SANATÇISINI, KADININI, GENCİNİ ÖĞÜTEN İKTİDAR!

Size bugün madde madde cennet yurdumdan kepazelik manzaralarını yazacağım…

Önce yüreğimi yakan, “Ne oldu bu ülkeye”? sorusunu büyük bir hüzünle hissettiren konuyla başlamak istiyorum…

Bu ülkenin büyük ve önde gelen sanatçılarından Genco Erkal, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla ve 4 yıl hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşmasına çıktı dün. Mahkeme, esas hakkında savunmasını yapmak üzere dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi ve ikinci duruşmayı için 2022 Mart ayına erteledi… Duruşmaya alkışlar arasında giren dev sanatçı mahkemenin erteleme kararı sonrasında bakın ne dedi:

– Hiç üzgün değilim bana böyle bir fırsat verildiği için mutluyum. Burada bana yapılan suçlamaları savunabiliyorum. Düzenin eleştirisini dile getirebiliyorum. Sonraki duruşmalarda daha çok konuşacağım!

Şöyle bir düşündüm; büyük yapıtlara imza atan oynadığı tiyatro oyunları ve filmler ödüllere boğulan, yalnızca bu ülkenin değil, uluslararası sanat dünyasının en saygın isimlerinden biri olan 83 yaşındaki Genco Erkal’dı söz konusu olan…

Utandım!

Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor ey ahali!

Uzun yıllar önce “Kadının adı yok” diye başladığım yazıları derlesem, tüyler ürperten koca bir kitap olur!

Dün, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü idi. Bu nedenle hazırlanan Medyaya Yansıyan Kadın Cinayetlerini Haritalama Çalışması, Bu ülkede 2010-2020 arasındaki dönemde işlenen kadın cinayetlerinin kapsamlı veri tabanını oluşturdu ve açıkladı. Buna göre, 10 yılda öldürülen “en az” kadın sayısını öğrenmek ister misiniz?

2534 kadın!

Dikkat edin en az sayıdan söz ediyorum! Medyaya yansıyan birçok şüpheli ölüm ya da yansıma şansı bile bulamayan katlediliş öyküleri bu rakama dahil değil! Paylaşılam harita insanı dehşete düşürüyor, ne yazık ki. Bakın “kadincinayetleri.org” adresinde yayımlanan interaktif harita neler anlatıyor bizlere:

-Kadın cinayetleri 10 yılda en az yüzde 25 arttı!

-Kadın cinayetleri il bazında en çok İstanbul’da, ilçe bazında Seyhan’da (Adana) yaşandı. 

-Kadın cinayetlerinin bir numaralı faili kocaydı!

-Her 5 kadından biri aile kararıyla katledildi!

-Her 5 kadın cinayetinden 1’i boşanma/ayrılık aşamasında gerçekleşti.

-Öldürülen her 5 kadından 1’i şiddet/taciz mağduruydu.

-Şiddet gören her 10 kadından 6’sı güvenlik amaçlı korunma başvurusunda bulunmuştu

-Az ya da çok; bu şiddet sarmalına tüm Türkiye haritası katılıyordu!

Burası sözün bittiği, vicdanı olanların utanç duyduğu yer maalesef. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranlara sormak lazım:

Ne hissediyorlar acaba?

“Geçinemiyoruz” diye feryat edenler vatan haini öyle mi!..

Son birkaç günde üzerimizden döviz kuru ve zam kasırgası geçti!

Üç, beş gün içinde iyice yoksullaşan, gelecekten umudunu kesen, çoluk çocuğuna bakamayacak olmanın getirdiği hüzün ve öfkeyi yaşayan bir toplumdan, bir ülkeden söz ediyorum!

Bir cennet ülkenin tarumar olmasından bahsediyorum!

İnsanlar, böyle bir yoksullaşmanın, bunun karşılığında iktidar cenahından adeta alay eder gibi yapılan “eti gramla, meyve, sebzeyi taneyle alın”, “zaten bu mevsimde turfanda zararlıdır”, “alışacaksınız” açıklamalarının getirdiği öfkeyle yoğrulmuş durumda…

İş o denli zıvanada çıkmış durumdaki; kısacık sürede üst üste gelen zamların üzerine benzin mazot ve LPG’ye gelen, fahiş zam sonrası, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu, “Valla bizim ilgimiz yok” tadında aynen şu açıklamayı yaptı:

Akaryakıt piyasamızdaki fiyat hareketlerleri serbest piyasa koşullarında, kamu otoritesinin herhangi bir müdahalesi ya da kararı olmadan oluşmaktadır!

Aslında açıklama, çoktandır bildiğimiz, içinde kavrulduğumuz, yoksullaştığımız sistemi gayet güzel özetliyordu:

Kamu otoritesi sizlere ömür!

Böyle olunca yurdun çeşitli yerlerinde insanlar protesto gösterileri yapmaya başladılar. Çoğu karga tulumba gözaltına alındı. Orantısız güç suçlamaları yapılırken iktidarın cengaverleri sahneye çıktı.

Bunlardan biri de Tokat’taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi Spor Bilimleri Akademisi Öğretim Görevlisi Sebati Kaya isimli muhteremdi. “Geçinemiyoruz” diyenlere şu sözcüklerle saldırdı önce:

Ne demek ‘sokaklara inelim!’, ‘Hükümet istifa!’… Siz kimsiniz lan? Kimse bu ülkeye diz çöktüremeyecek. Bu ülkenin tokadını en ağır bir şekilde yiyeceksiniz!

Bununla da yetinmedi öğretim görevlisi zat, sonrasında iyice coştu:

Protestolara katılanlara “çakal soyları”, “it soyları” gibi hakaretler eden Kaya, eylemlere katılanlara ayrıca “vatan haini” yakıştırması da yaptı!

Ait olduğu yerden iyi bir “aferin” alacaktır herhalde. Ancak şunu bilmiyor görüldüğü kadarıyla:

Tarih, uşaklık yapanlara, halka hakaret edenlere bir virgül kadar bile değer vermez!..

https://twitter.com/umit_zileli