İSTİFANIN "DE" HALİ!..

İstifa nedir?..

Bir kişinin çalıştığı işyerinden kendi rızası, kendi kararı ile ayrılmasıdır; bunu da bir “istifa dilekçesi” ile çalıştığı kuruma bildirir… Sonra ne olur peki? Halk deyimiyle anlatmak gerekirse; pılısını, pırtısını toplar ve istifasını verdiği kurumdan ayrılır!

İstifasını verdiği kurumun başı, bu istifayı kabul etmezse ne olur peki? Burada iki şık devreye girer; ya istifasını verdiğini, bu noktadan sonra geri dönmesinin mümkün olmayacağını belirtir ki, istifanın ruhuna, işlevine uygun olan da budur, ya da kurumun başındaki kişinin isteğine uyarak geri döner!..

Birinci şıkkı uygulayan kişi istifasını vermiş ve arkasında durmuştur. Çünkü istifa “tek taraflı” bir işlemdir,

İkinci şıkkı uygulayan kişi ise istifanın “de” halini uygulamış demektir. Kendisine avantaj sağlamak, kurumda daha güçlü pozisyon edinmek istemiş ve başarmıştır. O zaman bunun adı istifa etmek değildir:

İstifanın “de” halini kullanmak, durumdan “İSTİFA-DE” etmek demektir!..

Cumhuriyet Gazetesi’nin “Saray oyunları”, Muharrem İnce’nin “Saray tiyatrosu” adını verdiği, iki saatlik “Soylu istifası” ikinci şıkka girmektedir..

Soylu, istifasından iki küsur saat sonra “günün kazananı” olarak koltuğuna geri dönmüştür!..

Saray’ı kurtarma operasyonu!

Süleyman Soylu’yu uzun uzadıya anlatmama gerek yok…

Uzun yıllar merkez sağ içinde politika yaptı. Doğruyol Partisi’nde Tansu Çiller’in genç gözdesiydi… Mehmet Ağar’ın DP Genel Başkanlığı’ndan istifasının ardından o makama seçilerek geldi. 2008-2009 arası DP Genel Başkanlığı yaptı. Yıllarca iktidarı ve tabii Erdoğan’ı ağır biçimde eleştirdikten sonra bir baktık, 2012 yılında göğsüne AKP rozetini takarak iktidar üyeliğine geçiş yaptı…

AKP’de önemli görevler yaptıktan sonra Ahmet Davutoğlu döneminde Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na getirildi. 2016 FETÖ darbe girişiminden sonra istifa eden Efkan Ala’nın yerine İçişleri Bakanı oldu…

O tarihten beridir de bu görevi yürütüyor… Ancak bu istifa kararı ilk değil; önce 2018’de, ardından 2019 sonlarında milletvekili seçildiği Trabzon’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la yaşanan büyük gerginlikler nedeniyle istifanın eşiğine geldi ancak iki seferde de AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından engellendi!..

Berat Albayrak’la arası ne kadar kötü ise Bilal Erdoğan ile tam aksine çok iyi olduğu söylenegeldi sürekli…

Son istifa, girişim olarak kalmadı; Soylu, sosyal medya hesabından dokunaklı bir veda mektubu niteliğinde istifasını kamuoyu ile paylaştı! 2 saat 23 dakika süren istifanın gerekçesi ise 10 Nisan cuma akşamı saat 21.45’te sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi, bunun sonucunda yaklaşık 300 bin kişinin açık market ve benzeri yerlere hücum etmesiydi!. Ortalık birbirine girmiş, Bilim Kurulu Üyeleri istifa etmeye kalkışmış, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından zorla durdurulmuşlardı!

Süleyman Soylu, sokağa çıkma yasağı ile ilgili olarak “Cumhurbaşkanımızın izni ile” demişti. Bunda garipsenecek bir şey de yoktu; açıklama yapan tüm bakanlar bunu zaten her seferinde tekrarlamayı adet haline getirmişlerdi. Soylu istifa mektubunda ise şöyle diyordu:

Sokağa çıkma yasağının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir.

Soylu, mektubunu “hayatımın sonuna kadar sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın.” sözcükleriyle sonlandırıyordu!..

İstifa-de işe yaradı!..

İstifa gayet doğal bir şekilde deprem yarattı…

Bir tarafta, başta “Pelikancı tayfa” olmak üzere Berat Albayrak taraftarları, Soylu’ya “sıcak bakmayan” AKP çevreleriyle ele ele verip yaylım ateşe başlarken, diğer tarafta Soylu taraftarları istifanın kabul edilmemesi için kulislere başlamışlardı bile!..

Bu taraftarların en başta geleni ise hiç kuşku yoktu ki Devlet Bahçeli’ydi!.. İstifanın reddedilmesinde onun da payı olduğu çok konuşuldu! Dün Abdülkadir Selvi, istifa öncesinde Soylu ile Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan ile konuştuğunu, liderinin “gerek yok” demesine karşın “konjonktür bunu gerektiriyor, sizin yıpranmamanız lazım” diyerek ısrarcı olduğunu yazdı…

Ancak daha istifa haberinin duyulmasından sonra Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın başında bulunduğu Sabah Gazetesi’nin Türkçe ve İngilizce (Daily Sabah) gazetesinde açıkça hedefe konularak şu sözcükle suçlanıyordu:

Beceriksizlik!

Yukarıda da yazmıştım; istifadan itibaren tam 2 saat 23 dakika süreyle binlerce yorum, dedikodu yapıldı; hatta yine Sabah yazarı Mahmut Övür yeni İçişler Bakanı’nın adını yazıp sonra sildi!

Sonuçta geceyarısına doğru Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, istifanın kabul edilmediğini açıkladı; hem de Süleyman Soylu’yu yere göğe koyamayan, başarılarını anlatan bir üslupla yaptı bunu!..

Böylece İSTİFA-DE sayesinde Soylu daha güçlü bir pozisyonda (görünürde ve şimdilik!) geri döndü!..

Taht oyunu oynayan, geleceğe yatırım yapan bir takım siyasiler, Pelikan ve benzerleri ise yine şimdilik birazcık morardı!..

Daha da önemlisi, Saray kendisini yıpratacak bir konudan daha (yine şimdilik kaydıyla) yırtmış oldu!..

Haa, millet bu iki saatlik “müsamereyi” yedi mi, onu da göreceğiz yakında!

https://twitter.com/umit_zileli