ATATÜRK, KURTULUŞ, URFA...

Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Çanakkale'de bir destan yazılırken, "Atatürk" diye bir isim yoktu ortada...

Bir "Mustafa Kemal" vardı ki, destanın tam ortasında...

O savaşta; Anzak koyundaki İngiliz çıkartmasında, Anadolu'nun dört bir yanından gelerek, yarbay Mustafa Kemal'le birlikte savaşanlar arasında Urfalı kahramanlar da vardı...

İşte o kahramanlar Urfa'ya döndüklerinde, Çanakkale Destanı'nın bağrında Milli Mücadele'nin ateşini yükselten Mustafa Kemal'den o kadar övgüyle söz ettiler ki, dönemin Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey çok etkilenmiş ve Anadolu'nun henüz tanımadığı Mustafa Kemal'in adını Osmanlı topraklarında ilk kez taşlara-duvarlara yazdırmıştı...

Çünkü 1917'ye gelindiğinde Türkiye'de ilk kez bir caddeye Mustafa Kemal Paşa adı verilmiş, paşa adına ilk kez muhteşem bir anıt inşa edilmişti...

Urfalılar'ın dostlukla- sevgiyle- saygıyla büyüttükleri o vefanın muhteşem bir yansımasıdır Mustafa Kemal adının caddelerde- anıtlarda parlaması...

İşte o coşkulu vefa, aynı zamanda Mustafa Kemal'in ileride "Atatürk" gibi parlayarak, ülkeyi nasıl kurtaracağının da, yol gösterici bir öngörüsüydü...

Urfa'nın yetiştirdiği önemli tarih araştırmacılarından Avukat Müslüm Akalın,  2015 yılında ŞURKAV Yayınları'ndan çıkan "Kurtuluş Yazıları" adı kitabında, Mustafa Kemal'in kentin mücadelesinde, Urfalı kuvvacılara nasıl yol gösterdiğini ve önderlik ettiğini belgeleriyle, çok güzel anlatmıştı;

Mustafa Kemal adının Urfa caddelerini- meydanlarını Osmanlı'da ilk kez süslemesinden iki yıl sonra emperyalist işgale yönelik tepkiler Milli Mücadele'yi de ateşlemişti...

Anadolu'nun birçok bölgesi gibi, Maraş- Urfa ve Antep de Fransızların işgali altındaydı...

1919 yılı sonbaharında Urfa'yı Fransızların işgal edecekleri söylentileri yayılınca, kentte gizli bir cemiyet kurulmuş ve  başkanlığına Jandarma Komutanı Bnb. Ali Rıza Bey getirilmişti...

Ancak Ankara'dan çok uzaklarda, kaderiyle başbaşa kalan Urfa, bir yandan kurtuluşu ararken, bir yol göstericiye de ihtiyaç duyuyordu...

İşte o yol gösterici, bir zamanlar Çanakkale'de Urfalılarla birlikte destan yazan Mustafa Kemal'den başkası değildi...

KUVVACILAR İŞ BAŞINDA...

---------------------------

Kuvvacı bir cemiyetin kuruluşu, Urfa Mutasarrıfı Ali Rıza Bey tarafından 3 Ekim 1919'da "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"ne bildirilmiş ve "Mustafa Kemal" imzasıyla gelen cevapta, örgütlenmenin yaygınlaştırılması, Diyarbakır'daki XIII. Kolordu ile ilişki kurulması istenmişti...

Ancak tüm Anadolu'da olduğu gibi Urfa'da da panik vardı...

Mustafa Kemal, 31 Ekim 1919'da, Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafta, "işgalin protesto edilmesini ve icabında fiilen karşı konulmasını" istemişti...

İşgale karşı hiçbir şey yapılamasa da, örgütlenme devam etmiş, kuvvacılardan bazıları tutuklanmış, Mustafa Kemal ise protesto çağrılarını sürdürmüştü...

Üstelik yapılan anlaşmalara rağmen Fransızlar ahaliyi rahatsız etmeye başlamıştı...

URFALI'nın ÖNDERİ MUSTAFA KEMAL...

--------------------------------

Atatürk'ün Urfa müftüsü Hasan Açanal ile yazışmaları da kurtuluş mücadelesini cesaretlendiren en önemli etkenlerden olmuştu...

