İŞTE KOALİSYON ÇIKMAZININ GEREKÇELERİ...

Dün bu köşede, “HDP barajı aştı ama cumhuriyetin önüne de baraj çekildi” demiştik ya, hükümetin nasıl kurulacağı tartışmasını kim başlatırsa başlatsın karşısına çok büyük engeller çıkıyor... 

Bu engeller ki her siyasi partiyi yıpratacak nitelikte, AKP’nin bıraktığı siyasal miras her partiyi sarsacak boyutta!.. Çünkü siyasi, ekonomik ve diplomatik ortam, neresinden tutarsan tut el yakan kor bir ateş gibi!.. 

Yalnızca, ABD Doları’nı neredeyse 3 liraya yaklaştıran enflasyon değil, kangrenleşmiş iç güvenlik sorunları, PKK’nın iyice artacak “açılım” baskısı ve sayıları 2 milyonu aşan Suriyelilerin çıkmazı da herkesi düşündürüyor... 

AKP iktidarının düşman bellediği Beşar Esad ile sorunlar, büyüyen işsizlik, pahalılık, artan yoksulluk ve AKP döneminden kalan yolsuzluk, rüşvet ve özelleştirme yağmasının sonuçları da koalisyon ihtimallerini zora sokacak boyutta... Geliniz, bu sorunlara tek tek bakalım... 

AÇILIM: AKP ile olası bir koalisyonda her partinin önüne PKK ve İmralı’nın baskısı çıkacak ve yalnızca siyaseti değil toplumu da diken üstünde tutacak... Bir yandan Kandil’deki PKK, diğer yandan Öcalan ve tabii ki HDP süreci sürekli olarak zorlayacak, kazanım elde etmeye çalışacak... 

PKK-HDP, üniter yapıyı sarsacak talepleri sıralayacak ve en önemlisi de dışarı çıkmayı bekleyen Öcalan için bastıracak ve toplumda büyük infial oluşacak... CHP koalisyonunda böylesi bir riskte parti içi kaos çıkacağından kimsenin kuşkusu yok. MHP ise yapısı gereği böyle bir riske girmeye kesinlikle yanaşmaz... AKP’ye gelince; Erdoğan ve ekibi partiyi olası bir erken seçim planı nedeniyle daha fazla yıpratmaktan kaçınacak... 

SURİYE:
AKP’nin belki de en yumuşak davranacağı sorun bu olsa gerek... Esad’ın 3 yılı aşkın süredir devrilememesi AKP’yi Suriye meselesinde geri adım atmaya zorlayabilir ama Erdoğan’ın bu konudaki tavrı da her zaman kriz çıkartmaya uygun... 

Tabii bir de sayıları 2 milyonu geçen Suriyelilerin durumu unutulmamalı... Ülke içinde giderek daha büyük bir sosyoekonomik soruna yol açan sığınmacılar meselesi de hükümetleri sıkıntıya sokacak. 

CEMAAT KRİZİ DURMAZ... 

PARALEL YAPI:
AKP yaptığı operasyonlarla cemaate büyük darbe vurdu... Bağımsız adaylarla seçime giren cemaatin 50 bin oyun üzerine çıkamaması ise etkisinin çok zayıfladığını gösterdi. Ancak partiler içindeki gizli cemaatçiler yeni operasyonlar konusunda her an sorun çıkartabilir.  

Cemaat medyasının seçim öncesi özellikle CHP’ye büyük destek verdiği göz önüne alındığında ve bazı CHP’lilerin operasyonlar sırasında cemaate kol kanat germesi bilindiğine göre, “paralel yapı” AKP’nin en önemli kırmızı çizgisi... Yani Fethullahçılar olası bir koalisyonda önemli sorunlara yol açabilirler. Erdoğan’ın bu konuda taviz vermeyeceği de bilindiğine göre, herhangi bir hükümette paralel isyanlar an meselesidir. 

YOLSUZLUK: İşte en büyük kriz gerekçelerinden biri... Çünkü başta CHP ve MHP olmak üzere muhalefet AKP’yi seçim meydanlarında en çok bu konuda vurdu... Çünkü toplum da en çok bu konulardan şikayetçi... 

O halde yeni hükümette “yolsuzluk dosyaları açılacak mı, hırsızlar Yüce Divan’a gidecek mi” soruları yaşamsal?.. 

Türkiye’nin büyük bölümünün şikayetçi olduğu ve AKP’yi de en çok yıpratan mesele olduğu için, rüşvet, yolsuzluk ve 17 Aralık rezaleti, özelleştirme talanı koalisyon tartışmalarını kilitleyecek nitelikte...  

Hele de muhalefetin, “hırsızlarla hükümet kurmayız” şeklindeki açıklamaları da ortada durduğuna göre, bakalım partiler ortaklık için hangi yüzle AKP’nin kapısına gidecekler?.. Ve de yolsuzlukları unuturlarsa toplumun önüne nasıl çıkacaklar?.. 

ERDOĞAN HER AN PUSUDA!.. 

AK-SARAY ETKİSİ:
AKP hangi partiyle koalisyon yaparsa yapsın önündeki en büyük engel şüphesiz Erdoğan ve onun vazgeçemediği otoriter davranışları... Tek adamlığa alışan Erdoğan çok başlılık karşısında susacak mı?.. Hiç sanmıyorum... 

Seçim öncesinde olduğu gibi aynı zamanda başbakan gibi davranan Erdoğan, elini AKP’den de hükümetten de çekmeyeceği için müdahaleci tavrını sürdürmek zorunda kalacak... 

AKP her ne kadar seçimde 8 puan kaybetse de Erdoğan, yeniden toparlanma umudu taşıyor... İşte bu yüzden AKP’yi koalisyon dışında tutsa da kurulacak olası bir hükümeti huzursuz etmekten kaçınmayacak. 

AKP ile koalisyona yanaşacak her parti belli ki Ak-Saray’ın müdahalesinden yakınacak, Erdoğan’ın yetki sınırlarını aşmaması koşulunu öne sürecek... 

Koalisyon pazarlıklarının kilit noktası olacak bu sorunun aşılması her açıdan çok zor görünüyor... Çünkü iktidara alışan Erdoğan ne olursa olsun sembolik bir cumhurbaşkanı gibi durmayacak ve “devlet başkanı” gibi davranmaya devam ederek kriz üzerine kriz çıkartacak... 

TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?.. 

Peki sonuçta ne olur?.. MHP’nin ihtiyatlı duruşu ve CHP’nin dünden hazır tavrı ortada olduğuna göre koalisyon hükümeti büyük ihtimalle kurulacaktır... Ya HDP destekli AKP-CHP, ya da AKP-MHP işbirliği... 

Olasılıklar çoğaltılabilir ama asıl mesele bir koalisyonun nasıl yürüyeceği... Çünkü ne kadar iyimser olursak olalım hem yukarıda sıraladığımız önemli gerekçeler hem de yaşanacak yeni krizler koalisyonun yürümesine pek olanak vermeyecek... Yani huzur ve istikrar konusunda şimdiden pek umutlanmayalım... 

Toplumun, 13 yıllık AKP iktidarında yaşanan rezaletlerle sarsıldığı bir dönemde, hiçbir koalisyon eskinin üzerine sünger çekerek yoluna devam etme lüksüne sahip değil... 

En azından kurban verilen “Gezi” ruhu da vicdan da insaf da buna izin vermez... O yüzden tüm siyasetin ayağını denk atacağı bir süreçteyiz ve hepimiz ülkenin nerelere sürükleneceğinin şaşkınlığını yaşayacağız...


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac