkla daha sempatik geleceğini düşünüyor. Evet Filiz... Şu anda ilginç bi şii daha oldu!" "Ne?!" "İsmailağacı Takunettin takunyalarını çıkarıp palet giydi!" "Valla mı?" "Denize doğru yürüyor. Ve suya atladı! Amaaann Alllah'ım... Aman Allah'ım!.." "Ne oldu?" "Herkes 'anneee!' diye kaçışmaya başladı. Küçük bir çocuk babasına sarılarak 'Bu ne diye?' ağlıyor. Diğer çocuklarla kadınlar kıyıya doğru hareketlendiler." "Vatandaşlar ne diyor?" "Henüz olayı çözemediler. Sahil güvenlik ekibini aradılar 'Tuhaf bir deniz yaratığı çevreye rahatsızlık veriyor' diye. Aaa, bak şimdi deniz yatağında uzanan sarışın kadına doğru yüzüyor." "Ne konuşuyorlar tatlım?" Mıstık anlatmaya başladı:

DESTUUUR! YOBAZ YÜZÜYOR

"Dessstuuurrr! Hatun! Deniz yatağında cıscıbıl yatmaya utanmıyor musun?" Kadın irkilerek suya düştü! Softa devam etti. "İşte Allah günahkarların cezasını böyle verir. Bak nasıl da devirdi?" "Ayy kimsin sen ayol?!" "Allah bizi, siz kafirlere elçi olarak gönderdi." "Ne zaman? Benim niye bundan haberim yok?" "Cıbıl cıbıl erkeklerin iştahını kabartacak şekilde yatarsan, mescide gelmezsen haberin olmaz tabii! Saç boyalı. Tırnak ojeli. Avret yerlerin ortada! Şeytansın, şeytan!.. Kocan nerede?" "Şehre indi!" "Şehre indi, ha? Şehir merkezi 90 km. buraya uzak! Kocanın menzili dışına çıkmışsın! Cehennemliksin!" Kadın sinirlenerek "Bizim aşkımız kilometrelerle sınırlanamaz!" "İçine etmişim aşkınızın! Aşk günahtır. Şirk koşma şeytan!" "İnsanlar nasıl ürüyor sanıyorsun?" "Havva Adem'in kaburgasından çıkmıştır. Ömrü boyunca da 90 km'nin dışına çıkamamıştır!" "Aman bana ne be... Havva değilim ki!" "Olamazsın zaten! Çamaşır yıkıyor musun?" "Makine yıkıyor." "Makinayla değil elde yıkasaydın on bin günahın silinir, on bin derece alırdın." "Sahi mi?" "Sahi tabii. Puanlama da bizim cemaatin üzerine yoktur. En yüksek puanları vererek herkesi cennete gönderiyoruz. Renklilerle beyazları karıştırmadan yıkarsan 20 bin günahın silinir, 20 bin derece alırsın. Beyazları daha beyaz yıkarsan 30 bin günahın silinir 30 bin derece alırsın." Kadın "Peki ya bulaşıklar?" "Daha fazlasını öğrenmek istiyorsan benimle camiye gel." "Caminiz nerede?" "Komşu şehirde." "Ama kocamdan çok uzak. 90 km. sınır değil miydi?" "Hatun biz din tebliğ ediyoruz. Günahtan azadeyiz. Gel sen benimle. Valla 100 bin günahın silinir, hatta ben torpil de yaparım." Tam o sırada softanın üzerine ağ atılır, yobaz çırpınmaya başlar. Kadın başını kaldırınca sahil güvenlik ekibini görür. Kadını sakinleştirerek "Pardon hanımefendi... Bir deniz yaratığının size saldırdığını söylediler. Kurtarmaya geldik. Bir şeyiniz yok ya?" diye sorarlar...

Mıstık'ın havadislerine burada son veriyoruz. Ekmeleddin için "Tanıyınca seversiniz" diyen Kılıçdaroğlu'na İsmailağa'nın garipliklerini anlatsaydık yine aynı yanıtı alır mıydık? Kuvvetle ihtimal evet!



https://twitter.com/FILIZCEMSU