Bırakınız son 13 yıldaki yağma ve yıkımın yol açtığı erozyonu... 2011 seçiminden bu yana devlette yaşanan yasadışı uygulamaları da bir tarafa bırakınız...
Bu ülkede yalnızca son birkaç gün içinde yaşanan vahim olaylara bakarak cumhuriyetin nasıl kuşatıldığını, AKP kanunsuzluğunun nasıl zirve yaptığını görünüz... İşte son haftanın kanun tanımazlık tablosu:
- Danıştay karar vermiş, Erdoğan’ın Ankara’da yaptırdığı Ak-Saray’ın “kaçak yapı” olduğu bir kez daha tescil edilmiş...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Komisyonu raporunda, 3. havalimanı inşaatının Çevre Düzen Revizyonu ile nazım uygulama planlarının da olmadığı belirtilmiş... Yani 3. havaalanı da “kaçak” yapı...
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçim amaçlı salon toplantıları için Başbakanlık Örtülü Ödeneği’ni kullandığı ortaya çıkmış... İddiaya göre, “gizli hizmet” giderleri geçen yılın ilk dört ayına göre yüzde 70 artmış...
- TGB’lilerden sonra siyasi partiler de artık baskına uğruyor... Aydın’da, Vatan Partisi il binasını basan polisler, “Cumhurbaşkanı gelecek, büroyu kapatın ve burayı terk edin” diye partilileri tehdit etmiş...
- Aydınlık gazetesinin tam 16 ay önce manşet yaptığı MİT TIR’larındaki silah meselesini yeni bir gazetecilik olayıymış gibi, tam da AKP-cemaat savaşının zirve yaptığı seçim öncesinde (!) manşet yapan Cumhuriyet gazetesi hakkında soruşturma başlatılmış... Yani basın özgürlüğü hak getire...
- Ve nihayet dünyanın önde gelen bankaları ING, Société Générale ve Crédit Agricole’ün raporunda, Türkiye’deki dolar kurunun seçimden önce rekor seviyeye ulaşacağı tahmin edilmiş... Velhasıl dolar spekülatörlerinin vurgunu daha da büyüyecekmiş!..
‘MİLLİ HÜKÜMET’ KOALİSYONU...
Yukarıda sıraladığımız rezaletler Türkiye’nin birkaç günlük gündeminden bazı satır başları... Aydınlık dışında medyanın büyük bölümünün görmezden geldiği karanlık tablonun özeti şudur;
Korku, baskı, yağma ve kanunsuzluk... Ve de kısacası her alanda büyüyen ve ne yazık ki önlenemeyen faşizmin ayak sesleri bunlar...
Peki, kim durduracak bunları?.. Meclis muhalefetinin 4 yıl boyunca AKP ile yeterli mücadele edemediğini herkes biliyor...
Eğer mücadele edilebilseydi; AKP ulusal bayramları yasaklayamazdı, Atatürk’e saldıramazdı, okulları imam hatip furyasıyla gericiliğe teslim edemezdi, özelleştirme ile yağma başlatamazdı, Suriye ile kriz çıkartamazdı, gericiye-bölücüye “hilafet- özerklik” tavizi veremezdi...
Ve en önemlisi de Meclis’teki muhalefet etkili direniş gösterebilseydi, 17 Aralık vurguncuları ellerini kollarını sallayıp dolaşamazdı!..
O halde “baskı ve faşizm çarkını kim dağıtacak” sorusunun yanıtı da bellidir; gericiden-bölücüden oy alma uğruna AKP’ye benzeyenler değil, çeşitli partilere dağılmış Atatürkçülerle vatanseverlerin birleştireceği güç önemli bir seçenektir...
Çünkü 13 yıldır sindirilmeye-susturulmaya çalışılan ulusalcılar, gerçek solcular, sosyalistler, aydınlanma devriminin neferleri ve “Altıok”u inançla savunanlar ezici güçtedir...
O halde sandığa gitmeyenler ve de kararsız kitleler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlerle buluşursa, AKP ile HDP’nin değil, “Milli Hükümet koalisyonu”nun yolu açılacaktır...
CHP’YE FAŞİST SALDIRI...
Bırakın demokrasiyi, ülkede propaganda özgürlüğü bile kalmadı... “Her yer AKP’nin, her meydan Erdoğan”ın zihniyeti ne yazık ki muhalefete caddeleri sokakları bile yasaklıyor...
Baksanıza, Vatan Partisi’nin Adana’da miting yapma çabası ancak günler sonra amacına ulaşabildi... YSK, Erdoğan aynı gün, aynı meydanda miting yapsın diye Vatan’ı engellese de sonunda olay çıkacağından endişe edilmiş ki, Doğu Perinçek dün Adana’da kalabalık bir kitleye hitap edebildi...
Peki, CHP’ye yapılan kanunsuzluğa ne demeli?.. CHP’nin Erzurum birinci sıra adayı Gonca Aytaş, günlerdir zabıta-polis baskısı altında, adeta işkence çekiyor...
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Erzurum’da CHP’liler, engelleniyor, tartaklanıyor ve saldırıya uğruyor, ancak devlet seyrediyor...
Ana muhalefetin propaganda TIR’ını kent merkezine sokmayan AKP’li belediye, polis gücünün de yardımıyla adeta terör estirmeye devam ediyor... Ve bu kanunsuzluk ne yazık ki günlerdir engellenemiyor...
CHP’nin kadın adayı twitter üzerinden sürekli “imdat” çağrısı yapınca, parti yöneticileri bir zahmet dün Erzurum’a gitmişler!.. Ancak Erzurum’da işi zorbalığa döken AKP zihni-yeti, CHP’nin 3 vekilini de taşıyan TIR’ı yine kente sokmamış...
CHP de, Vatan Partisi’nin Adana’daki meydan savaşında olduğu gibi Erzurum’daki faşizmi direne direne alt etsin... Başka yolu yok...
İNSANLIK HUKUKU!..
Aileleri büyütmüş, okutmuş ve devlete, millete yararlı bi-rer evlat olsun istemiş. Onlar da okumuş ve avukat olmuşlar...
Gencecik iki avukattan ne beklersiniz peki; hak-hukuk ve adalet uğruna hizmet değil mi?.. Ne yazık ki çok yanıldınız!..
Geliniz, sorunun yanıtını Genelkurmay Başkanlığı’nın basın açıklamasından okuyalım;
“İkisi avukat toplam dört şahıs, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1’inci Hudut Alay Komutanlığı hudut unsurları tarafından, Gaziantep- Oğuzeli’nde yasa dışı yollarla Türkiye’den Suriye’ye çıkış yapmaya çalışırken, silahsız ve teçhizatsız olarak yakalanmıştır. Söz konusu şahıslar hakkında, sevk edildikleri mahkeme tarafından, DEAŞ (IŞİD) terör örgütüne üye olmak suçundan adli işlem başlatılmıştır...”
Ne kadar vahim değil mi?.. Hukuk eğitimi görmüş iki kişi yanlarına iki arkadaşlarını alarak, sokaklarda kafa kesen, katliam yapan bir terör örgütüne katılmaya gidiyorlarmış...
Söyler misiniz; çağdaş hukuktan vazgeçip sözde şeriat hukukuna sığınmaya çalışan zihniyet bırakın adaleti, insanlığı nasıl savunacak acaba?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac