SORUYORUM, BUNLAR NORMAL mi?

7 Haziran sabahı İstanbul/Vezneciler’de polis otobüsüne terör örgütü tarafından bombalı saldırı düzenleniyor. 6 polis şehit oluyor, 5 vatandaşımız hayatını kaybediyor.

11 vatandaşımızı terör saldırısı ile kaybettiğimiz gün,  acıların çok taze olduğu gün, ana muhalefet partisi genel başkanı televizyon programına katılıyor. Programda birçok konuya değinen Kemal Kılıçdaroğlu böylesi hassas günde öyle bir açıklama yapıyor ki;

"Biz kadına da saygı duyarız, çöpten kağıt toplayan kadına da saygı duyarız. Kimin sorunu varsa ilgileniriz, ayrım yapmayız. Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik, DHKP-C'liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık" 

Bu açıklamadan CHP’nin tek başına hapishanede yatan terör örgütü üyelerini ziyaret ettiği anlaşılıyor. Açıklamanın zamanı ve yeri o kadar manidar ki, zaten açıklamanın içeriğini açıkladığımda bir genel başkan nasıl olur da kendi partisini ve kitlesini bu şekilde zor duruma sokar şaşıracaksınız.

Tabii ki, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması, AKP’li sözcüler ve AKP’ye yakın basın tarafından anında kullanılarak, CHP’yi ve CHP kitlesini terör örgütü destekçisi gösterme yarışına döndü.

Özellikle adına çözüm süreci dedikleri dönemde AKP’li siyasilerin ve basın mensuplarının PKK için söyledikleri onca övücü sözler varken... Sanki o sözleri onlar söylememiş gibi... O sözleri burada tek tek yazmayacağım, herkes o sözlerin ne olduğunu ezberledi artık.

Bu olaylar üzerine Kemal Kılıçdaroğlu şehit cenazesine gidiyor. Şehit cenazesinde protesto ve saldırıya uğruyor. Kılıçdaroğlu’na mermi atılıyor. Sanki bu saldırı ve protesto doğal olarak gelişti, CHP’nin PKK’ya desteği var da, halkın doğal olarak gelişen tepkisi gibi anlatılmaya çalışılıyor.

AKP sözcüleri de Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan protestonun doğal bir sonuç olduğu tarzında açıklamalarda bulunuyorlar. Daha önce PKK’ya onca övücü sözü bunlar söylememiş gibi.

CHP sözcülerinden de ilginç açıklamalar geliyor. AKP’nin yüzde elliyi zor evde tutuyoruz sözüne gönderme yaparak, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat "12.5 milyon insanı evlerinde zor tuttuğumuzu bilmelerini istiyorum" şeklinde hiç yapılmaması gereken bir açıklamayı yapıyor. Bunun yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlattığı olayın doğrusunu anlatsalar daha iyi olurdu...

CHP’den beklenen açıklamayı AKP’li Metin Metiner yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlattığı hapiste ziyaret olayının sadece CHP’nin tek başına yaptığı bir ziyaret olmadığını söyledi. Ama ne fayda AKP’li siyasiler ve basın kullanacağı malzemeyi bulmuştu bir kere, bunun üzerinden tüm cumhuriyetçi, Atatürkçü kesimler teröre destek veriyormuş propagandası yapılıyordu. Bu AKP’nin en iyi yaptığı şeydi, algı oyunları yapmak. Elindeki medya gücü sayesinde de başarıya ulaşıyor zaten...

Gelelim işin esasına Kemal Kılçdaroğlu’nun anlattığı hapishane ziyareti nedir?

Bugün (12.06.2016)  Birgün gazetesinde fotoğrafları ve detayı verilen ziyaret şöyle;

“CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, fotoğrafın TBMM İnsan Hakları Komsiyonu’nun Antalya ve Alanya’da cezaevi ziyaretleri sırasında çekildiğini söyledi. Fotoğraflarda bulunanları ise, şöyle sıraladı; Ziyaretin olduğu dönemde AKP Konya Milletvekili olan, şimdi Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu, AKP milletvekili Mehmet Metiner, o dönemde HDP Milletvekili olan Murat Bozlak ve kendisi.” http://www.birgun.net/haber-detay/erdogan-i-zora-sokacak-cezaevi-fotograflari-115735.html





Yani Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin tek başına ziyaret etmiş gibi anlattığı olay, TBMM insan hakları komisyonun yaptığı bir ziyaret. Bunu Kılıçdaroğlu böylesi hassas günde neden bu şekilde açıklar?

Cumhurbaşkanı ve AKP’li siyasiler olayın TBMM İnsan Hakları Komisyon gezisi olduğunu bildikleri halde neden CHP’yi terör örgütünü desteklermiş şeklinde suçlayıcı açıklama yapar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Öcalan’a televizyon verilmesi istediğini, haftada üç gün olan spor hakkının her gün olarak düzenlendiğini biliyoruz. “PKK’nın silah bırakmasına yönelik MİT- İmralı görüşmeleriyle gündeme gelen Abdullah Öcalan’ın televizyon talebi yerine getirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla verilmesi kararlaştırılan televizyon, dün Abdullah Öcalan’ın cezaevinde kaldığı odaya konuldu.” http://www.hurriyet.com.tr/ocalana-lcd-televizyon-verildi-22348398

“Jimnastik noktasında haftada 3 gün dediler. Ben dedim ki 'Niye 3 gün, her gün 1 saat yapsın' dedim. Arkadaşlarıyla günaşırı görüşüyordu ben 'her gün 1'er saat yapsın' dedim. Bu oradaki insanın yaşam koşullarını değiştirmesi açısından önemlidir. Benim verdiğim vereceğim budur." http://www.ensonhaber.com/basbakan-erdogan-ocalana-verdigim-verecegim-budur-2013-03-29.html

Ertesi gün şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’nun, AKP’ye yakın bir vatandaş tarafından protesto edilmesi, Kılıçdaroğlu’na mermi atılması, bunların hepsi doğal olarak mı gelişti?

Sonuçta hukuk devletinde her vatandaş eşit olduğu gibi her mahkûm da eşit haklara sahiptir. Devlet olarak vatandaşın hakları kontrol eden mekanizmalar olduğu gibi mahkûmların da haklarını kontrol eden mekanizmalar var. TBMM insan hakları komisyonu bunlardan biridir. Türkiye olarak hukuk devleti olmanın gereği ve uluslararası sözleşmelere göre yapmak zorunda olduğu görevler var.

Ancak 11 vatandaşımızı teröre kurban verdiğimiz gün, ana muhalefet partisi liderinin televizyona çıkıp, çok ilginç şekilde böylesi bir açıklama yapması soru işareti. Arkasından bu ziyaretin içeriğini bilen hükümet çevresinin CHP’yi ve CHP kitlesini terör örgütüne yakınmış gibi göstermesi soru işareti. AKP'ye yakın olduğu anlaşılan birileri tarafından Kılıçdaroğlu’nun protesto edilmesi soru işareti. CHP’den yapılan biz de kendi kitlemizi evde zor tutuyoruz açıklaması sor işareti.

Kılıçdaroğlu protestosu sonucunda sosyal medyada şu paragrafı paylaşmıştım.

Lütfen dikkat! 
AKP'nin düzenlediği protestoda asıl amaç Kılıçdaroğlu ve CHP değildir. CHP teröre yardım ediyormuş da onun için doğal olarak protesto ediliyormuş izlenimi vermek. AKP’ye yakın televizyon kanallarında bunu izlettirmek, bu şekilde CHP üzerinden cumhuriyetçi, Atatürkçü olan bütün kesimi PKK destekçisiymiş gibi izlenim yaratmak. Bu şekilde AKP olarak terör konusunda yaptığı hataların toplum tarafından görülmesi engellemektir. Sürekli yaptığı algı oyunlarıyla toplumu bir birine düşman ederek, toplumsal birliği bozmaktır.


https://twitter.com/nasuhbektas
https://www.facebook.com/bektasnasuh