YENİ ÖĞRENDİM

Siren sesli mesaj da neyin nesi?

Henüz 2000’li yılların başıydı.

Türkiye korkunç bir cinayetle sarsılmıştı.

İş insanı Üzeyir Garih, Eyüp’te her ay gittiği bir türbe ziyareti sırasında bıçaklı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti.

Katil “hırsızlık süsü” vermek için Üzeyir Garih’in telefonunu ve üzerindeki parayı almıştı.

İki gün sonra katil zanlısının askerliğini yapmakta olduğu öğrenilmişti ve Trakya’daki bir askeri birlikte yakalanmıştı.

Ama polisin bu kişiyi yakalamak için izlediği yol çok ilginçti.

Katil zanlısı telefonu aldıktan sonra izi sürülmesin diye SİM kartını çıkartmıştı.

Ancak polis cep telefonunun İME denilen bir numarasını izleyerek bu kişiye ulaşmışı.

O güne kadar herkes SİM kartının çıkarılması halinde cep telefonunun izlenemeyeceğini sanıyordu.

Meğer öyle değilmiş işte…

Bu cinayet sayesinde millet bu gerçeği öğrendi.

Şimdi benzer bir durum Ankara’yı sel götürdüğü gün yaşandı.

Milyonlarca kişi AFAD tarafından gönderilen “siren sesli” uyarı ile irkildi.

AFAD bu mesajında meteorolojik koşulların çok kötü olduğunu, her an çok ciddi bir sel tehlikesi yaşanabileceğini belirtiyor ve vatandaşlara açık havada olmamalarını eğer yaptılarsa açık havadaki programlarını iptal etmelerini öneriyordu.

Uyarı çok önemliydi önemli olmasına da biz de böylelikle telefon sisteminin hiç bilmediğimiz bir özelliği ile tanışmış olduk.

Demek ki cep telefonlarına yüksek ses çıkaran ve anında ekranda beliren mesaj göndermek mümkünmüş.

Hatta bazı kullanıcılar, belki de telefonun öyle bir özelliği için olmuş olabilir, üç kez siren sesinden sonra mesajı da sesli olarak dinlemişler.

Telefonunuz kapalı veya sesi kısık olsa bile bu tür alarmlar kullanıcıya ulaşabiliyor.

İlk bakışta acil durumlar için iyi bir uygulama gibi görülüyor elbette ama bunun kötüye kullanılması hele Türkiye’de hiç de sıra dışı bir şey olmaz.

Düşünsenize; saray bu yöntemi kullanarak istediği gün ve saatte milyonlarca insana aynı anda görüp dinleyeceği ve bundan kaçamayacağı bir mesaj gönderebilir.

Seçim günü bunun yapıldığını getirsenize aklınıza.

Ya da bir gece yarısı halkı sokaklara dökmek için kullanıldığını hayal edebiliyor musunuz?

Örneğin seçim günü böyle siren sesiyle gelen ve ekranda anında belirdiği gibi sesli olarak da okunan “Bu bir uyarıdır, oyunuzu kullanın, geleceğimiz için, dinimiz için, imanımız için oyunuzu mutlaka kullanın, vebal altında kalmayın” türü mesaj gelse hiç kuşkunuz olmasın milyonlarca insan korkuya kapılarak “başına bir şey gelme endişesi” ile oylarını iktidar partisine yöneltebilir.

Eğer biri çıkıp da “AFAD uyarı mesajıyla bir deneme yapıldı, böylelikle sistem test edildi, şimdi asıl kullanılacağı zaman için hazır bekliyor” yorumunu yaparsa bana hiç şaşırtıcı ve gerçek dışı gelmez.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

“Yemezler” demekle olmuyor bu iş

Yunanistan işi ne kadar büyüyecek çoğu kişinin pek fikri yok.

Aslında tamamen içe dönük bir şov yüksek perdeden söylenen “Akıllı ol, tarihi hatırla, kaşınma” gibi sözler.

