Erdoğan, kimseyi Yüce Divan’a göndermek istemiyor…
İstemez, isteyemez…
Sonra kendisini de kurtaramaz, deli mi?
Ya Davutoğlu?
Davutoğlu Yüce Divan’ı mı işaret ediyor?
ASLA!
‘Sözde’ Başbakan Davutoğlu, partisinin Ankara il kongresinde, “Kim millî hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız”dedi mi? Dedi..!
Bundan, bazılarının zannettiği veya beklediği gibi haklarında yolsuzluk soruşturması yapılan 4 eski bakan hakkında olumsuz bir anlam mı çıkarmalıyız? Davutoğlu’nun bu ifadesi 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi gerektiğine işaret ettiğini mi gösteriyor?
Kesinlikle hayır..!
Oynuyor, Davutoğlu… Aklımızla alay ediyor…
Aslında Erdoğan, Davutoğlu aracılığıyla sahneye koyuyor artık oyunlarını… Yönetmen-oyuncu rolünden de geri kalmadan…
Davutoğlu koltuk sahibi mi ki racon kesecek? Kiralık bir koltukta oturduğunu cümle âlem biliyor. Koltuğun asıl sahibi O’na kiralarken belli ki gerekenleri tane tane anlatmış, yazmış, imzalatmış… Dönmüş yine anlatmış, yine anlatmış, görev tanımını tekrarlatmış… Ezberletmiş…
Bakmayın arada bir acaba Davutoğlu ‘Esas Oğlan’a baş mı kaldırıyor diye yazanlara. Kavuklu’yla Pişekâr, Hacivat’la Karagöz gibiler. AKP iktidarının sahipleri Davutoğlu’ndan önce de böyleydiler, hep öyleler… İyi polis, kötü polis, ama polis… Bütün o yazıları yazanlar da Ak-Saray’ın soytarısı…
Davutoğlu, asla ve asla çıkamaz Erdoğan’ın sözünden…
Ocak 2015’ten itibaren Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini söyleyen bir Cumhurbaşkanı var önümüzde yahu, kör müsünüz? Ya da Davutoğlu’nu kör ya da sağır mı sanıyorsunuz?
Milletvekili seçimleri öncesi hangi AKP milletvekili başkaldıracak?
Önümüzde 2015 milletvekili seçimleri var…
Türkiye’de hiçbir siyasi parti tam bir demokratik taban katılımıyla aday belirlemiyor. Aslında bu konuda çuvaldızı muhalefet hak ediyor ama bu yazının konusu AKP ve yolsuzluk olduğuna göre muhalefete muhalefet etme hakkımızı saklı tutarak AKP üzerinden yazımıza devam edelim.
AKP adaylarının nasıl belirlendiğini bilmiyor muyuz? AKP demokratik bir parti mi?
Her ne kadar teşkilatlarına temayül yoklaması da yaptırsalar, koordinatör raporları ve bölge milletvekillerinin görüşlerini de dikkate alsalar, neticede kararı Erdoğan başkanlığındaki komisyon vermiyor muydu bugüne dek? Son mülakatta bitmiyor muydu iş? Aday belirleme sürecinde herkes önünü ilikleyip ‘Esas Oğlan’a biat etmiyor muydu? Onun sözlerinden çıkmayacağına söz verip yemin etmiyor muydu?
Ne değişti?
Başbakan mı?
Erdoğan gitti, Davutoğlu mu geldi yani? Erdoğan hakikaten gitti mi?
Güldürmeyin… Abdullah Gül, “onu siyasete ben soktum” dese de…
Tam bağımsız Türkiye’nin Başbakanı olmayan Davutoğlu aslında kimin Başbakan’ı?
Gül’ün mü, Erdoğan’ın mı?
Milletvekilleri de aynen böyle işte… Kimin milletvekili, milletin mi?
Kim başkaldıracakmış? Güldürmesinler..!
Belki AKP grubundaki cemaatçiler diyebilirsiniz… Onlar istifa ederek ortaya koydular zaten kimliklerini…
Ancak onlarla sınırlı değil, başkaları da var derseniz…
Evet, ortaya çıkmayıp uyuyanlar var derseniz size Fatih Altaylı’nın yandaş Habertürk gazetesinde dershanelerle ilgili patırtıdan sonra 28 Kasım 2013’te yayımlanan köşe yazısını gösteriririm. Altaylı o yazısında AKP içinden bir dostunun kendisine Gülen cemaatine yakın 12 AKP milletvekili olduğunu ancak bunların da ses çıkartmayacaklarını söylediğini belirtiyor.
Haklarında yolsuzluk soruşturması yapılan 4 eski bakanın Yüce Divan’a gidebilmesi için kaç oy lazım?
En az 276…
Muhalefet partileri ve bağımsızlar hiç fire vermeden oturuma katılırlarsa oy sayıları kaç?
224…
Yani 4 eski bakana yönelik Yüce Divan kararı çıkması için AKP’nin 52 fire vermesi gerekiyor…
Bu anlattıklarımız ışığında böyle bir fire olasılığı görünüyor mu?
Oynuyorlar, seyrediyoruz…
https://twitter.com/drtayfunbudak
https://www.facebook.com/tayfun.budak.790