“UYGAR” SOYKIRIMCILAR!

ABD Başkanı Joe Biden, önceki gün, yine “Ermeni Soykırımı” dedi!

24 Nisan 1915’te, Doğu ve Güneydoğu’daki Ermenileri Osmanlı’ya karşı isyan için kışkırtan, o topraklar üzerinde “Ermenistan devleti” kurmak adına Türk ve Müslüman nüfusun azaltılmasını teşvik eden İstanbul’daki 235 Ermeni Komitacısı tutuklanmış ve önemli bölümü Çankırı’da zorunlu ikamete gönderilmişti… Daha sonrasında sağlık sorunları olan ya da suçsuzluğu anlaşılanlar İstanbul’a döndüler.

Mesela bu kişilerden biri olan ve ilk serbest bırakılan grupta yer alan Vartabet Komidas tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermenilerden biri kabul edilerek Paris’te adına anıt dikildi. Halbuki Komidas’ın Çankırı’daki zorunlu ikameti 13 gün sürmüş, daha sonra İstanbul’da rahatsızlanarak tedavi amacıyla Viyana’ya gitmek için 30 Ağustos 1917 tarihinde Dahiliye Nezareti’ne başvurmuş sonrasında da bu izni alarak Viyana’ya gitmiş, 1917 Eylül ayında ise orada vefat etmişti!

Ermeni Diasporası ve ardındaki emperyal güçlerin çalışma şekli işte buydu!

Geçmişi kapkara olan emperyalizm, her daim “gücün adaletini” maşa olarak kullanıp, bölmek, yutmak, harcamak, kaos yaratmak için her türden pisliğe bulanmaya hazırdır!..

Dünyanın önde gelen ülkelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülke, “sözde Ermeni soykırımı” kartını çok uzun yıllardır Türkiye’ye karşı  “yola getirme aracı” olarak kullanmakta sakınca görmüyor… Konuyla ilgili pek çok yazımda bu iftirayı çürütecek, kocaman bir yalan olduğunu yüzlerine çarpacak binlerce belgeye yer verdim. Aynı şeyleri yazmaktan da sıkıldım!.. Bu kez bir değişiklik yapıp, bizi suçlayan ülkelerin geçmişine bir göz atmak istedim…

Bakalım bu uygar ülkelerin kara geçmişlerinde neler yatıyor!

Boğazına kadar kana batmış bir Batı!..

Önce Fransa’dan başlayalım…

Öncelikle şunu vurgulamak isterim: Fransa’nın tarihi deyince, 1789 Devrimi, insan hakları, özgürlük gibi kavramlar öne çıkartılır… Ben üç sözcük daha eklemek istiyorum:

Soykırım, sömürü, katliam!..

Fransa, dünyanın önde gelen sömürgecilerinden biridir… Örneğin Cezayir’de 1945-1963 yılları arasında 1.5 milyon insan vahşice katledildi. Cezayir halkı tam anlamıyla soykırıma uğratıldı… 2’nci Dünya Savaşı’nda kendi safında savaşması karşılığında Cezayir halkına söz veren Fransa, bu sözünü yüzbinlerce insanı katlederek, on binlerce kadına tecavüz ederek, ölüleri tıpkı Naziler gibi fırınlarda yakarak yerine getirdi!..

Aynı Fransa, 1994 yılında “AB Dönem Başkanı” olduğu süreçte Ruanda’da 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun soykırıma uğratılmasında birince derece suçluydu. Fransa’nın Ruanda’da soykırım yapılacağını bildiği, bu hazırlıklara katıldığı, ölüm listeleri hazırladığı, soykırımcılara istihbarat, strateji, eğitim ve silah desteği sağladığı, cinayetlerde faal rol oynadığı Birleşmiş Milletler raporuyla saptandı!..

Fransa’nın yediği herzeler bunlarla sınırlı değil… Yerim sınırlı olduğu için hızlıca geçeceğim, isteyen Google Amca’ya başvurup öğrenebilir; Fransa yaklaşık 200 yıllık tarihinde Benin, Burkina-Faso, Gabon, Gine, Kamerun, Moritanya, Nijer, Senegal, Tunus, Çad, Orta Afrika’da, akıl almaz katliam, soykırım ve sömürüye imza attı…

Bir de “Ermeni Soykırımı’nı” kabul eden diğerlerine bakalım:

ABD: 1776’da bağımsızlığını ilan eden Amerika’nın, o toprakların gerçek sahipleri olan Kızılderilileri yıllar içinde veba mikroplu battaniyelerle soykırıma uğrattığını biliyor muydunuz? Tam 28 milyon yerli bu şekilde katledildi!.. Diğer katliam şekillerini saymıyorum bile… O topraklara Afrika’dan, Güney Amerika’dan milyonlarca köle getirildiğini, yüz binlercesinin yollarda, bir o kadarının da çalışma koşullarından dolayı can verdiğini biliyor muydunuz peki?!.. Geçtiğimiz yüzyıl ve yaşadığımız süreçteki vahşeti takdirinize bırakıyorum!..