Çünkü aslında o kadar sert olmaya hiç gerek yok, bu iktidar geldiği günden bu yana üzerine düşeni yapsaydı ortada sorun olmayacaktı.

Oysa şimdi var ve bu AKP iktidarının 20 yıllık aymazlığından, dış politika bilmezliğinden ve cehaletinden kaynaklanıyor.

Ümit Yalım’ı tanıyorsunuz, Milli Savunma Bakanlığı eski genel sekreterlerinden, özellikle Ege konusunda yıllardır amansız bir mücadele veriyor, AKP iktidarının adeta Yunanistan’a devrettiği Adalar konusunu kamuoyuna anlatmaya çalışıyor.

Erdoğan’ın “Yemeyiz bunları” dediği konularda bazı sorular sormuş Ümit Yalım.

Bakın ne diyor mesajında;

*Tayyip Erdoğan, 08 Haziran 2022’de, Venezüella Devlet Başkanı Maduro ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Şu anda 9 tane Amerikan üssü Yunanistan’da kuruldu. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor? Verdikleri cevap; Rusya’ya karşı. Bunu yemezler, kusura bakmasınlar” dedi.

*Ancak, Erdoğan, Girit’teki ABD deniz üssünü veto etmedi, Dedeağaç’a kurulan ABD deniz ve hava üssünü de engellemedi.

*Girit Adası Suda Körfezi’nde konuşlu NATO Yerleşkesi’nde, NATO’ya ait Birleştirilmiş Hava ve Füze Savunma MerkeziFüze Atış Alanı ve Deniz Üssü  vardı.

*NATO üyesi ülkelerin savunma bakanlarının 2003’te oybirliği ile verdiği izinle NATO Yerleşkesine 2005 yılında Deniz Tecrit Harekatı Eğitim Merkezi de kuruldu.

*Anılan merkezin komutanlık kadrosuna Yunan Tuğamiral, komutan yardımcılığına Türk Deniz Kurmay Albay, tatbikat planlama direktörlüğüne de Türk ve ABD subayları atandı.

*ABD, Yunanistan ile yaptığı Savunma ve İşbirliği Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden sonra Girit-NATO Yerleşkesi’nde deniz üssü kurdu ve üs Yunan Savunma Bakanı Nikolas Panagiotopoulos ve ABD’nin Atina Büyükelçisi Goeffrey Pyatt’ın katıldığı törenle 12 Haziran 2020’de açıldı.

*2005’de, Girit-NATO Yerleşkesi’ne Deniz Tecrit Harekatı Eğitim Merkezi’nin kurulması örneğinde olduğu gibi NATO Yerleşkesine askeri üs kurmak için NATO savunma bakanlarının oy birliği ile izin vermesi gerekirken bu kural 2020’de Girit Adası ABD Deniz Üssü’nün kurulması için uygulanmadı.

*NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na sürekli olarak katılan Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye adına 2020’de veto hakkını kullanmadı. 2015’de ABD’den liyakat madalyası alan Hulusi Akar, 2020’de veto hakkını kullanmazken Tayyip Erdoğan da bu duruma sessiz kaldı.

*Dedeağaç’taki ABD deniz ve hava üsleri 1923 Lozan Antlaşması’na göre gayri askeri statüde olan 30 km’lik bölge içerisine kuruldu. Erdoğan ve Akar, 1923 Lozan Antlaşması’na göre gayri askeri statüdeki Dedeağaç bölgesine ABD deniz ve hava üslerinin kurulmasını engellemedi.

ŞAKA GİBİ

O CHP kafasıysa, bu ne olur peki?

Geçenlerde iktidarın en şımarık ve saldırgan yayın organı Akit, CHP’ye küfür etmek için “İşte CHP kafası- Şimdi de köpek heykeli” başlıklı bir haber yayınlamıştı.

Olay şu aslında; Nişantaşı’nda yıllardır yüzbinlerce insanın sevgisini kazanmış bir sokak köpeği vardı.

Hep aynı yerde oturan veya yatan, geleni geçeni izleyen, asla zarar vermeyen mahallenin maskotuydu bu köpek.

