Biliyorsunuz, geçtiğimiz Mart ayının başında ajanslara Karaman’dan bir skandal sapıklık haberi düştü. Bu büyük sapıklık, tecavüze uğrayan bir ortaokul öğrencisinin durumu ailesine anlatması ve ailenin savcılığa başvurmasıyla ortaya çıkmıştı. Bu iğrenç olayın detaylarına girerek yeniden midenizi bulandırmak istemediğimden direkt olarak konuya girmek istiyorum.
Bu rezillikle ilgili olarak medyada yaygın bir şekilde ‘Ensar Vakfı’ ve ‘Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin adının geçtiği görüldü. Bunun üzerine gerek bu kurumların yetkilileri ve gerekse hükümet ve muhalefet kanadından çeşitli isimler açıklamalar yaptılar. Toplumun değişik kesimlerinden birçok kurum yetkilisi ve çok sayıda aydın da değerlendirmelerde bulundu.
Benim yazımın konusu burada başlıyor.
YENİ BİR TÜY DİKME YARIŞI
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının tüyü
Önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’ndan başlayalım. Ramazanoğlu, Yaşlı Destek Programı (YADES) Tanıtım Toplantısı’nda Ensar Vakfı’nı koruma içgüdüsü ve gayretkeşliği içerisinde “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” savunmasıyla bu iğrenç skandala hem de en kocamanından bir tüy dikti.
CHP Genel Başkanı’nın tüyü
Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı meclis grup toplantısında haklı olarak bu iğrenç olayı dile getirdiği konuşmasında Hükûmet'e ve Milli Eğitim Bakanı'na yüklenirken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu için de “Aileden Sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette” ifadesini kullandığı anda Ramazanoğlu’nun tüyünün yanına en kocamanından bir ikinci tüy dikmiş oldu.
Hükümet Sözcüsü’nün tüyü
Hükûmet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun verdiği fırsatı kaçırmayarak hemen bu tüy dikme yarışına katıldı. Kurtulmuş Kılıçdaroğlu’nun sözlerini ‘sözün bittiği yer’ olarak değerlendirdikten sonra “Hiçbir insafa, vicdana, terbiye, edep ölçülerine yakışmayacak kadar seviyesiz, aşağılık sözlerdir” cümleleriyle niteledi ve onu özür dilemeye çağırdı.
Kılıçdaroğlu, diktiği ilk tüyü sağlamlaştırdı
Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’ndan ikinci bir açıklama geldi. Kılıçdaroğlu kullandığı cümlenin kendisine ait olmadığını ve 17-25 Aralık yolsuzluk olaylarının ‘kahraman’larından olan bakan Muammer Güler tarafından diğer bir ‘kahraman’ ve şu anda ABD’de tutuklu bulunan Rıza Sarraf için kullanılmış olduğunu mealen belirtti. Ayrıca “bu cümleyi kadın erkek diye ayırmak da başlı başına bir gaf. Bir bakana kadın veya erkek diye bakmak da yanlıştır. Bakan bakandır. O koltuğa oturuyorsa, onun kimliği cinsiyeti önemli değildir” diyen Kılıçdaroğlu “Kaldı ki bu eleştiride sonuna kadar haklıyım. Kullandığı ifadeyi biliyor mu acaba kendisi, ağzından çıkan ifadeyi biliyor mu? Çocuklara tecavüz edilecek, 'bir sefer oldu diye olayın üzerine mi gidilir' gibi bir cümle kullanıyor. Kendisi bu cümleyi kullanırken, sıkıldı utandı mı acaba?” sözleriyle polemiği bir adım sonrasına taşıdı.
Ve nihayet Baş Tüy: ‘Erdoğan’ın tüyü’
Bir adım sonrasında ise yeni bir ‘tüy dikme merasimi’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Bugün tertip ettiği 23. Muhtarlar Toplantısı’nda, böyle bir fırsatı asla kaçırmayacağına adımız kadar emin olduğumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan sazı eline aldı. Erdoğan adeta kin kustuğu konuşmasında “Ana muhalefetin üzerinden siyaset yapmak istediği cinsi sapık şu anda cezaevinde ve hesabını veriyor. Peki bu siyasi sapıkları ne yapacağız. Biz bunları ademe mahkum edip hiç yerine koydukça ahlaksızlığın çıtasını yükseltiyor. Bu zat için söylenen her söz israftır fuzulidir ve tıpkı kendisi gibi gereksizdir. Bu kişi başında bulunduğu partinin de yüz karasıdır. Kaset olayı olmasa bunun partinin başına gelecek ne mecali ne de hali vardı. Bunlardan siyasetçi olmaz. Siyasetçi önce dürüst olacak. Muhalefet partilerinin iktidar olup, rahatlarını bozmak gibi bir niyetleri yok zaten” ifadelerini kullandı.
Tüy merasimi üzerine düşündüklerim
“Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” diyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu bu sapıklığı mazur gösterme çabasına girerek, tarihe geçecek bir gaf ve acze, yağcılığa, yancılığa imza atarak adeta ‘kişiliksiz politikacı nasıl olunur’ sorusunun da yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ana muhalefet partisinin lideri sıfatıyla aslında ‘milyonuncu kez’ adeta ‘armut piş, ağzıma düş’ şeklinde ele geçirdiği bu fırsatı kullanamayarak ‘bu kadar beceriksiz politikacı nasıl olunur’ sorusuna yanıt vermeyi seçti. Bu gereksiz polemik o iğrenç olayın maalesef önüne geçti.
Gelişen olaylar, Numan Kurtulmuş’un halim salim, terbiyeli görüntüsünün altında aslında ne olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. HAS Parti Genel Başkanı iken kullandığı “AKP’ye geçeceğime Saadet’te çaycı olurum”, “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular”, “Firavunlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız, Bel’amlaşmayacağız”, “İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı. Otel lobisinde değil, Birleşmiş Milletlerde, OECD salonlarında ‘one minute’ demek marifettir. Sayın Başbakanın kalbi Ali diyor, dili Muaviye söylüyor” sözlerinin ardından ‘el pençe divan’ AKP’ye geçişi aslında onun kumaşının kalitesi hakkında yeterli bilgiyi vermişti ancak bu son polemikle ‘kişiliksiz politikacı nasıl olunur’ sorusunun yanıtını bizzat onun da ağzından almış olduk.
Erdoğan’a gelince… Onu daha hâlâ tanıyamadınız mı…
Bu tutmuş, bu kesmiş, bu pişirmiş, bu yemiş…
O da tüy dikmeye bayılıyor..!
Eh... Na'palım böyle siyasetçilerin arasında utanmak da bize kaldı...
Eh... Na'palım böyle siyasetçilerin arasında utanmak da bize kaldı...
https://twitter.com/drtayfunbudak
https://www.facebook.com/tayfun.budak.790