SEÇME ve SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın "boş ol" diyerek erkeğin kadını boşayabileceğine dair fetvasının yayınlandığı bugünlerde aynı zaman da 5 Aralık 1934'te TBMM tarafından kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıldönümünü kutluyoruz.

Atatürk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 'de şöyle demiştir:

“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.”

3 Nisan 1930 tarihinde belediyelerde, 26 Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 5 Aralık 1934'te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ülkemizde, kadınlara seçme ve seçilme Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi pek çok Avrupa ülkesinden önce tanındı.Diğer yandan ise ilk kadın bakan 1971 yılında 33. hükümet döneminde yılında görev almıştır.

Anayasa’da, siyasi partiler ve seçim yasalarında, parti tüzüklerinde, kadınların daha fazla temsil edilmesi noktasında düzenlemeler yapılmalıdır.

1926 yılında TBMM tarafından Türk kadınlarını "şeriat" zincirinden kurtaran Medeni Kanun kabul edildi. Çok eşlilik yasaklandı, miratsa eşit pay getirildi, kadınlara istediği işte çalışma olanağı sağlandı. Böylece hukuk önünde kadın erkeğe eşit oluyordu.

1931 ilk kadın cerrahımız çalışmaya başlamıştır. İlk kadın milletvekilimiz Satı Kadın meclisteki yerini aldı.

Diyanet’in kocaya tek taraflı boşama fetvası

Diyanet İşleri Başkanlığı “ ‘Boşarım’ demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Boşama, kişinin eşine söylediği “Boşsun”, “Boş ol”, “Boşadım” veya “Karım boştur” gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir.”[1]

Diyanet, mahkeme olmaksızın sözle de erkeğin karısını boşayabileceğini savunuyor. Diyanet “Boşama yetkisinin eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?” sorusuna verdiği yanıtta da “boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir” diyerek kadına bu yetkinin verilmediğini ima yoluyla dile getiriyor.

MEB’in Diyanet’ten farkı yok

Benzer ifadeler İmam Hatip Lisesi “FIKIH” ve “FIKIH OKUMALARI” ders kitaplarında var. Fıkıh ders kitabında sayfa 185’te erkeğin kadını boşamasını (Talak) düzenledi. Talak Fıkıh ders kitabının ifadesiyle “kocanın tek taraflı irade beyanıyla eşini boşamasıdır.” Talak, “sen benden bir talak ile boşsun” veya “kendine artık başka koca ara” gibi cümlelerle olmaktadır. Boşama yetkisi kocaya verilmekle birlikte koca evlenirken veya daha sonra, dilerse bu konuda karısını da yetkili kılabilecekmiş.[2]

Mahkemeye başvurulmadan boşanmanın önü açılıyor. “Fıkıh Okumaları” ders kitabında da bir erkek eşini üç kez “boş ol” veya yukarıda belirttiğimiz ifadelerle boşarsa onunla yeniden evlenebilmek için eşinin bir başka erkekle evlenip boşanması veya yeni kocanın ölmesi gerekir. Fıkıh Okumaları ders kitabında yeni koca ile evliliğin zifafı içereceği yazılıdır.[3]

Kadın kocasına itaatkâr olacak

MEB, evlilik hayatının da mutlu ve huzurlu sürebilmesi için öngördüğü kurallardan biri “kadının kocasına itaatkâr, kocanın karısına şefkatli yaklaşması”dır.[4]

Anneleri ile zifafa girilmeyen üvey kızlarla evlenilebilir

“Fıkıh Okumaları” ders kitabında bu konuda şu yazılıdır:

“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız –eğer anneleri ile zifafa girmediyseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur-, öz oğullarınız karıları, iki kız kardeşi (nikah altında) bir araya getirmeniz ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka.”[5]

Mecelle’nin yasalaştırılması arzulanıyor

Milli Eğitim Bakanlığı, Temel Dini Bilgiler İslam 1 dersinde, 1926’da Medeni Kanun’un kabul edilmesiyle yürürlükten kaldırılan Mecelle’yi anlatacak. “İslam ve Hukuk” ünitesinde öyle bir ifade var ki Mecelle, sadece tarihte kalan bir düzenleme olarak anılmıyor, yeniden uygulanması isteniyor. İşte o ifade:

“Helal ve haram koyma yetkisinin Allah ve Resulüne ait olduğuna vurgu yapılacaktır. Ayrıca konular Mecelle’nin külli kaideleri ile ilişkilendirilerek ele alınacaktır.”[6]

Kadın kıyamet alameti görülüyor

Beylerin hanımların emrine girmesi, kadınların sosyal konum açısından ön plana çıkarılması, köle kadının efendisini doğurması, elli kadına bir erkek düşecek şekilde kadın nüfusunun artması, kıyamet alameti sayılıyor.[7]

Çözüm: Platformlar kurmak

Cumhuriyet devriminin kazanımlarının, Medeni yasanın ortadan kalktığı bu duruma karşı her il ve ilçede platformlar kurmalı, bu platformlar aracılığıyla kadının onuru için mücadele etmeliyiz.

Tarihçi-Yazar Mustafa Solak
https://twitter.com/karahuseyinler

[1] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/839/%E2%80%98bosarim--demekle-bosanma-meydana-gelir-mi-, erişim tarihi 01.12.2017.

[2] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.185.

[3] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2017, sayfa 108. FIKIH OKUMALARI kitabına http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=2626 adresinden erişebilirsiniz.,sayfa 108.

[4] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.182.

[5] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, 3. Basım, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2017, s.104.

[6] Ortaöğretim Temel Dini Bilgiler (İslam 1-2) Dersi Öğretim Programı, s.22.

[7] U. Murat Kılavuz, Nihat Morgül, Veli Karataş, Eba Müslim Yaşaroğlu, Ed. Ahmet Saim Kılavuz, Akaid, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.152.