Mustafa Kemal, Müftü Hasan Efendi'nin telgrafına 11 Aralık 1919'da Sivas'tan verdiği yanıtta şöyle demişti;

"Urfalıların dini inançlarının kuvveti, kutsal hilafet makamına olan sarsılmaz bağlılıkları ve mübarek vatan uğruna fedakarlığı göze alacakları şüphe götürmez... Milli teşkilatı genişletip kuvvetlendirmeye son derece dikkat edilmesini din ve vatan selameti adına isteriz..."

29 Aralık 1919 günü Yüzbaşı Ali Saip Bey jandarma komutanı olarak Urfa'ya gelmişti...

Ancak, Ali Saip Bey'in Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleriyle görüşmesi dışarı sızınca, 7 Ocak 1920'de planlanan ayaklanma gerçekleşmemişti...

Mustafa Kemal ise

25 Ocak 1920 tarihinde Kolordulara yayınladığı bir genelgede, adeta kurtuluş talimatı da vermiş, şöyle demişti;

"Kıyam dönemleri peyderpey belirlenecektir... Birinci dönem Urfa kıyamıdır... Bu kıyama hemen başlanacaktır..."

11 NİSAN KURTULUŞ GÜNÜ...

-----------------------------

9 Şubat 1920'de Fransızlarla silahlı çatışmalar başlarken,   Mustafa Kemal'in talimatı ile Urfa'ya gönderilen iki top düşmanı endişelendirmişti...

Ancak düzenli birliklerin olmaması Urfa mücadelesini aksatmıştı...

19 Mart 1920'de Urfa'dan Mustafa Kemal Paşa'ya çekilen telgrafta "Düzenli ordu birliklerinin acilen Urfa'ya gönderilmesi" istenmişti...

Ancak Mustafa Kemal'in, XIII. Kolordu Komutanlığı'na birkaç kez yaptığı uyarıların üzerinden iki ay geçmesine rağmen, askeri birliklerin Urfa'ya gönderilmesi mümkün olmamıştı...

Bu arada Fransızlar'ın da dayanacak gücü kalmamıştı...

1920 Nisan ayının başlarında Fransızlar, yiyeceklerinin tükenmesi üzerine, Kuvayı Milliye ile yapılan anlaşmayla Urfa'yı boşaltmıştı...

Ancak Şebeke Mevkii'nde, Kuvacılarla Fransızlar arasında çıkan çatışmada işgalcilerin büyük bölümü imha edilmiş, bazıları da esir alınmıştı... Ali Saip Bey, olayı Mustafa Kemal'e şöyle bildirmişti:

"10/11 Nisan yarı geceden 1 saat sonra silah ve donatımlarıyla ve tarafımızdan verilen taşıma araçlarıyla Urfa'yı boşaltarak Cerablus'a doğru hareket eden Fransızlar'ın, yolda rastladıkları köylülere tecavüz etmeleri üzerine  Urfalılar'ın olay yerine yetişmeleri ve üç saat devam eden kanlı çarpışma sonucunda işbu kuvvetin komutan ve subaylarıyla, büyük bölümünün öldüğü ve Fransız askerlerinin esir edilip Urfa'ya getirilerek koruma altına alındığı arzolunur..."

İsmet Paşa, Atatürk'ün "Büyük Nutuk"undan sonra kendisini ziyarete gelen Urfa heyetine şunları anlatmıştı:

"Biz, kurtuluş hazırlığı içindeyken Urfa'nın Fransızlar'a savaş açtığı haberini aldık. Kemal Paşa ile birbirimize baktık. 'Acele etti Urfa, hırpalanacak, çok yazık' dedik. Fakat bir gün Urfa düşmanı boğarak kurtuluşunu yaptı, diye bir haber aldık. Kemal Paşa ile göz göze bakınarak sevindik, 'yaşasın Urfa' dedik..."

Evet; bugün "kendi kendini kurtaran üç şehir"den biri olan Urfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümü...

Urfa bugün çarpık yapılaşma ve tarım alanlarının katledilmesinin yanısıra; "11 Nisan 1920" zaferine saygı duymayan ve son yıllarda "kurtuluş" gününü hak ettiği gibi kutlamayan beceriksiz-ruhsuz yerel yöneticilerin elinde tükense de, 102 yıl önce emperyalistlere direnerek destan yazan memleketimin şanlı kuvvacılarına ve onlara Anadolu'nun bağrından önderlik eden Mustafa Kemal Paşa'ya selam olsun...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac