ÜÇÜNCÜ YOL ya da HDP NEREYE KOŞUYOR?!.

Cumhur İttifakı’nın siyaseti kendi ikbali doğrultusunda “dizayn” etme çabası hız kesmeksizin sürüyor!..

Amiraller Duyurusu”ndan “darbe” yaratma, CHP’yi yaratmaya çalıştığı darbenin merkezine oturtma, böylece Millet İttifakı’nı parçalama çabaları ve tabii bunlar yapılırken seçim sistemini kendine göre “yontma” çalışmaları da yandaş medyanın desteği ile tam gaz devam ediyor! Peki, bu algı üretme gayretleri, sürdürülen taktikler işe yarıyor mu? Anketler kamuoyu yoklamaları ortada:

Darbe çığlıkları istedikleri “mağduriyeti” yaratmakta başarılı olmuş görünmüyor!..

Elde yine HDP üzerinden “oyun yaratma” çabaları kalmış oluyor haliyle; daha önceki gün aralarında TBMM Başkanvekili ve HDP Urfa Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş ile HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oruç’un da arasında bulunduğu 11 milletvekiline ait 14 yeni dokunulmazlık dosyası Meclis Başkanlığı’na sunuldu!

Kısacası HDP’ye karşı daha önce de yazdığım “Sopa ve havuç” politikasının “sopa” kısmında bir değişiklik yok!

Tabii, bir de CHP’nin HDP’ye “monte edilmesi”, ana muhalefet partisinin HDP üzerinden PKK ile işbirliği içinde olduğu algısı yaratma meselesi var; o konuda da AKP ve tabii küçük ortak MHP, elinden geleni yapmayı, her Allah’ın günü bir açıklama üretmeyi adet haline getirmiş durumda! Öyleki; MHP lideri Devlet Bahçeli birkaç gün önce CHP’yi tüm darbelerin “babası” gibi göstermeye çalışırken 60 ihtilalini de örnek gösterdi. Dinleyince “unutmuş herhalde” diye düşündüm… Neyi diyeceksiniz:

60 ihtilali bildirisini MHP’nin Başbuğu Alparslan Türkeş okumuştu! O zamanki sıfatı “İhtilalin kudretli albayı” idi!

Ayrıca 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül gibi CHP’yi de tarumar eden, kapatan darbelerle bu partiyi nasıl ilişkilendirdi hiç anlayamadım!

Buldan’dan taze çıkış!..

Siyaset sahnesinde bu oyunlar oynanırken HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan dikkat çeken bir açıklama yaptı ve bakın ne dedi:

Tarihsel olarak var olan, sistemin içinden gelen devletçi iki egemen bloka karşı üçüncü yol siyasetini büyüteceğiz!

Bu “üçüncü yol” sözcüklerini eminim anımsıyorsunuz; yeni bir ittifak anlamına geliyor.. Şimdi biraz geriye gidelim; daha kısa bir süre önce Selahattin Demirtaş tarafından buna çok benzer açıklama yapılmıştı! Reuter’s haber ajansına yaptığı açıklamayı paylaşayım:

AKP ve milliyetçi müttefiklerine muhalif olanların demokratik ilkeler üzerinde uzlaşarak 2023 yılında yapılması planlanan seçimlere kadar beklemek yerine hemen ittifak oluşturmak gerekir. Demokrasi isteyen tüm tarafların birleşmesi lazım…

Demirtaş daha sonra da şu açıklamayı yapmış ve ses getirmişti:

Bana göre muhalefetteki milliyetçi odaklar demokrasi ittifakına engel olmaya devam edeceklerse bu durumda HDP’nin öncülüğünde üçüncü bir ittifak, “Demokrasi ittifakı olarak ilan edilebilir!

Buldan’ın açıklamasının kopyası gibi değil mi! Ama bitmedi; çok daha önemlisi var, 5 Nisan’da PKK’nın Avrupa’da yayın yapan Özgür Politika gazetesinde Nubar Ozanyan imzasıyla yayımlanan “Nisanda yürümek” başlıklı yazıdaki mesajlara bir göz atalım. Orada ne deniyordu bakalım:

Cumhur ittifakı ve Millet İttifakı’na karşı çıkmak gerektiğinin altı çizildi ve bir üçüncü ittifak mesajı verildi!..

Bu durumda ne olmuş oldu peki? Cezaevindeki Demirtaş, HDP ve PKK aynı siyaset stratejisi üzerinde birleşmiş oldu, en azından şu andaki görüntü bu!

Bunun böyle olup olmadığını çok uzun değil, yakın vadede göreceğiz. Eğer bu politika netleşmişse, perde arkasında AKP ile HDP arasında bir “yeni çözüm” iddiaları da ete kemiğe bürünüyor demektir! Ya da şöyle ifade edeyim:

Abdullah Öcalan’ın istediği olmuş demektir!

Ortak akıla çok büyük ihtiyaç var!

Peki tüm bu “kabus stratejileri” karşısında başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefet ne yapıyor?

Benim gördüğüm kadarıyla, bireysel çıkışlar dışında iktidarın ortaya attığı konular, algı metodları üzerinde tepinmeyi sürdürüyor!..

Halbuki özellikle CHP’nin düşünce kuruluşları ile, demokratik kitle örgütleri ile sıkı bir işbirliği içine girmesi, toplumun önündeki büyük ve gerçek sorunları gün be gün halkla paylaşması gerekiyor…

Dört yıl önce bir düşünce platformu olarak kurulan “Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği” geçenlerde ilk olağan genel kurulunu gerçekleştirdi… Başkanlığına oybirliği ile Enis Tütüncü’nün seçildiği dernekte ülkenin değerli aydınları, kanaat önderleri, bilim insanları da yer alıyor. Amacını da çok açık bir şekilde ortaya koyuyor:

Türkiye’nin, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine katkı koymak…

Bu yolda gençlerle omuz omuza yenilikçi alternatif politikalar üretileceği de yapılan açıklamada yer alıyor…

Toplumu kucaklamanın, gençlerle buluşmanın, yeni politikalar oluşturmanın en önemli yollarından biri de bu tü kuruluşlarla sıcak ilişkilerden geçer… Siyasetçiler şunu çok iyi bilmeli:

Türkiye’yi boğulmaktan kurtarmanın vakti geldi de geçiyor!..

https://twitter.com/umit_zileli