TEMSİLİ ‘İRLANDA’ ASKERİNE TAARRUZ!..

Üç gündür; zıvanadan çıkmış, pervasız ve yüz kızartıcı bir taarruzun her insanı düşündüren ve de utandıran görüntülerini konuşuyoruz!..

Sanırsınız ki, bir kentin “düşman” işgalinden kurtuluş günü... Ve sanırsınız ki, temsili “düşman” askeri “vurun kahpeye” eşkiyalığının kuşatması altında!.. 

Çünkü sopa, sandalye, sehpa ne varsa amansızca hedefe savruluyor... Eksik olan tek şey; “Allah... Allah...” nidaları!!!

Darbeyi alan yere düşüyor, kimi sendeleyerek kaçacak yer arıyor, kimi ise yumruğa karşı nesnelere, araç ve gereçlere sığınıyor...

En şaşırtıcı olanı ise saldırganlardan birinin, 15 kişilik taarruz ekibi yetmezmiş gibi, panikle oraya-buraya koşarak, “turist amca beni dövdüüüüü” rolünde, çevresinden “imdat” istemesi...

Evet; televizyon kanalları üç gündür İstanbul-Aksaray, Yusufpaşa Caddesi’ndeki meydan savaşının utanç verici ve çok üzücü görüntülerini paylaşıyor;

Ne ilginçtir ki, bu kez “bana yan baktın” raconu yok, marketteki dolaptan “su” almak isteyen turist hedefte!.. Vay sen misin, 3 kuruşluk “pet şişe”leri deviren?..

Görüntüleri izledik; market sahibi sorgusuz sualsiz sopaya davranınca yumruğu yiyor... İşte o an sürü psikolojisine bürünen feodal zihniyetin aşiret mangası atağa geçiyor!.. Hem de “bir kişi”ye karşı!!! Hücum, taarruz, saldırı, akın ne derseniz deyin!..

Ortalık savaş alanı ama saldıranlar da, dayak yiyenler de ne ilginçtir ki, “tek kişi”ye sopalar ve sandalyelerle taarruz eden en az 15 kişilik “delikanlı”lar ordusu!!! 

Velhasıl geriye kalan kendinden aciz manzara, “su”dan bahanelerle başlatılmış bir saldırının, pet şişeyi bile dolduramayacak kadar zavallı ve tarumar olmuş hezimeti...

Terör psikolojisi mi?..

Memleket terör yüzünden kan gölüne dönmüşken, “bu olay bu kadar önemli mi ki” demeyin sakın... 

Çünkü böyle düşünürseniz ben de derim ki; “Be kardeşim, terör yüzünden zaten memlekete turist gelmezken, tek başına olan bir yabancıyı adeta linç etmeye çalışarak Türkiye’ye gelmeyi düşleyen milyonlarca turisti ürkütmenin ne manası var?..”

Evet; İstanbul’daki vahim saldırı, bira şişesinden yapılmış molotoflar karşısında suskun kalanların, pet şişe uğruna “linç”e başvurabilmesinin derin ve ürkütücü paradoksudur!..

Çünkü televizyon kanallarıyla gazeteler olayı, “tüm esnaf bir turistten dayak yedi” diye çarpıcı görüntülerle yansıtırken, yumruklarıyla kendini savunan İrlandalı neredeyse “kahraman” oluyor... Hem de yalnızca Türkiye’de değil, görüntüleri izleyen neredeyse tüm dünya ülkelerinde...

Yani; hoşgörüyü, güler yüzü ve misafirseverliği anlatan, “bir turist bin turist getirir” özdeyişi, ahmaklar yüzünden İstanbul’un Aksaray’ında, “bir turist bin yumruk savurur” komedisine dönüşüyor... Tabii, “insan”lık da, “delikanlı”lıkla “kahraman”lığın zikzaklı yollarında yalpalayıp duruyor...

Düelloya rahmet!..

Bu vahim olay üzerine, “ders” alınması gereken çok dramatik ve trajikomik hikayeler de yazılabilir... 

Ancak unutmayınız ki; memleketteki kimi zavallılar yüzünden Batıdaki “düello”culuk duruşu, aşiret mantığının “linç” hezeyanı karşısında boyun eğmiyor!.. Ancak olan, yalnızca tek turistten dayak yeme becerisi sergileyenlere değil, ülkenin zaten bozulmuş imajına da oluyor!!!

Sözün özü şudur; Sorun, İstanbul’da, “tek” başına “15 kişi”ye direnen bir turistin “kahraman” olabilmesi değil, asıl mesele yabancı “1 kişi”ye koloni halinde saldırabilmenin adamlık ve “delikanlı”lık üzerinde bıraktığı kanlı leke... 

Bu lekeyi ancak anlayış, hoşgörü ve Anadolu konukseverliği ile bu saldırıdan alınan dersler temizleyebilir... Kuşkusuz, içinde bulunduğumuz “terör ortamı” nedeniyle, insanlarımızın psikolojisi buna olanak vermiyor diyenler de olabilir!

O halde ne yapalım; biz de kendi vatanımızda yiğitliği bir İrlandalıya bırakanlara karşı, “Peki, öyle olsun diyelim” gitsin mi?..

Assos’taki hayvanlar!..

Konumuz madem “şiddet”, saldırı, imaj ve tahribat o halde devam edelim... 

Merak etmeyiniz; IŞİD’in sınırdaki vahşetine ve dün de Irak-Felluce’de, bir gencin elin keserek şeriat kanunlarını dayatmasına ya da Suriye’de “heykel” ve anıtları yıkmasına değinmeyeceğiz... Çünkü sıradanlaşan bu vakaları tüm dünya zaten izlemekle yetiniyor...

Yansıtacağımız vakanın içinde bir “IŞİD zihniyeti” var ama fraksiyonu şu an meçhul ve merak konumunda!.. 

Çünkü Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki “Behramkale” (Assos Antik Kenti” girişinde ziyaretçileri karşılayan ünlü filozof “Aristo”teles’in heykeli kimliği belirsiz kişilerce tahrip edilmiş...

2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca “ilk felsefe okulunun kurucusu olduğu için” dikilen Aristo heykelinin sağ “kol”u kırılmış, yüz kısmında da önemli tahribat oluşmuş... Yani cehalete bulaşmış zavallılar, bir “eşek”lik yapıvermiş!..

Heykel onarılmak için İzmir’e gönderilmiş ancak Behramkale köylüleri “IŞİD kafalı” saldırganları merak ediyormuş... Çünkü serde, aynı zamanda turizmin elinin- kolunun kırılması da var ki, köylüler buna da çok öfkeli...

Yine de siz, “yapmışlar bir eşeklik” diye yazdığım için sakın ola eşeğe hakaret ettiğimi falan düşünmeyin!.. Ben yalnızca; Aristo’nun zaten 2400 yıl önce, “insan düşünen bir hayvandır” deyişiyle insan davranışlarını da felsefik biçimde tarif ettiğini anımsatmaya çalıştım!.. 


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac