TERSİNE DÖNEN ÇARKIN ACISI!..

“Etme bulma dünyası” derler ya, işte tam da o!..Çünkü artık, “rüzgar eken fırtına biçer” özdeyişine oldukça uygun olaylar yaşanıyor sınırlarımızın yanı başında...

Hiç kuşkunuz olmasın;konu Suriye’deki kanlı “çark” olunca,”ne umduk, ne bulduk” sözü de deyim yerindeyse, emperyalistler için “cuk diye oturuyor” şu günlerde!..

Söyler misiniz;Suriye semalarındayıllardır fırıldak gibi dönen “USA”damgalı bumerang sahibini vurmaya başlamasaydı, yukarıdaki atasözleri,şu günlerde işgalci zihniyetin dilinde sakız olur muydu acaba?..

Eeee?.. Can korkusu bu!.. Rantplanlarısinsi adımlarla, yakarak- yıkarak, vurarak-öldürerek her zaman yürümüyormuş, hedefe her zaman kolayca varılamıyormuş demek ki...

Bubi tuzağını andıran işgal pusuları, kimi zaman namlusu sahibine dönmüş tek kurşunluk puslu ruletide andırabiliyormuş demek ki?..

Laboratuvarda üretilen işgalcilik korkusu sahibinin kirli yakasına bela gibi yapışıveriyormuş demek ki!..

Heyhat!.. Zavallı emperyalizm,en yakın komşumuz Suriye’yi de gariban Irak ile kendi yağında kavrulan Libya sandıya, bu gaflet zırzopluğun daniskası değil de nedir sizce!..

İşgalci ruhun hayal gören dünyası düşünmüş olmalı ki, Irak’ın Saddam’ı ile Libya’nın Kaddafi’si gibi,Beşar Esad’da kiralık barbarlara kolayca linç ettirilir!..

“Coni” ve kankaları sandılar ki, Suriye’nin sonu da sosyalist Irak ve Libya gibi olur!..

Yani Esadda katledilir ve “Arap Baharı” figüranlığında dolaşan rantiye akbabaları, tıpkı Libya ve Irak’ta yaptıkları gibi “kurtarıcı” kılığında gelip Suriye’nin ulusal kaynaklarını yağmalarlar!!!

Taşeron politikasının sonu!..

Olmadı, olmuyor ve belli ki artık olmayacak işte... Kan emici vampirciliğin ihanet ve zulüm kokan kirli kuşatma planı tutmadı işte!..

Sonundageri tepti, yakasından petrol akan Pentagon vurgunculuğununaman vermeyen pervasız stratejisi!.. Hem de o sömürgeci plan, dişlileri tersine dönen paslı bir girdap gibi, yaratıcısının işgal masasını da dağıtıverdi!..

Sınırımızdaki yağma gafletinin özeti şudur;Dünyanın jandarması kesilen ABD ile onun emir erleri gibi davranan Avrupa taşeronları Suriye’de sert mi sert bir duvara çarptılar...

Üstelik bu sarsıcı ve oldukça yıkıcı çarpışma sırasında, AKP zihniyetinin taşeronlaşmış dış politikası da halı gibi yerden yere vurularak silkelenmiş oldu!!!

Yazının başında işte o yüzden sorgulayan, ders veren ve adeta her sözcüğüyleşamar vuran atasözlerinden örnekleri anımsattık... Çünkü ABD ve kumpas çırakları Suriye’de beklediklerini bulamadılar... Öyle kolay lokma olmadığını anladılar Şam siyasetinin...

Muhaliflerin “ÖSO”, PKK’lıların “PYD” ve barbar katillerin sözde “Irak-Şam İslam Devleti” namıyla,”IŞID” kılığında kullanılması da Esad’ın düzenini dize getiremedi...

Korku-kan-kaos!..

Suriye sokaklarında yıllardır “şeriat” adına kafa kesilmesi, zavallı insanların ellerinin- kollarının koparılması, kadınların ve çocukların kırbaçlanması Suriye’yi dağıtamadı...

Şam, Halep ve çevresinde, Alevi askerlerin çöllerde topluca katledilmesi, kentlerin ve köylerin IŞİD’in kan süzülen kara bayrağına teslim edilmesi ve yüzbinlerce masumun öldürülmesi de Suriye’ye boyun eğdiremedi...

Evet; Suriye’nin huzuru 4 yıl öncesinden itibaren kaçtı... Evet, milyonlarca Suriyeli yurtlarını-yuvalarını terk ederek göç yollarına düştü, yokluk ve sefaletin sığınmacısı oldu...

Evet, onlarca Suriye kenti, azgın yıkıcılığın sonunda harabeye döndü, yağma düzeninde ülkeye korku-kan-kaos hakim oldu ama boyun eğmeyen Esad rejimi halen ayakta...

Çünkü hem toplumsal yapısı, hem coğrafi koşulları, hem de stratejik konumu nedeniyle Suriye zayıfav yapılamadı... Çünkü Suriye, Ortadoğu kıyımcılığının değirmeninde parçalanan Irak ve Libya gibi yalnız değildi...

Çünkü İran ve Rusya gibi ülkeler, kendileri içinAkdeniz kıyısında stratejik bir kale gibi duran Suriye’yi korumasız bırakmak istemedi... Çünkü Lübnan Hizbullah’ı,İsrail’in işgal planının kendilerini de vuracağını görerek, Esad’ın safında direnmeyi tercih etti...

Çünkü Suriyeliler dene pahasına olursa olsun Esad’ı yalnız bırakmadı, kan nehrine geçit vermeyen halk mevzilerden çıkmadı ve Şam’ın direniş politikasına ısrarla sahip çıkıldı...

Rusya neden bekledi?..

Suriye’nin kurda-kuşa, akbabaya- akrebe yem olmasını engelleyen gerekçeler yalnızca Suriye halkı ve onların stratejik korumacılarının ABD’ye meydan okumasındanibaret değil...

Bizzat işgalcilerin IŞİD’e kazdırdıklarıkanlı kuyuya düşmeleri ve giderek daha çok çırpınmaları var ki, Şam’la ilgili planın 180 derece dönmesine yol açtı...

ABD, Avrupa ve Türkiye gördü ki, Suriye’yi avlamak için oltanın ucuna konulan taşeron solucan, hatalı beslenme ve pusula yüzünden bizzat avcının kollarını saran devasa bir ahtapota dönüştü...

Ve o IŞİD ahtapotu yalnızca Suriye’yi karıştırmadı, kana doymayan kollarıyla hem Avrupa’nın başına bela olmaya başladı hem de sığınmacı akını yaratarakOrtadoğu’ya sırtını dönen Batının huzurunu kaçırdı...

Velhasıl bölünmeye terkedilen Suriye’nin girdabı bir yandan Avrupa’yı uykusuz bırakırken, diğer yandan da ABD’ye karşı İran ve Rusya’nın elini güçlendirince,”Arap Baharı” tezgahı dağılmaya başladı...

Başta Avrupa ve onları kullanan ABD’ye “ne halt ettik biz” dedirten olaylar, “Esad’sız çözüm olmaz” itirafına kadar gelince, Ortadoğu’nun artık emperyalizm için rahatlıkla at koşturulacak bir coğrafya olmadığı da görüldü...

Ancak Suriye cephesindeacı çektiren asıl sorular insanlığın geleceği açısından da çok uzun süre yanıt bekleyecek;

Suriye’de yüzbinlerce insan niçin öldü ve Esad karşıtlarını vurmaya başlayan Rusya,ABD tezgahını savurmak içindört yıl neden bekledi?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac