BİR DANEM EMİNE ŞENLİKOĞLU'NA...

Geçen haftaki "dondurma güzellememize" Emine Bacımız (tabii ki Şenlikoğlu!) epey alınmış. Cancağızımın kalbi çok kırılmış. Ciğerparem pek müteessir olmuş. Nur danem tivıtırında içini dökmüş, fokur fokur kaynamış, yel gibi üfürmüş, sel gibi süpürmüş. Aman da aman!.. Hırçın feryatlarına sitemli figanlarını katmış. Kendini hayli yıpratmış. Nihayetinde... Biricik kankam Şenlikoğlu'nun basın danışmanı olarak kendini takdim eden bir zat feysbukuma beni dava edeceklerine dair not bırakmış.

'SEM EMMİ' ÇARPAR MI?

Aşk olsun Emineciğim ya, kavlimiz bu muydu? Sen üzerine düşeni yerine getirip abesle iştigal etmişsin, biz sorumluluğumuzu bilip makaraya sarmışız. Şu ölümlü dünyada adilce işbölümü yapmışız. Herkes görevini liyakatle başarmış! Ne diye alınıyorsun, kız? Sana bir yazımızı adamışız, o kadar emek, zaman vermişiz. Hiç mi kadir kıymet bilmiyorsun yav? İnsan takdir eder. Bu mudur yani? Ah be kuzum çok mu zor geldi nefsine bize telefon açmak? Araya niye başkalarını koyuyorsun bir danem? Hem de bir erkeği?! Feysbukumda zinhar erkeklerle görüşmem(!) Hele de dondurma meselesini! Sümme haşaaa! Yeni Ortaçağ akidesine göre erkeklerle konuşmak, hele dondurma hakkında! Ilımlı İslam'dan çıkmak demek! Sem Emmi fena çarpar valla!

Bu arada yazıda neyi beğenmedin, anlamadım? Yazının kurgusunu mu, dilini mi, üslubunu mu? Sibel Üresin'i mi? Yoksa dondurmayla ilgili "bu dünyada görüşemeyeceğimiz belli. Ama ahirette hepsinden davacı olacağım. Bizim canımız çıksın kardeşimiz fuhuş reklamlı dondurma alsın!" özlü sözünün literatürde ölümsüzleşmesine katkıda bulunduğumuza mı sinirlendin? Belki de birkaç yıl önceki "Laiklik kadınları fahişeliğe itiyor" laf-ı güzafını hatırlattığımızadır öfken? İçini dök bana. Açıl. Omuzuma yasla başını, anlat kişisel travmanı. Gadanı alırım ben senin. Kıyamam...

İSTİKLAL MARŞI'NA HAKARET

Geçen haftadan beri seni tivıtırda takip ediyorum. Anlayamadığım bir sebepten ötürü kendimi sana "yakın hissediyorum". Belki vahim mi vahim abuk tezlerinin bolca traji-komik malzeme sunmasından. Belki BOPİSTAN söylemlerine olan özel ilgimden. Baktım cikcikleme ağında takipçilerine laf yetiştiriyor, RTE'yi övüp yüceltiyorsun. Paylaşımlarından aşağı kayınca gördüm ki bu kez İstiklal Marşımıza kafayı takmışsın: "Ya şu İstiklal Marşı'nda saygı duruşunda durmak hiç hoşuma gitmiyor, zaten bestesi bir tuhaf, yetmezmiş gibi bir de ayakta dur, bu ne ya?" lakırdıların tıpkı deminkiler gibi Yeni Ortaçağcıl zaviyene, belagatine uygun güzelim... İlle velakin Anayasamıza, yasalarımıza aykırı, bebişim. Huuu!.. Emine Bacı, dünyanın neresinde oturulur herhangi bir ülkenin marşı çalınırken? Tepkiler gelince de "İstiklal Marşı'nın sözleri en az yirmi defa beni ağlatmıştır, bestesini ve saygı konusunu sevmiyorum, bu ne tepki ya, sevmek zorunda mıyım?" demişsin. Bacıııımmm, Bacııımmm... Bir milletin kurtuluş destanına adanmış marşımıza kendi eğreti nefsini dayatamazsın! Ne yapalım sence yani, İstiklal Marşı'nın bestesini değiştirip "Beraber Yürüdük Bu Yollarda"nın ezgisini mi uyarlayalım? Okunurken bacaklarımızı uzatıp yayılalım mı? Eğer amacın gündem olmaksa... E, oldun işte! Reklamın iyisi kötüsü yoktur diye düşünüyorsan sen bilirsin. Lakin BOP kokulu sözlerini memleketimizin Cumhuriyet Savcılarına gereğini yapmaları için iletiyorum.

Hoşçakal tatlım :))


https://twitter.com/FILIZCEMSU