MUCİZE KADIN ‘MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ’
Bilginin Sümerlerle doğduğunu, okuduğu Sümer Tabletleri’ne dayandırarak açıklayan Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ 109. yaşını kutluyor.
20 Haziran 1914 yılında Bursa'da yaşama gözlerini açan Çığ, Kurtuluş Savaşı yıllarında ailesiyle Çorum'a yerleşir. İlkokula burada başlar. Beşinci sınıftayken Bursa’ya dönerler. Özel Bizim Mektep’te Fransızca ve keman çalmayı öğrenir. 1926’da Bursa Kız Muallim Mektebi’nde öğretmen adayıdır. 1931’de mezun olur. Cumhuriyetin 10. Yılında Eskişehir’e tayin olur.
Anlatılarında; "Porsuk kenarında kafelerde çayımızı, kahvemizi içer, otururduk. Kadın, erkek birlikte sinemaya, tiyatrolara giderdik. On yılda kadınlar çarşaftan çıkmış, kocaları, oğullarıyla gezmeye başlamışlardı. Eski Türklerde zaten kadın-erkek ayrımı yoktu ki. 1925’de Kıyafet kanunu çıktığında Atatürk, kaymakamlar ve devlet görevlileri aracılığıyla topluma devrimi anlattırıyor, alt yapı oluşturuyordu. Yaptırım yoktu, tavsiye vardı. Kadınlar çarşaflarından sıyrılarak, saçlarını saklamadan başlarına hafif bir örtü atmaya, diz altı giysiler giymeye başladılar. Çorum Kız Okulu’nda kıyafet kanunu yokken de biz Kuran okurken başımızı örttürmezlerdi." der.
Öğretmenliğinin 4.Yılında Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurulur. Üniversiteye geçme hakkını kullanır, arkadaşıyla birlikte yeni kurulan Hititoloji ve Sümeroloji bölümüne yazılırlar. Nazi Almanya’sından Türkiye’ye iltica etmiş Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock’dan Hitit Dili ve Kültürü, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer, Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürü derslerini alırlar.
Son yıllarda yeni yeni sözü edilen ama ülkemiz için çok önemli olan bir konudan burada bahsetmek gerekir. Yine değerli Sümerolog Cumhuriyet’imizin Öncü Kadınlarından Muazzez İlmiye Çığ’dan dinleyelim. "1932’de Almanya’da Hitler başa geçince, Yahudiler ve ailesinde Yahudi bulunanlar Üniversite’deki işlerinden el çektirilirler. Bir araya gelip İsviçre’de bir dernek kuran Profesör ve eğitimciler Amerika ve Avrupa devletlerine iş başvurusu yaparlar. Can derdindedirler. O sırada ülkemizde davetli bulunan bir profesör aracılığıyla Türk Devleti’ne başvururlar. 227 kişiyle 1933 yılında bir anlaşma imzalanır. Anlaşma’da ‘Bu şahıslar ister hapiste, ister sokakta olsunlar artık Türk Hükümetinin memurudurlar. Alman Hükümeti onlara bir engel çıkaramaz. Aksi halde biz onları engellemeyi biliriz." diye anlatır. Son derece kesin ve keskin bir dille yapılan anlaşma sonrası bu insanlar ülkemize gelirler.
227 eğitimci Darülfünun ve diğer üniversitelere yerleştirilirler. Tercüman ile ders vermeye başlarlar. Almanya’dan istedikleri kitaplar getirilir. Yatırım yapılırken bir de haklı bir yaptırım gelir. Hocalar üç sene içinde anlaşılabilecek kadar Türkçe öğreneceklerdir. Eğitimde çıta birden yükselir. Darülfünun ve diğer üniversitelerde Avrupa düzeyinde yüksek eğitim düzeni başlar.
Muazzez İlmiye Çığ "Atatürk Yüksek Eğitim Kurumları açmak istiyor ama öğretmen bulamıyorken; yeni eğitim düzeyiyle lisede başarılı 150 çocuğumuz Almanya’ya, Avrupa ülkelerine eğitime yollanır. Almanya’dan gelen hocaların dönme zamanı geldiğinde yurt dışında üniversitelerdeki, Almanların yetiştirdiği gençlerimiz ülkemizde eğitim için yerlerini aldılar." der.
1940’da mezun olan Çığ, asistanlığı reddeder ve İstanbul Arkeoloji Müzesi‘ne tayin edilir. 31 yıl boyunca Dr. F. R. Kraus’la ve meslektaşı Hatice Kızılay ile müze deposundaki on binlerce tableti temizler, sınıflandırır, numaralandırılır, okurlar. 74.000 tabletten oluşan "Çivi Yazılı Belgeler Arşivi"ni oluştururlar. 3000 Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılan çivi yazılı tableti belgeleyerek katalog haline getirirler. Philadelphia Üniversitesi Müzesi Tabletler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kramer’le yaptığı çalışmalar, Sümer edebiyatına yeni konular kazandırırken, Çığ,Dünya için büyük önem taşıyan bir işe imzasını atar.
1960’da Heidelberg Üniversitesi‘nden davet alır. 6 ay burada araştırmalar yapar. 1965 yılında Roma‘da sergilenen Hitit sergisine başkanlık eder ve sergiyi Londra’ya taşır. Londra’da kısa bir süre kalsa da çalışmalarını sürdürür.1972’de Arkeoloji bölümünden emekliye ayrılır ama araştırmalarına devam eder. 1988’de Philadelphia Asuroloji kongresine katılan Çığ, Prof. Dr. Kramer’in "History Begins at Sumer" (Tarih Sümerle Başlar) adlı kitabını çevirir.Muazzez İlmiye Çığ 2000 yılında Fahri Doktor unvanına layık görülür.
Günümüzde Kültür’ün başlangıç noktasının Yunanlılarla değil, Sümerlerle başladığını Sümeroloji’nin İnsanlık Tarihi’nin mihenk taşlarından biri olduğunu Sümer Dili çözüldüğünde Yunanistanın da bunu kabul ettiğini biliyoruz.
Sümer ve Hitit kültürlerinin en önemli araştırmacılarından olan Muazzez İlmiye Çığ, 13 kitap ve birçok bilimsel makale yazar. Bir çok ödül alır.
Sümer tarihine yaptığı katkılar kadar aydınlıkçı fikirleri ile de günümüze ışık tutan Muazzez İlmiye Çığ 109. Yaşını kutlarken Gençlerimize "Asla ümitsiz olmasınlar, daha çok çalışsınlar. Daima ümitle yaşasınlar. Benim gençlerden çok umudum var. Çok zeki çocuklar yetişiyor. Büyüklerin bunlara çok dikkat etmeleri ve destek olmaları gerekiyor" mesajını yolluyor.
Sümerliler Türklerin Bir Koludur, Uyanın Artık, Ortadoğu Uygarlık Mirası 1 ve 2, İnanna’nın Aşkı, Atatürk ve Sümerliler, Sümerli Ludingirra, Uygarlığın Kökeni Sümerliler 1 ve 2, Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sümerdeki Kökeni isimli kitapları mutlaka okunmalı, kütüphanelerimizde yerini almalıdır. Ayrıca "Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk" kitabı, çocuklarımız için çok hoş bir hediye alternatifi olacaktır.
Unutmayalım, geçmişini bilmeyen geleceğini planlayamaz.