VERGİ REKORTMENİ OLMANIN UTANCI!..
Bir zamanlar neydi o öyle…
Bir tek havai fişekler atılmadığı, 40 gün 40 gece eğlence düzenlenmediği, gerdan kırıp, göbek atılmadığı kalırdı, o kadar yani!.. Şaka bir yana, vergi rekortmeni olmak, birinci sayfaların tepesinde yer almak azımsanacak bir şey değildi; ilk sıraları paylaşanlar boğazlarına kadar tebrik mesajlarına gark olur, görkemli toplantılarla topluma duyurulurdu…
Hatta, bir aralar, genelev patroniçesi Matild Manukyan tam 9 sene vergi rekortmenliğini kimsecikler bırakmamıştı da ortalık yıkılmıştı!.. Koca koca iş adamlarının Manukyan’ın altında kalması manşetlerde taşınmış, daha da beteri mizah dergilerine, fıkralara konu olmuştu!..
–Vergi rekortmeni olmak işte böylesine önemli, böylesine havalı bişeydi!..
Sonra bu iktidar geldi; her şey gibi “vergi rekortmenleri listesine” de bir haller oldu… Gelirleri mi düştü? Hayır! Eldeki veriler maşallah kazançların gıcır olduğunu, millet debelenirken birilerinin “Allah yürü ya kulum” dedi misali dörtnala zirveleri fethettiğini gösteriyor!
Klasik işadamları zaten her listede yerini alıyor; bir üstte, iki altta mutlaka isimlerine rastlanıyor… Ancak 2002’de ilk 100’de yer alan rekortmenlerden yalnızca 21’i isminin açıklanmasını istemezken, 17 yıl sonra, 2018 listesinde bu rakam 57’ye yükseldi!. Rekortmenlerin yarısından fazlası ismini gizleme yolunu seçmişti!..
–Acaba neden; utanılacak bir şey mi var anlayamadım?..
En büyük rekortmenin adı yok!..
Daha da trajik ve de komik olanı ise şu:
–Rekortmen listesinin birinci ve ikinci sırasında da isim yok!..
Onuncu sıradaki de kendini gizlemiş; diğer bir deyişle ilk 10’daki üç isim bilinmiyor!..
Diğer 7 isim ise her zaman gördüğümüz, bildiğimiz “klasik” olarak adlandırdığım isimler. Üstelik ikisi; üçüncü sıradaki Mustafa Koç ile dördüncü sıradaki Şarık Tara, yakın zamanda ebediyete göç etmiş olan isimler…
Altıncı sıradaki Suna Kıraç, yedinci sıradaki Ömer Koç, sekizinci sıradaki Sinan Tara, hepsi aşina olduğumuz, ismini saklamaya tenezzül etmeyecek varlıklılar arasında… Ben bir tek dokuzuncu sıradaki Gönenç Gürkaynak’ı bilemedim, o da benim ayıbım olsun…
Peki niçin, neden bu ismini saklama ihtiyacı?.. Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, Birgün gazetesine yaptığı değerlendirmede şöyle diyor:
–Eskiden prestij konusu olan vergi rekortmenliğinin, şimdilerde gizlenmeye çalışılması üzerinde durulması gereken bir konu…
Üzerinde durulması gereken ise aslında çok açık Bingöl’e göre:
–Servet dağılımının da bozulmasıyla rekortmenlerin tepki çekmekten korktuğunu düşünüyorum. Şampiyonun bırakın kim olduğunu ne kadar vergi beyan ettiğini bile bilmiyoruz!..
Vay be birader…
Kurumlar vergisi listesi daha da şenlikli!..
İçler acısı mı demeliydim acaba?!.
Kurumlar vergisinin 2018 şampiyonu kim biliyor musunuz?
–Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası!..
Onu Ziraat Bankası, Garanti Bankası ve İş Bankası izliyor.
Zaten ilk 10 listesinin altısını bankalar oluşturuyor. Geri kalanı da Türkiye Petrolleri, İskenderun Demir Çelik, Ereğli Demir Çelik ve Eti Maden İşletmeleri gibi devlet kurumları!.. Diyeceksiniz ki, “Eee, kamu ihalelerini havuduyla götüren, isimleri nal gibi gazetelerde televizyonlarda gözümüze sokulan şirketlere ne oldu?”
–Hah, işte onların isimleri listede yok!..
Nasıl yok? Nereden bileyim birader, ben vergi uzmanı mıyım!.. Ancak, karınca kararınca bir tahminde bulunabilirim:
–Şu, vergi rekortmenleri listesinde isimlerini gizleyenler, kurumlar listesine adı girmeyen şirketlerin patronları olmasın?..
Benimkisi yalnızca merak; bu adamlar ve de o şirketler buharlaşmadılar ya? Zarar mı ettiler acaba desem pek mümkünatı yok, kamu ihalesinden fakir düşenini henüz tarih yazmadı!
–Siz ne dersiniz?..
Pandora’nın kutusu açılınca anladık!
Bu “vergi meselesi” 2 yıl önce aklımı kurcalamış, yukarıdaki yazıyı kaleme almıştım…
Daha geçenlerde de “Pandora Papers” skandalını anlatmıştım…
Belirsiz bir kaynaktan sızdırılan 12 milyon adet belge, dünya üzerinde yüzlerce siyasetçi, 26 eski ve yeni siyasi lider, işadamları, sanatçılar, sporcular, kısacası “elit” diye adlandırılan kesimlerin paralarını vergi cennetlerine nasıl taşıdıklarını, vergiden nasıl kurtulduklarını anlatıyordu!
Türkiye’den de en az 221 kişi ve şirketin adı geçiyordu bu belgelerde… Henüz ortaya çıkan üç isim de İktidarın teveccühüne mazhar olmuş şirketler! Önce Erman Ilıcak’ın Rönesans Holding’i düştü radara… Ardından Türkiye’nin beş numaralı zengini Ahmet Çalık’ın Çalık Holding’i girdi görüş sahamıza… Son olarak da “İhalelerin efendisi” olarak bilinen 5 büyük şirketten Mehmet Cengiz’in Cengiz Holding’i çıktı ortaya… Daha sırada 218 şirketin olduğunu da hatırlatmak isterim…
Off-Shore şirketi kurmanın suç olmadığı yazılıp çiziliyor; biz de onu sormuyoruz zaten; sorumuz çok basit, çok açık:
–Milyarlara hükmeden şirket ve kişilerin listelerde niçin adı yok?
Pandora belgeleri ile ne ilgisi var sorusuna da siz yanıt verin artık!
https://twitter.com/umit_zileli