YÜZYILLARIN ASLA BİRTMEYEN HAYALİ!

AKP’li Cumhurbaşkanı yarın Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile görüşecek…

Çok kritik bir görüşme olacağı kesin! Erdoğan’ın Amerika gezisindeki hayalkırıklığı nedeniyle ABD Başkanı Biden hakkında yaptığı açıklamalar, Rusya’dan bir set daha S-400 alabileceklerine dair sözleri üzerine “Stratejik Ortağın!” yeni yaptırım tehditleri, Rusya’nın Suriye’de Türkiye’nin desteklediği ÖSÖ güçlerini bombaladığı, Afrin ve idlib’e Suriye ile birlikte müdahale edeceği söylentilerinin Batı medyasında yayınlandığı süreçte bu görüşmeden nasıl bir sonuç çıkacak, göreceğiz…

Ancak asla yadsınmayacak gerçek şu: ABD ve kuyrukçularının Anadolu’nun paylaşılması hülyaları hiç bitmeyecek! Türkiye’nin demir zincirlerle Batı’ya bağlanması, zamanı geldiğinde ise parçalanması stratejisi hep sürecek! ABD’nin motivasyonu ile Suriye’ye karşı sefere çıkıldığında, yani 10 yıl öncesinde şu uyarıyı yapmıştık:

Bu ülke, Ortadoğu’nun diğer “uydu ülkelerine” benzemez; Suriye bölünürse Türkiye bölünür!

Çok değil birkaç yıl önce, ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün’ün yapmış oldukları bir gizli toplantı ve alınan kararlar ortalığa saçıldığında bunu 1916’da Anadolu’yu paylaşma temelinde İngiltere ve Fransa’nın yaptığı Sykes-Picot Anlaşması’na benzetmiştim! Başımıza örülmeye çalışılan komploda hiçbir değişiklik olmadığını görmeniz açısından bir bölümünü paylaşıyorum:

Okuyun ve hakkımızda neler tasarlandığını bir kez daha görün!

Bitmeyen kin ve nefret: Anadolu paylaşılacak!

Osmanlı aslında 1. Dünya Savaşı sonrası değil, daha 70 yıl önce Kırım Harbi ile tarihe gömülmüştü!..

Ancak yaşamını sürdürdü! Çünkü bu devletin sahip olduğu zenginlikler, verimli topraklar, yeraltı kaynakları ve tabii payitaht yani İstanbul bir türlü paylaşılamıyordu!.. 1. Dünya Savaşı’nın en önemli hedeflerinden biri nihai olarak Osmanlı’nın paylaşımıydı… 9 Mayıs 1916’da Rusya’nın onayı ile İngiltere ve Fransa arasında gizli bir anlaşma imzalandı; Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasını öngören bu anlaşma bir İngiliz ile bir Fransız’ın adını taşıyordu:

Sykes-Picot Antlaşması!..

Cetvelle çizilen “Böl ve yönet” haritası!..

Gizli antlaşmanın maddeleri şöyleydi:

1-Rusya’ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı…

2-Fransa’ya, Doğu Akdeniz Bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları…

3-İngiltere’ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Güney Mezopotamya verilecekti…

4- Fransa ile İngiltere’nin elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu ya da iki ülke denetiminde tek bir Arap devleti kurulacaktı…

5-İskenderun serbest liman olacaktı…

6- Filistin’de kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle uluslararası yönetim kurulacaktı!..

Aslında çizilen haritalarda bir ucu Doğu Karadeniz’e, diğer sınırı Suriye’ye dayanan bir Ermenistan da vardı ancak o daha sonra, Sevr ile birlikte ortaya çıkacaktı!.. Ancak olmadı, olamadı! “Böl ve yönet” taktiğinin hayata geçirilmiş hali olan bu gizli antlaşma, Rusya’da “1917 Bolşevik Devrimi”ni yapan Lenin’in talimatıyla dünyaya açıklandı!. Ancak yine de tüm eksikliklerine karşın bu antlaşma Ortadoğu bölümünde başarılı oldu… Uydu devletler kuruldu… Türkiye, hem bu antlaşmayı hem de onun daha geliştirilmiş şekli olan Sevr’i Milli Kurtuluş Savaşı sonrası Lozan’da yırtıp attı…

Ancak, Batı, o antlaşmalardan, o haritalardan hiç ama hiç vazgeçmedi! Bölgeyi karıştıracak, savaşlara neden olacak her türlü melaneti yaptı.

Asıl hedef ise tabii ki hep Türkiye oldu!..

Aynı senaryo yine sahnede!..

Batı’nın politikası işte hep bu amaca yönelik şekillendi!..
100 yıl sonra geçtiğimiz gün yine bir gizli anlaşmayla sarsıldık; namuslu bir Fransız gazetecinin, İngiliz Büyükelçisi’nin tuttuğu notları ele geçirip sızdırmasıyla, başımıza örülmek istenen yeni senaryoyu öğrendik!.. Gazeteci bu durumu şu ismi takarak sızdırmıştı:

Syrie Leaks!..

11 Ocak tarihinde ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün, “Yeni Ortadoğu stratejisi” içerikli bir gizli toplantı düzenlediler. Türkiye hakkında ise şöyle bir karara varıldı:

Türkler ve Kürtler arasındaki çatışmalar, bu grubun kararlarına olumsuz etki edebilir!

Ve Türkiye elendi! Peki neydi katılımcıların amacı?.. Kısaca sıralayayım:

-ABD’nin her türlü şekilde Suriye’de kalması… Rusya’nın başarılı politikasının mutlak surette engellenmesi… Cenevre sürecinin yeniden canlandırılması ve ana omurgasını PYD/ PKK’nın oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’nin Cenevre görüşmelerine dahil edilmesi!..

Ancak daha vahim, daha çılgınca amaçlar da masadaydı ne yazık ki!.. Buyurun okuyun:

-Öncelikle Astana ve Soçi süreci sabote edilmeli… İkincisi, İsrail-İran ve Türk-Kürt savaşları körüklenmeli Suriye parçalanmalı!.. Nükleer silahlar bölgesel çatışmalarda kullanılabilir!..

İşte bu çılgın ve alçakça amaçların masaya yatırıldığı toplantı hakkında Sputnik’e açıklama yapan emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Türkiye’nin büyük bir tehdit altında olduğunu söyleyerek şu uyarıyı yaptı:

ABD ile Türkiye’nin arasının Mart görüşmeleriyle düzeleceğini düşünmek gerçekçi değil. ABD’nin Ortadoğu’da kalma kararlılığı ortada… Böyle bir denklemde Rusya’da Türkiye’ye yönelik baskısını artıracaktır. Neticede Türkiye bir tercih yapmak durumunda kalabilir. Ancak kendi göbeğini kesecek olan da yine Türkiye’dir!..

Aktörler değişiyor ancak yüzyıllara dayanan kin, nefret ve parçalama hırsı bitmiyor, görüyorsunuz!..

En büyük Türk büyüklerine önemle duyurulur!..

Aradan üç yıl geçti; plan ve stratejilerde hiçbir değişiklik olmadığını yaşananlar açıkça gösteriyor!

https://twitter.com/umit_zileli