MİLLET OLMA VASFINI BU DENLİ mi YİTİRDİK?..

Önceki gün İzmit Körfezi’nde “Osman Gazi” köprüsünün açılışı vardı!..


Ama ne açılış! Gökyüzünden adeta konfeti yağdı... Havaya bırakılan binlerce balon, davul zurna eşliğinde göbek atan insanlar, neşe ve mutluluktan uçan devlet erkanı, çekilen “mutluluk selfie” leri... Kısacası tam bir bayram havası vardı... Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı sıfatlı muhterem de tam bu havaya uygun bir konuşma yaptı zaten:


-Bugün bir bayram. Bayram öncesi bir bayram yaşıyoruz. Teröre karşı en güzel cevap burada sayın cumhurbaşkanım...


Tabii bu açılışa tüm AKP milletvekilleri katılamamıştı; ne de olsa yargının “canına ot tıkayacak” yasanın Meclis’ten geçirilmesi gerekiyordu. Olsundu, onlar da TBMM çatısı altında kurdele keserek sevinç içinde gıyabi açılış yaptılar!..


Evet, körfezi birbirine bağlayan 2650 metre uzunluğundaki, 88 küsur TL geçiş ücretli köprünün açılışı anlamlıydı, önemliydi;  ancak 44 kişinin yaşamını yitirdiği, 250 insanın yaralandığı Atatürk Havalimanı baskınının üzerinden henüz bir gün bile geçmemiş, cehenneme dönen “dış hatlar” zeminindeki kanlar kurumamıştı!..


Hemen hemen aynı zaman dilimi içinde Fransa Parlamentosu’nda terör saldırısında yaşamını yitiren insanlar için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Aynı akşam Paris’te oynanan Portekiz-Polonya maçı öncesinde de saygı duruşu ve on binlerce seyircinin teröre karşı protestosu vardı...


Bu ülkenin milli bayramlarını “terörü” gerekçe göstererek yasaklayanlar, tarihinin en vahşi terör eylemlerinden birinde kaybettiğimiz yurttaşlarımızın ardından, davul zurnayla, göbek atarak “bayram gibi kutlama” yapıyorlarsa orada bir yanlışlık, bir ruh eksikliği, bir vurdumduymaz gözü karalık var demektir!.. Suudi Arabistan Kralı öldüğünde üç, insanlarımız vahşice katledildiğinde yarım gün yas ilan etmek de aynı ruh eksikliği ile tanımlanabilir...


-Bu durumda ise bir arada yaşayanlar “millet” olma vasfını kaybediyor demektir!.


Biz bu “kaybın” elle tutulur halini Ankara katliamından sonra Konya’da oynanan milli maçta ölenler anısına saygı duruşu yapılırken ıslıklayan, hakaret eden güruhu izlerken, Fransa’daki terör saldırısının hemen ardından İstanbul’da Yunanistan’la  oynadığımız hazırlık maçında da aynı sahneleri yaşarken utanç içinde görmüş, tanık olmuştuk...


-Millet olmaktan çıkanların son durağı güruh olmaktır!..

 


“Öfkeli gençler” AKP korumasında!..

 


Dünkü yazımda da anlatmıştım; yüksek yargıyı tam anlamıyla “Saray ve iktidarın kuklasına” çevirecek olan yasayı bir an önce çıkarabilmek için gece gündüz mesai yapan, havalimanı katliamı esnasında bile hız kesmeyen AKP’nin değerli kadroları sonunda verilen görevi başarıyla tamamladı...


Yasayı çıkarmak ne demek, araya Osman Gazi Köprüsü’nün gıyabi açılışını kurdele keserek kutlamayı bile sığdırmayı başardı muhterem vekiller!..


Ancak iş Türkiye’yi defalarca kana bulayan, koca ülkeyi “babasının çiftliği” gibi tepe tepe kullanan  IŞİD’li “Öfkeli Sünni gençlere” gelince mesaiden kaytarıverdiler!..


İktidar  “dinci terörle mücadele” konusundaki samimiyetsizliğini aççık seççik gösterdi Meclis’te!..


Önceki gün, İstanbul’daki katliamın üzerinden ancak saatler geçmişken muhalefet partileri konunun araştırılması için önerge verdi. Ve bu önerge tıpkı geçmişte olduğu gibi yine AKP’nin parmaklarıyla reddedildi!.. Daha anlaşılır biçimde tekrarlayayım:


-IŞİD, AKP milletvekillerinin oylarıyla bir kez daha koruma altına alındı!..


CHP’li Özgür Özel, araştırmaya “hayır” diyen AKP sıralarına şu sözlerle seslendi:


-Daha ne yapmalarını bekliyorsunuz; Anıtkabir’i havaya uçurmalarını mı?.. Saray’a bayrak dikmelerini mi?..


Hiç bir şey fark etmez sayın milletvekili; asıl araştırılması gereken, IŞİD’in adını değiştiren, koruyup kollayan, “terörist” diyemeyen bu kafanın, bu ortaçağ kalıntısı yobazları “ideolojik kardeş” gibi gördüğü iddialarıdır zannımca!..


Ne demişti bu iktidarın bir önceki Başbakanı Ahmet Davutoğlu, anımsıyor musunuz:


-IŞİD  bir terör örgütü değil, öfkeden bir araya gelmiş bir insan topluluğu!..


Aynı muhterem dışişleri bakanlığı sırasında da  “IŞİD öfkeli Sünni gençler” diyerek korumaya almıştı bu gözü dönmüş canileri...


İşte o “öfkeli gençler” son olarak Atatürk Havalimanı’nı cehenneme çevirdi!.. Şimdi soru şu:


-AKP iktidarı IŞİD’i niçin koruyor, neden korkuyor?..

 


“Kardeşim Esad” dönüşü azzz sonra!..

 


Büyük “dönüşlerin” mucidi AKP yeni bir “şok dönüşe” hazırlanıyor...


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Saray-Putin telefon görüşmesinin ardından Karadeniz Ekonomik İşbirliği 34. Bakanlar Konseyi Toplantısında Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la bir araya geldi...


Görüşme sonrasında açıklama yapan Çavuşoğlu’nu dinleyenler hayretler içinde kaldı; zira bakan, “Türkiye, IŞİD ve El Nustra Cephesi’ni terör örgütü olarak görüyor” dedi. Halbuki daha 21 Haziran’da sivil toplum örgütlerini iftarda ağırlayan Saray, “ Eğer DAİŞ’e (yani IŞİD) karşı olanlar terör örgütü değilse o zaman El Nusra’ya niye terör örgütü diyorsunuz. O da çok ciddi mücadele veriyor” demişti!..


Ama tabii, o 10 gün önceydi, demek ki yine “dönüldü!” Çavuşoğlu asıl bombayı şu sözlerle patlattı:


-Türkiye ve Rusya’nın Suriye’de “siyasi çözüm” için birlikte çalışması gerekiyor. Ankara Moskova ile daha yakın koordinasyon sağlayacak!..


E tabii, “Dün dündür, bugün bugündür!” İsrail konusunda olduğu gibi 180 derecelik bir dönüş ehvendir!.. Yakında “kardeşim Esad” diye muhabbet dolu çağrılar duyarsanız hiç şaşırmayın!..


https://twitter.com/umit_zileli