VAH BİÇARELER YİNE ATATÜRK’e SIĞINDILAR!..

“Evet” cephesinde işler giderek karışıyor...
Acaba her geçen gün biraz daha “traji-komik” bir hal alıyor mu demeliyim, bilemedim!.. Örneğin AKP’de müthiş bir MHP paniği yaşandığı malum; bir türlü tabanı “Evet” yönüne çekecek formülü icat edemediler! Hatta, tam tersine ülkücü taban giderek uzaklaşan bir görüntü veriyor... Öyle ki, Başbakan Binali Bey gurup toplantısına getirilen bindirilmiş “MHP’li” kıtalara bozkurt işareti bile yaptı, ııh, tutmadı, tutmuyor, ülkücü önderlerin deyişiyle tutmayacak da!..
Geçen gün Can Ataklı’nın Halk TV’deki “Yazı işleri” programına katılan Ümit Özdağ, MHP İstanbul Örgütü’nün gecesinde asılan Erdoğan posteri ile ilgili aldığı tepkileri anlatırken şu örneği verdi:
-Bir ülkücü arkadaşım aradı, “Evet için gitmiştim. Posteri görünce ‘Hayır’ kararıyla çıktım” dedi!..
Kısacası AKP’liler, onların cenahında yer alan Devlet Bey ekibi pek bir dağınık, ne yapacağını bilemez bir görüntü çiziyor... Tabii bu durum insanı kahkahalarla güldüren pek acıklı eylemleri de beraberinde getiriyor...
Örneğin Mersin’de Saray hayranı, kendisini “şiir düşünürü” olarak tanımlayan, şair olarak bilinen Oktay avcu isimli yurttaş, dahiyane bir buluşa imza attı... Fotomontaj yoluyla Cumhurbaşkanı’nı Mustafa Kemal’le el sıkıştıran, bunu da dev bir postere bastıran “şiir düşünürü, altına şöyle bir başlık koydu:
-Atatürk Evet Diyor!..
Pek iddialı değil mi?.. Bitmedi; altına Atatürk’ün kullandığı sözcüklerle harmanladığı şu metni sıvadı:
-Aferin çocuk. Aferin uzun adam. Çalışkansın. Zekisin. Başarılısın. Ülkeyi seviyorsun. İnsanı seviyorsun. Üretimi seviyorsun. Hizmeti seviyorsun. Daha dinamik daha hızlı büyüyen bir Türkiye için ben de “Evet” diyorum. Cumhuriyete ve devrimlerime sahip çık. Benim izimde yürüyen ve beni en çok anlayan sensin.
Ne güzel... Biz de çocukluğumuzda, ilkokul çağlarımızda böyle çalışmalar yapardık... Hatta münazara bile vardı o zamanlar; Konuyla ilgili söylenenlerin doğru olması gerekmezdi, yanlışı savunabilirdin, önemli olan iyi konuşmak, inandırıcı olmaktı... Şiir düşünürü yurttaşın yaratıcılığı, Türkçesi gayet yerinde...
-Gerçeklik payına okuyan yurttaşlar karar verecek tabii!..

Uzun namlulu silah!..

Anımsarsınız, Konya’da İl Sağlık Müdürlüğü “Sigaraya Hayır” broşürlerini, halkın kafası karışır gerekçesiyle yasaklamıştı!..
Aynı kepazelik bu kez Manisa’nın Yunus Emre İlçesi’nde Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulu’nda yaşandı... Okulun girişine yıllar önce asılmış olan “Hayırla geldiniz” ve “Hayırla gidiniz” yazılı tabelalar acilen söküldü. Yerine “Hoşgeldiniz-Welcome” ve “Güle Güle-Goodby” tabelaları asıldı, iyi mi!..
Manisa Milli Eğitim Müdürü, konu sorulunca “bilgim yoktu. Ne zaman yapıldı o değişiklik araştırılacak. İnceleme sonunda gereği yapılır” dedi!.. Ehh inceleme bu, boru değil tabii; referandum sonrası halledilir!..
Biliyorsunuz son günlerde “yarı askeri örgüt” anlamına gelen “Silahlı Milisler” meselesiyle yatıyor, Saray’ın dünürünün oluşturduğu “Kardeş Kal Türkiye” milis teşkilatıyla kalkıyoruz!.. Tam da bu tartışmaların göbeğinde çırpınırken CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, sosyal medya hesabında AKP Küçükçekmece İlçe Başkanı Mustafa Korkut ile Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in birlikte çekilmiş fotoğrafını paylaştı.
Paylaşır, ne var bunda diyeceksiniz; iyi de ilçe başkanının makam odasında çekilen fotoğrafta bu iki muhterem zata bir de uzun namlulu silah eşlik ediyordu!.. Soruyu şöyle soralım:
-İç savaş tehditleri havada uçuşurken, birileri “silahlanın” çağrıları yaparken bir siyasi parti temsilcisinin odasında böyle bir silah ne arıyor?..
Yarkadaş, bu soruyu sorup ekliyor, “silahın ruhsatlı olup olmaması ya da menşeinin ne olduğu artık yalnızca bir ayrıntıdır. Bu neyin hazırlığıdır. Sistemli bir şekilde mesaj mı veriliyor?!”

Kaynağı belirsiz 11 milyar dolar!..

Gelelim şu görüşünü açıklama meselesine...
-Bu ülkenin rektörleri hem de video çektirerek “Evet” propagandası yaptı mı? Yaptı!..
-Bu ülkenin valileri güle oynaya “Evet” diyeceğini açıkladı mı? Açıkladı!..
-Bu ülkenin kaymakamları, “Evet” güzellemesi yaptı mı? Yaptı!..
-Bu ülkenin milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, “sandıkları patlatacağız”, “sonuna geldik” mesajları paylaştı mı? Paylaştı!
-Bu ülkenin Başsavcı Vekili, “Hayır” oyu verecekleri   PKK’lı muamelesi görmekle tehdit etti mi? Etti!..
- Yüksek Seçim Kurulu Malatya İl Müdürü “Vallahi de, billahi de, tallahi de evet” diye mesaj attı mı? Attı!..
Pekii, bir ikisinin hakkında “göstermelik” inceleme başlatmanın dışında bu muhteremlere en ufak şekilde “bu ne demek” diye soruldu mu? Sorulmadı! O halde Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan hakkında HSYK tarafından apar topar niçin soruşturma açıldı?
-Çünkü o hakim oyunun rengini “Hayır” olarak belli etmişti de ondan!..
Haa, bu arada belki ilginizi çeker diye bilgilendirmek istedim; 2016 yılında Türkiye’ye kaynağı belirsiz para girişi 11. Milyar dolar!..
Ne alakası var derseniz; ODA TV’ “referandum için dağıtılan paralar” başlığı ile son iki ayda gerçekleştirilen düzenlemeleri yazdı... Esnaf ve sanatkarlara düşük faizli/faizsiz krediden çiftçiye, emekliye, işsize, torununa bakan büyükanneye varıncaya kadar bir teşvik, bir destek gözlerim yaşardı valla!..
-Göreceğiz bakalım ne denli işleyecek bu referandum rüşvetleri?..



https://twitter.com/umit_zileli