MUHBİR-i SADIKLAR
Avusturya’da Özgürlük Partisi Genel Başkanı, karşıt partililerin hazırladıkları bir videoda kendisine kamuoyu önünde hakaret edildiği iddiasıyla mahkemeye başvurdu. Mahkeme, vatandaşların siyasetçilere küfretme ve müstehcen hareketler yapma haklarının olduğuna hükmetti. Provokatif, aykırı, şoke edici fikirlerin ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu yorumuyla, genel başkanın şikâyetini kabul etmedi.
Toplumda iz bırakan, izlenen, merak edilen, göz önünde olan, ünlü kişilere karşı yurttaşların merakları yüksektir. Onların bütün davranışları mercek altındadır adeta. Örneğin; bir sporcu transfer ücretiyle, aşklarıyla, otobüsteki – uçaktaki – trafikteki davranışlarıyla ilgi uyandırır. Sorgulanır, eleştirilir, değerlendirilir. Keza bir sinema yıldızı, bir dizi film oyuncusu kılığıyla, kıyafetiyle, özel hayatıyla magazin basınının değişmeyen konularındandır. Toplumun en sıkı ve en duyarlı izlenenleri ise siyasilerdir. Onlar; eşleri, çocukları, servetleri, kaçamaklarıyla kamuoyunun sürekli izlediği kişilerin başında gelirler.
Herkesin toplumda iz bırakan, merak edilen, izlenen bu kişilere karşı tepkisi farklıdır. Eğitimine, kültürüne, konumuna göre karşılık verir. Okuduğu bir haberi beğenmeyen kişinin, desteklemediği bir lideri dinleyen fanatik partilinin, sevmediği bir sanatçıyı izleyen bir musiki tutkununun tepkilerinin doğal olduğu inkâr edilemez. Ne var ki tepki, bir mizah sorunudur. Ya sunturlu bir küfürle geçiştirirsin; ya izlemez, dinlemez, okumaz, geçer gidersin; ya da dişini sıkarak tahammül edersin.
Recep Tayyip Erdoğan, eleştiriye karşı en tahammülsüz cumhurbaşkanı ve parti başkanı olarak öne çıktı. Öyle ki, yakın çevresinde yüzlerce silahlı koruma ordusunun ötesinde bir de silahsız muhbir ordusu oluştu nerdeyse. Ankara’da alışveriş dönüşünde otobüse binen bir kadının yanındaki kişiyle konuşmasını dinleyen bir muhbir yurttaş, kadının otobüsten inmesinin ardından polis acili aramış. Kadını apar topar karakola götürmüşler, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle. Gazeteler yazdı yine, Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içeren yorum ve sözcüklerin varlığı iddiasıyla 64 bin kişi hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma açılmış. Facebook ve twitter’da yazılan her yazı, yapılan her yorum suç oluyor artık. Minibüslere, taksilere yerleştirilen kameralar, ses kayıt cihazları da sorunun bir başka boyutu. Sevimsiz ve ürkütücü…
Siyasal eleştiri öncelikle toplumun, sonra da parlamenter gelişmişliğin göstergesidir. Devlet başkanları da, hükümet erkânı da, politikacılar da aynen sporcular, sanatçılar gibi eleştirinin hedefindedir. Batı ülkelerinde eleştiriler karşısında koltuğunu terk etmek zorunda kalan devlet başkanlarını, parti liderlerini, saatlerce ayakta sorgulanan kraliyet mensuplarını okuduk, okuyoruz. Günümüzde 2 gün gözaltında tutulup sorgulanması halen süren Fransa eski cumhurbaşkanı N. Sarkozy’e ne demeli?
Son söz: Ne demiş büyüklerimiz? “Meydana çıkan kurtulamaz seng-i kazadan”. Dahası, siyaset tahammül işidir.