Sevgili Okuyucum,
 
Bugün aslında bayramların en büyüğü, Türk Dili Devriminin 81. yıldönümü. Hepimize kutlu olsun. Klasik bir kutlama sözcüğü aslında ama bizler için ve sizler için çok önemli. Neden diye sormayın.
 
Devrimlerin en önemlisi ve büyük olanıdır dil devrimi. Ümmetten bir ulus devlet yaratan büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk ulusuna tarihin en büyük armağanını vermiştir dil devrimi ile.
 
Der ki: "Türk milletinin dili TÜRKÇEDİR. Türk dili, dünyada en güzel en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Bunun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlâkının, göreneklerinin, anılarının, çıkarlarının, kısacası bugün kendisini millet yapan her niteliğinin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir."
 
Özgürlük
 
Türk diline çok değer veren Atamızın emri ile 12 Temmuz 1932 de Türk Dil Kurumu kuruldu. Aynı yıl 26 Eylül 1932 de Dolmabahçe Sarayında ilk dil kurultayı toplandı. Bu kurultay çok önemli ve ilk kurultay olduğundan 26 Eylül Dil Bayramı olarak kabul edildi. 1970'li yılların sonlarına dek kutlandı.
 
Ama 1980 darbesinden sonra Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı Türk Dil Kurumu devletleştirilince bu kutlamaların yerinde yeller esmeye başladı.
 
Şimdi hiç kimsenin bu bayramlardan haberi bile yok.  Zaten dilimiz Türkçemizle ilgilenen yok. Çıkın sokağa sorun rastgele Türk dilinin bayramını duydunuz mu diye. Duymak bir yana  bir de garip garip yüzünüze bakarlar. 
 
Dile hassasiyetin, özenin artırılması aslında bir devlet politikası olmalıdır. Ama ne gezer. Muhalefetinden tutun da iktidarına dek gelmiş geçmiş bütün kadrolara bakın Türk Dilinin yüceltilmesi ile ilgili en ufak bir gayrete tanık olamazsınız. Okullarda Türkçe dersi diye sadece gramer dersi verilir. Dilimizin söyleyiş özelliklerine ilişkin, yani fonetik, yani ses yapısı  ile eğitim asla verilmez.
 
Türkçe öğretmenleri yazım kurallarını bilir ve öğretirler. Okumayı ve okutmayı bilmezler. Türkçenin ses yapısı nedeniyle yazıldığı gibi okunan bir dil olmadığını da bilemezler. Çünkü onlara da öğretilmez. Bu eğitim sistemindeki eksiklik Türkçemizin kadersizliğidir aslında.
 
Gelelim siyasî tabloya.
 
Bugünün siyasetçileri ne yapıyor? Anayasa da belirlenmiş ve kesinleşmiş kurallara rağmen, resmî dilimiz Türkçemizin yanına ikinci bir dili  resmî dil olarak monte edebilmenin yollarını arıyor.
 
Olmaz, olamaz. Bu ülkede tek bir ana dil ve resmî dil vardır. Türkçedir. Tekrar hatırlatmak istiyorum. Dile büyük önem veren Atatürk ilk olarak Türk dili konusunda araştırmalar yapsın diye Türk dili tetkik cemiyetini kuruyor. Bu cemiyet daha sonra Türk dil kurumu adını alıyor. Büyük önder bu kurumu Türk ulusuna miras olarak bırakıyor. Ama ne yazıktır ki 12 Eylül 1980  den sonra Türk dil kurumu  devletleştiriliyor ve mal varlığına el konuyor. Yani Atamızın bu büyük mirasını koruyamıyoruz.
 
Çok acıdır ki, bugün Türk dil kurumunun varlığından söz edilemez. Edilse de artık bu kurum iktidarların arpalığıdır.
 
Durumun vahametini gören, kurumun eski çalışanları ve önemli dilcileri 22 Nisan 1987'de DİL DERNEĞİNİ kurmuşlardır. Onlara şükran borçluyuz. Çünkü Atamızın mirasını yaşatmaktadırlar.
 
İKİNCİ BİR ANADİL Mİ?
 
Ülkemizin bölünmesi için çaba harcayanların birincil saldırı alanları daima dil olmuştur. Neymiş anayasaya bir anadil daha eklenecekmiş. Amaç, ülkenin Türk ve Kürt olarak bölünmesinin dil yoluyla önünü tamamen açmak.
 
Bir ülkeyi yok etmek istiyorsan der Konfüçyüs, önce dilini parçalayacaksın. Sonra seyret bak neler oluyor?
 
Yapılmak istenen tamamen ulus devlet anlayışını ortadan kaldırmaya yönelik hain planın uygulanmak istenmesidir. Anayasaya ikinci bir dil eklenemez. Bu dil üzerinden bölünmenin hayata geçirilmesinin yolunu açar.
 
Ülkemiz söyleyiş çeşitliliği açısından zengin bir ülkedir ve kimi yurttaşlarımız iki dillidir. Bireysel iki dillilik gelişmiş ülkelerde ayrışma değil varsıllık olarak değerlendirilir. Ama resmî dil tektir.
 
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ortak resmî dili TÜRKÇEDİR.  Bütün aydınların ve politikacıların bu konuya sağ duyu ile yaklaşmaları gerekir, Bugün içi sürprizler ile dolu anayasa taslağı açıklanacak. Meraktayım dille ilgili neler çıkacak karşımıza.
 
Bütün bu sisli ortama rağmen Dilimizin, Dil Devrimimizin 81. Yılı kutlu olsun.