ATEŞİ ve İHANETİ GÖRDÜK!

Radyo Cumhuriyet’teki odamda, tam karşımda sevgili Nuri Kurtcebe’nin çizgileriyle Mustafa Kemal bana bakar!..

Büyük şair Nazım Hikmet’in “Kuvayı Milliye Destanı”nın en çarpıcı bölümlerinden biridir bu. İki bölüm aynı tablodadır. Üstte Mustafa Kemal’in çakmak çakmak gözleri yer alır. Hemen alttaki bölümde de hilafet ve şeriat bayrağı altında ön planda Padişah Vahdettin, arkasında ise tüm çirkinliğiyle bir gerici yobaz resmedilmiştir.. Ve de Nazım’ın destanından şu müthiş sözcükler tüm yalınlığıyla adeta haykırır:

Ateşi ve ihaneti gördük!..

“Ateşi” sözcüğü tam Mustafa Kemal’in kalpağının üstüne düşmüştür.. “Ve ihaneti “ sözcükleri ise Vahdettin’le gerici yobazın tam da üzerinde asılı kalmıştır!..

İşte bu çizgi tablo, binlerce sayfa yazıda ancak anlatılabilecek, 1923 devrimiyle taçlandırılan ulusal kalkışmayı bir çırpıda özetleyivermiştir!..

Kalemine, beynine, yüreğine sağlık Kurtcebe…

Yukarıdaki satırları 1998’de kaleme almıştım. Radyo Cumhuriyet, 75.Yılda büyük devrimciye ve ulusumuza Söylev’i (NUTUK) armağan etmeye karar vermişti..

En büyük ihanetlerin yaşandığı o günlerde en büyük armağan bizce buydu!..

Çok daha büyük ihanetleri yaşamamıza pek fazla zaman kalmamıştı ancak Türk Milleti henüz hiç bir şeyin farkında değildi!..

Söylev Mustafa Kemal tarafından okunduktan 71 yıl sonra ilk kez bir radyodan ulusa ulaştı. Meriç Velidedeoğlu, Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun Türkçeleştirdiği Söylev’i aylarca süren bir çalışmayla radyoya uyarlamış, 23 bölümden oluşan Söylev’i Devlet Tiyatrosu sanatçısı Ali Düşenkalkar ve tiyatro sanatçısı Füsun Kostak seslendirmişlerdi.

İşte tam da o sıralarda sevgili Nuri gece, gündüz demeden Nazım’ın Kuvayı Milliye Destanı’nı çizgi roman haline getiriyordu!..

Yıkılmaz bir Kuvvacı!..

Bana göre Nazım’ın destanı Homeros’un “İlyada” destanından çok daha önemlidir…

Çünkü Homeros yıkılan bir medeniyeti, Truva’nın hileyle nasıl işgal edildiğini anlatır İlyada’da… Nazım ise ilk kez mazlum bir milletin dünyanın en büyük emperyalistlerine ve uşaklarına attığı büyük tokadı anlatır, Kuvayı Milliye Destanı’nda!..

Nuri Kurtcebe, işte bu büyük destanı müthiş bir çizgi roman haline getiren “kanımın son damlasına kadar Atatürk’ü çizeceğim” diyen bir büyük kuvvacı, bir büyük çizerdir!..

Sevgili Nuri verdiği söze sonuna kadar sadık kaldı; Nazım’ın destanını çizdikten sonra, kimsenin cesaret edemeyeceği bir başka büyük projeyi omuzladı.

Başından sonuna Kurtuluş Savaşı Destanı!..

Bu çılgın Türk, bu devasa savaşı tüm detaylarıyla çizebilmek için her şeyi göze aldı.. İşsiz kaldı, evsiz kaldı, oradan oraya savruldu, kanser oldu ama yılmadı… Atatürk’le ilgili yüzlerce, binlerce kitabı, yazıyı tek tek inceledi… Eğer deyim yerindeyse “benim” diyen yakın tarih uzmanlarını geride bırakacak bilgi depoladı!..

Çizmeye başlamadan önce, yaptığı eskizlerle sponsor aradı… Kendisi için değil çizeceği Kurtuluş Savaşı Destanı için aradı… Tüm istediği, atılma korkusu olmadan çizebileceği bir mekan, bu süreçte yaşamını sürdürebilecek kadar imkan ve çizim için gerekli malzemenin teminiydi…Tam olarak bulabildi mi peki? hayır!.. Ama yılmadı…

Ateşi ve ihaneti gören her Kuvayı Milliyeci gibi “inadına devam” dedi!..

Sırada bir büyük destan daha var!

Nuri Kurtcebe, 2015 yılındaçizdiği karikatürlerde Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı, yargılandı ve 1 yıl 2ay 15 gün hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi…

Ancak bir süre sonra sağlığının elverişsiz şartlara dayanamayacağı hastane raporuyla saptanınca serbest bırakıldı…

Aradan geçen yıllarda bir, iki telefon dışında görüşemedik ama biliyordum ki, “cennet” diye tasvir ettiği Fethiye’de yine çılgınlar gibi çiziyordu!

Geçenlerde kuryenin getirdiği zarfı açıp Kuvayı Milliye Destanı’nı, karşımda görünce inanın çocuklar gibi sevindim. Yeniden basılan pırıl pırıl kitabın kapağında Büyük Devrimci, çakmak çakmak gözleriyle bakıyordu…

Hemen aradım,; Kurtuluş Savaşı destanı epey yol almıştı ama araya bir başka büyük destan girmişti:

Çanakkale Destanı!

Vargücüyle onu bitirmeye çalışıyordu… Asla boyun eğmeyen, teslim alınamayan Kalpaksız Kuvvacı, bu üçlemeyi bitirmeyi kafasına koymuştu!

Yakınlarda, Çanakkale Destanı gelecek önünüze: ardından da Kurtuluş Savaşı Destanı bitecek; böylece Türk’ün ateşle, ihanetle ve de 7 düvelle savaşımını epik bir şiir tadında, bir yurtseverin mucize kaleminden adeta içer gibi izleyeceksiniz…Naçizane söylemem gerekirse; çocuklara büyük bir armağan, bu millete de tesirli bir anımsatma olarak eşsiz bir kitap Kuvayı Milliye Destanı…

-Nuri Kurtcebe “unutulmazlar” arasında yer almayı anasının ak sütü gibi hak ediyor, çok yaşa kardeşim…

(Kuvayı Milliye Destanı SİA Kitap)

https://twitter.com/umit_zileli