BAŞKANLIK ve “ÇÖZÜM SÜRECİ” HAYIRLI OLSUN!..                            

Beş aylık “korku tüneli” meyvesini verdi!..

Halkımız, yaklaşık 600 insanımızın ölülerinin üstüne basa basa yürütülen kanlı ayak izlerini dehşet duygusu içinde takip edip, mührü güçlü olanın, muktedir olanın işaret ettiği yere bastı!.. İngiliz Guardian gazetesinin seçim sonuçlarıyla ilgili yorumu son derece çarpıcıydı:

-İstikrara oy veren Türk halkı çok ağır bedel ödeyebilir!..

Artık seçim sonuçlarıyla vakit kaybedip, sızlanmanın da bir manası yok. Ancak, tarihe bir not düşmekte de fayda var; Tüm kamuoyu araştırma şirketleri, Avrupa ve ABD’nin seçimleri izleyen gözlemcileri, kendi araştırmalarını yapıp pozisyonlarını Mart ayında bir kez daha yapılacak seçime göre ayarlayan “Borsa Kurtları” kısacası herkes ama herkes fena halde yanıldı... Daha da komiği, AKP’liler de en az diğerleri kadar şaşkındı!.. Ancak bir tek kişi, Saray’daki muktedir gayet sakin, gayet soğukkanlıydı. Oyunu kullanırken düşüncesini tane tane açıkladı:

-Herkes seçim sonuçlarına saygılı olacak!..

Konuyu kapayıp, önümüzde bizi bekleyen “ince uzun yolu” değerlendirmeden önce, muhalefet partilerine de bir çift lafım var; herhalde tüm sandık tutanakları elinizdedir ve karşılaştırmalarınızı yapıyorsunuzdur... Daha sandıklar açılır açılmaz ilan edilen oranların tüm gece boyunca neredeyse hiç kıpırdamadan nasıl olup da aynı kaldığını izah yeteneğiniz vardır... Bir de dünkü KORKUSUZ’un manşetini karşınıza alıp düşünmenizi ve geleceğe o pencereden bakmanızı öneririm!..

Cumhuriyet’in anahtarı Saray’ın elinde!..   

Saray’daki şahsın planlar yapmaya başladığını düşünenler yanılıyor...

Planlar zaten vardı!.. Yalnızca “taşların yerine oturması” gerekiyordu, oturdu!.. Ana planın yol haritası ise son beş aylık süreçte ilmek ilmek örüldü... Artık, geleceğe dair kafasındaki modelin önünde hiç bir engel kalmadı:

-Başkanlık sistemi artık yarından da yakın!..

Yandaş basın daha sonuçlar belli olur olmaz işaret fişeğini salladı bile!.. Saray’ın ne CHP’ye ne de neredeyse varlığı bile ortadan silinen MHP’ye ihtiyacı kaldı; istediği her şeyi yapabilmesi için üçte iki çoğunluğu bile gayet kolaylıkla geçebileceği ortağı hazır:

-Halkların Demokrasi Partisi!..

AKP ile HDP’nin milletvekili toplamı, anayasayı değiştirebilecek 367 sayısını rahatlıkla geçiyor... Bu, yıllardır bir türlü kotaramadıkları yeni anayasanın hiç sorunsuz, diledikleri maddelerle yapılmasını sağlamaya yetiyor da artıyor bile!.. Bu ne demek?. Şu demek; anayasanın kaldırılması teklif dahi edilemez ilk üç maddesinin tarihe karışması, “Çözüm Süreci” nin her anlamda yeni anayasaya raptedilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Başkan Baba’nın Cumhuriyeti” haline dönüştürülmesi!.. Daha açık söylemek gerekirse, Cumhuriyet’in anahtarı artık Saray’daki muktedirin elinde...

-İster atar, ister satar!..

İmralı tarihe karışıyor!..

Tabii, bunları yapmak için bazı bedelleri ödemek şart!..

Oyunun son perdesinde İmralı ve Kandil ile tekrar masaya oturulacak... Abdullah Öcalan’ın istekleri bir bir gerçekleşecek. Hani Dolmabahçe Sarayı’nda HDP ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan 10 maddelik bir mutabakat üzerinde anlaşmış, Cumhurbaşkanı “olmaz öyle şey” demiş, sonrasında “Çözüm” buzdolabına kaldırılmıştı ya, hah işte oradaki maddelerden söz ediyorum!..

Ama şimdi şartlar değişti... Öncelikle Abdullah Öcalan’ın vakit geçirmeksizin serbest bırakılması gerekiyor!.. Artık “şartlı tahliye” mi olur, “ev hapsi” mi olur, orasına büyüklerimiz karar verecek... Ayrıca “Saray savaşı” mı, “vatan savaşı” mı teranesi de, geldiği tozlu raflardaki yerine gönderilecek, Güney ve Doğu Anadolu’da yine “aynı tas aynı hamam” durumuna geri dönülecek. Yani, asker kışlasına çekilecek, PKK yine istediği gibi cirit atabilecek. Yol kesecek, vergi alacak, mahkeme kuracak falan, filan... Daha seçim gecesi, durum üç aşağı beş yukarı belli olduğunda “artık cenaze gelmeyecek” mesajlarına bakarsanız zaten ne olacağını çözmüşsünüzdür...

-Bunun adına şimdilik ÖZERKLİK diyorlar!..

Haa, Selahattin Demirtaş’ın 7 Haziran öncesi söyleyip, bi daha da ağzına almadığı “Seni Başkan yaptırmayacağız” şeklindeki veciz sözlerini anımsayanlara da bir çit lafım olacak tabii:

-Sahiden, ciddi ciddi inanmış mıydınız?.. Vah, vah vah!..
                                       
            
https://twitter.com/umit_zileli