Ama çok yaşlanmıştı ve sonunda sessizce ölüp gitti.

Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de bölge halkının arzusuna uyarak bu köpeğin bir heykelini her zaman oturduğu sokağın başına koydu.

İşte Akit’i hırslandıran bu.

Neymiş, “CHP’nin heykel dikmekten başka işi yokmuş artık sıra köpeklere de gelmiş, bu ne rezaletmiş.”

Bu haberi gören Tokatlı bir okurum da kendi kentinin AKP’li belediyesinin bir tane değil sayısız hayvan heykeli yaptırdığını anlatarak bakın ne demiş;

“Yeni Akit “şeysi”, Şişli Belediyesi’nin köpek heykeline kafayı takmış… E şimdi herhalde bizim Tokat Belediyesi’nin DSİ Parkı’na koyduğu onlarca hayvan heykelini görse ne diyecek… Üstelik sırf köpek de yok, at-zebra-fil-zürafa-aslan-flamingo-deve-maymun-goril-ayı-gergedan-yaban geyiği… Ne ararsan var. Yeni Akitçiler… O CHP kafasıysa peki bunlar neyin kafası?”

NOT: Kendi görüşümü de belirteyim, Şişli’deki ya da Tokat’taki hayvan heykellerinin hiçbiri kimseyi rahatsız etmez.  Rahatsız edici olan Akit’in küfürbaz yayın politikasıdır.

Türkiye Hava Yolları olmaz

Bu iktidar “Türk” demekten çok rahatsız oluyor.

Bu oldum olası öyle.

“Ne mutlu Türküm diyene” sözü yasaklandığında ne kadar sevinmişlerdi, “Artık Türküm demekten kurtulduk” diye demeçler verenler olmuştu.

Andımız’ı da aynı gerekçeyle yasaklamışlardı.

Yine “Milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diye de övünüyorlardı.

Koalisyon ortağı MHP de güya milliyetçi, çünkü bunların hiçbirine bugüne kadar itiraz etmedi.

Türk sözünden duyulan rahatsızlık şimdi Türkiye’nin dünyadaki en itibarlı markası olan Türk Hava Yolları’nı da bozmaya vardı.

Saray; artık aklı kim verdiyse, Türkiye’nin adını dünyada da “Türkiye” yapmak için kolları sıvamış.

Artık uluslararası toplantılarda “Turkey” değil “Türkiye” yazacakmış masa üstlerinde.

Bu nedenle şirketin uluslararası alanda “Turkish Airlines” olan ismi de “Türkiye Havayolları” olarak değiştirilecekmiş.

Sarayın Amerika’dan getirilme danışmanlarına “Turkish” ne demek diye soran olmadı mı acaba?

Çünkü “Turkish” demek “Türk” demek. Türk’ün İngilizce yazılışı.

Bu nedenle Turkish’i kaldırıp yerine Türkiye yazmak kadar saçma sapan bir şey olamaz.

Zaten ayrıca o şirketin adı “Türk Hava Yolları”dır.

NOT 1: Türkiye’nin adı sadece İngilizcede Turkey olarak yazılıyor. Fransızcada Turqie, Almanca’da Türkei, İspanyoncada Turqia, İtalyancada Turkhia, Japoncada Toruka, Çincede Tuerki olarak yazılıyor. Biri saraya “Turkey hindi demek, bu bizi rencide ediyor” demiş herhalde onlar da inanmışlar.

NOT 2: Neyse ki dün Erdoğan eleştirilere kulak vermiş olmalı ki “Şirketin adı, Türk Hava Yolları olarak devam edecek” dedi.

YOUTUBE GÜNLÜĞÜ

Futbol Federasyonu seçimleri pazar günü yapılacak. Bu kez seçimler sadece bir seçim değil. Önümüzdeki döneme de ışık tutacak sonuçlar çıkacak buradan. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Saat 09.30’da canlı…

https://www.youtube.com/channel/UCT2Bh5Xd5NLMnO69_QW2UKg

https://twitter.com/can_atakli_