Almanya: Aslında söz etmeye bile gerek yok; geç uluslaşan Almanya’nın, sömürge bulabilmek için iki dünya savaşı çıkardığını, bu savaşlarda 100 milyona yakın insanın can verdiğini, 6 milyon Yahudi’nin gaz odalarında, fırınlarda yok edildiğini sanırım biliyorsunuz!..

İtalya: Hammadde yani sömürge ihtiyacı içindeki İtalya, 1935 yılında Faşist Mussolini’nin liderliğinde 400 bin kişilik bir orduyla ve kitle imha silahları kullanarak işgal etti Habeşistan’ı (Etiopya)… Yüzbinlerce Habeşliyi kimyasal silahlarla yok etti. Aynı İtalya, 1911’de de Libya’yı akıl almaz vahşi katliamlar sonrası işgal etmiş, bu savaş sırasında Mustafa Kemal ve arkadaşları Libya safında mücadele etmişlerdi…

Uygar Batı’nın günah defteri!..

Siz Hollanda’nın bugün k.ç kadar bir coğrafyada sıkışıp kaldığına bakmayın…

Tarihin gelmiş geçmiş en büyük sömürgecilerinden, soykırımcılarından, köle tüccarlarından biridir Hollanda!.. Öylesine etkiliydi ki, Amerika kıtasından Asya’ya, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar dünyanın her yerinde sömürgesi vardı!..

Mesela Güney Afrika’nın ilk sömürgeci ülkesiydi… Yaptıkları katliamlar bu ülkede hâlâ şarkılarla, öykülerle anlatılır!.. Aynı şekilde, Gana’da, Fildişi Sahili’nde, Angola’da, Namibya’da, Senegal’de yaşayan halkların hafızasında hâlâ Hollanda’nın asla unutulmayacak kanlı izleri bulunmaktadır!..

Sözde Ermeni Soykırım Yasası’nı kabul eden İsveç’i de unutmamak gerek!.. Günümüzün en uygar, en zengin, insan haklarına en duyarlı ülkesi İsveç’in, bir diğer uygar ülke Norveç’le birlikte, azınlıklara uyguladıkları şiddet nedeniyle “20’nci yüzyılın soykırım uygulayan ülkeleri” arasında sayıldıklarını biliyor musunuz?!.

İsveç’in Sami nüfusun artmasını engellemek için 1920’lerde 60 bin insanı zorla kısırlaştırdığını, bunların yüzde 90’dan fazlasının kadın olduğunu biliyor muydunuz peki?!.

Pekii, 1900’lerin başında İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da “Ari ırkı koruma teorisi” uyarınca Sami, Lapon gibi azınlıklara yoğun bir tehcir uygulandığından, 100 binlere varan azınlık nüfusun 10 binlere gerilediğinden haberiniz var mıydı?!.

Örnek çok, sırada daha pek çok “uygar” ülke var!.. Ben bugünlük açıkça Türkiye’ye cephe alan uygarlardan söz ettim. Bu yazı “biz yaptık ama onlar da yaptı” yazısı değildir! Ne ABD, ne İngiltere, ne Rusya ne de kayıtlarında Türklerin soykırım yaptığına dair en ufak bir belge bulunamadığı için İngiliz yargıçların Malta’daki tutsaklar için “yargılanamazlar” şeklinde aldığı karar Tarih Baba’nın defterinde yerini almıştır! Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni’nin “kendimiz ettik, kendimiz bulduk, biz suçluyuz” diyerek Taşnak ve Hınçak komitacılarını suçladığı tarihi konuşması da aynı defterde yerini almıştır. İşte tam da bu nedenle sormak hakkımızdır!

Yukarıda suçlarının ufacık bir özetini geçtiğim bu alçaklardan hangisi atsın ilk taşı Türkiye’ye?!.

https://twitter.com/umit_zileli