TÜRKİYE HİÇ BU KADAR ÇARESİZ BIRAKILMADI

Bana "CHP'nin son yıllardaki en büyük başarısı nedir?" diye sorarsanız "Oylar bölünmesin masalını çok iyi anlattılar, hiç hak etmedikleri oyları aldılar" cevabını veririm.

Bu o kadar iyi anlatıldı ki, halkın bir bölümü bütün oyların CHP'de toplanması halinde AKP'nin yenileceğini sandı. Sonuçlar ortada.

Oysa önemli olan bütün oyların bir yerde toplanması değil, AKP'nin oylarında bir azaltma yapabilmekti. AKP hep aynı oyu aldıkça siz istediğiniz kadar oyları bölmeyin bir yarar sağlamaz.

Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı masal söyleniyor. "Oyları bölmeyin, CHP'nin bulduğu adaya oy vermemek AKP'ye yarar."

Teknik olarak doğru da bölmek söz konusu değil. Ya o ya öteki.

Sorun da burada.

CHP kendi kitlesinin içine sinmeyen bir adayı ortaya koyuyor.

Ondan sonra da çıkıp "Ya bu adaya oy verirsin ya da Erdoğan'a katlanırsın" deniyor.

İşin kötü tarafı "oylar bölünmesin" masalının sihrine kapılıp "Erdoğan'dan kurtulma paranoyası" yaşayan milyonlarca insan CHP'nin çıkardığı adaya tepki gösterenlere amansızca saldırıyor, "hain" diyor, "Tayyipçi" diyor, "AKP yalakası" diyor, yani diyor da diyor.

"Oylar bölünmesin" diyenlerin anlamadığı bir şey var. İlk turda Erdoğan'ın yüzde 50 alması neredeyse olanaksız. Önemli olan ikinci tur. O halde ilk turda kaç aday olursa olsun, sonuçta ikinci tura katılmaya iki aday hak kazanacak.

İşte o zaman "oyları bölmeyelim" diyerek Erdoğan'ın gitmesini isteyen herkesin oyuna talip olunabilir.

"Efendim o zaman da bu adayı beğenmeyen Erdoğan'a oy verir."

Peki geçmişi de, fikriyatı da ne olduğu ortada olan Ekmeleddin İhsanoğlu'na Tayyip Erdoğan'ı istemeyen herkesin oy vereceğini nereden biliyoruz?

CHP TEK MADDELİK KURULTAY TOPLASIN

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı CHP tabanında doğal bir rahatsızlık yarattı.

"Şimdi bu adaya oy verelim, kazanamazsa içimizde hesaplaşırız nasıl olsa" mantığı yanlıştır.

Bir rahatsızlık varsa bu giderilmeli.

Bunun da yeri partinin en önemli karar organı Kurultay'dır.

O halde CHP hemen birkaç gün içinde tek maddelik bir Kurultay toplamalı. Aday burada tartışılması ve oylanmalı.

YOK MU 20+1 CESUR İNSAN?

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yapılan Anayasa değişikliğinde çok ince bir nokta var. Deniyor ki "Bir kişinin cumhurbaşkanı adayı olması için en az 20 milletvekilinin imzası gerekir." Sonra bir madde daha var; "Parlamentoda temsil edilmeyen ancak toplam oy oranı yüzde 10'u bulan partiler de aday gösterebilir."

Şu anda parlamento dışında kalan partilerin toplamı yüzde 10 etmiyor, demek ki aday gösterme şansları yok.

Bu durumda "dayatma adaya" karşı en az 20 milletvekili gerekiyor. Yani 20 cesur kişi. Ama bu yetmiyor bir de "ahmakça saldırılara karşı direnebilecek ve adaylığı kabul edecek bir cesur insan" olmak zorunda.

Gerçekten koca Türkiye'de 20+1 cesur insan yok mu?

BALYOZ NÖBETİNDE 1000. GÜN

Önümde bir davetiye. Üzerinde "Balyoz nöbetinde 1000. Gün. Dayanışma Etkinliği" yazıyor.

İnanılır gibi değil. Silivri'de kurulan Balyoz Çadırı'nda tam 1000 gündür nöbet tutuluyor.

Ve 1000'inci güne iki gün kala Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar vererek "bu davada hak ihlali yapılmıştır" diyor.

Türkiye'nin en değerli askerlerini komplolarla, sahte belgelerle, montaj kayıtlarla, dijital oyunlarla zindanlara atmalarının üzerinden 1000 gün geçmiş. (Daha fazla tabii, çadır ilk gün kurulmadı)

Aileler parçalanmış, bu ülke için canını vermeye hazır insanların onurlarıyla oynanmış, hayatları zehir edilmiş, aşağılanmış, kötülenmiş.

Ama o çadır da gece gündüz nöbet tutanlar da, her fırsatta oraya koşan yurtseverler de, zindanlarda çürümeye mahkûm edilen kahramanlar da dimdik ayakta durmuşlar.

Ve şimdi adalet yerini buluyor. Kumpaslarla yok edilmek istenen ordunun şerefli subayları tekrar aramıza dönüyor.

Silivri'deki 1000. Gün etkinliği yine de yapılacak mı bilmiyorum, ama 1000 gündür oradan ayrılmayan başta "kahraman" Hıdır Hokka olmak üzere emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum.


https://twitter.com/can_atakli_