Galatasaray Lisesi'nin hemen karşısında, Yapı Kredi Bankası'nın duvarına sırtımı dayamış izliyordum...
Lisenin önüne toplanmış üç-beş yüz kişilik bir grup; sarı, kırmızı, yeşil, üstü yıldızlı bayrakları sallıyor, önder belledikleri adamın posterlerini taşıyor ve slogan atıyorlardı:
-Apo'ya özgürlük!..
BDP'nin, PKK'nın yandaşları, Başbakan'ın "ihsan edercesine" açıkladığı demokratikleşme paketini beğenmemiş protesto ediyorlardı... Tam burunlarının ucunda bir TOMA, yanına dizilmiş, ellerinde kalkan, başlarında kask, bellerinde copları ve gaz maskeleriyle çevik kuvvet polisleri de onları güzelce izliyordu...
Halbuki, yalnızca bir kaç ay önce, Gezi Parkı direnişi esnasında o caddede, o sokaklarda, gaz kapsülleriyle ne kafalar kırılmış, ne gözler çıkarılmış, biber gazıyla, plastik mermiyle ne canlar yakılmıştı..,
-İleri faşizmin, pardon demokrasinin faziletiydi bu!..
Polisi rahatlatma paketi
Faşizm dedim de aklıma geldi...
"Demokrasi" paketinde açıklanan maddelerin hayata geçirilmesinde, yani "cumhuriyetin defterinin bi güzel dürülmesinde" tabii ki polisin engin deneyiminden dibine kadar yararlanılacak!.. iktidar, bunun için de harıl harıl yeni bir paket hazırlıyor:
-Polisin elini rahatlatma paketi!..
Ne anlama geliyor diyeceksiniz? Çok basit; polise, hakim ve savcı talebi olmaksızın, istediği her kişiyi 12-24 saat süreyle gözaltına alma yetkisi veriliyor... Bitmedi! Polis, "Eylem yapma şüphesi var" diyerek istediği kişinin evine baskın da yapabilecek... Tebrikler valla!..
-Faşizmin en temel baskı yasaları İtalya ve Almanya'dan 80, Portekiz'den 50, Şili'den 40 yıl sonra Türkiye'de uygulanacak!..
Standart uygulama!
Aslında yasaya gerek var mı diye sormak lazım...
Polis zaten üzerine düşen görevi, en cansiperane şekilde yerine getiriyor... Bakmayın siz Galatasaray'da kuzu kuzu beklediğine, örneğin İstanbul Gülsuyu'nda, Hasan Ferit Gedik'i anmak isteyen yurttaşlara standart polis uygulaması aslanlar gibi uygulandı. Gaz bombası, biber gazı halkın üzerine boca edildi. Yürüyüş Dergisi muhabiri Cengiz Karakaş'ın göğsüne gaz fişeği isabet etti. Hastanede can verilmedi...
-Tıpkı Gezi muhabbeti yani!..
Ankara'da da yine gaz, yine biber, yine plastik mermi gösterisi vardı... Tuzluçayır'da cami-cemevi inşaatını protesto eden yurttaşlara "Allah yarattı" demeden girişildi
Demem o ki; polisin yasaya masaya ihtiyacı yok; onlar için en büyük ihtiyaç stok! Bol bol gaz kapsülü, biber gazı, suyun içine karıştırılacak boya ve benzeri kimyasal filan...
-Bunlar bol miktarda bulunsun, yasa arkadan gelir nasıl olsa!..
İyi de, nereye kadar???