BİLİNÇALTINA ‘EVET’ TAARRUZU!..

Eskiden iktidarda hangi parti olursa olsun,TRT’nin özellikle habercilik ve drama yapımları açısından saygınlığı da vardı... Çünkü kurumun “drama” sorumluları da cumhuriyeti ve ülkenin kuruluş felsefesini dikkate alarak olabildiğince dengeli işler yapmaya çalışırlardı...

TRT, dengeyi özellikle geçmişle gelecek arasındaki duyarlılıklar açısından kurmaya çalışırken, “Kuruluş”ta nasıl Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemini çarpıtmadan ve de ciddiyetle anlatılmışsa, “Kurtuluş’ta da cumhuriyetin kilometre taşlarına dikkat çekmiş, Atatürk dehasına çok etkili vurgular yapmıştı...

Yani TRT’nin “devletin televizyonu” olduğu ve ülke-toplum-rejimduyarlılıklarına özen gösterdiği zamanlardı o zamanlar...

Ve bu yüzden habercilikte iktidar partileri ne kadar kollanırsa kollansın, “Türkiye Cumhuriyeti’nin sesi” olarak kurulan TRT, Çanakkale ile ilgili yapımlardan Atatürk’ü soyutlamazken, Kurtuluş Savaşı ile ilgili çalışmalarında da kurucuların ve bu uğurda canını yitirenlerin hakkını vererek asli görevini yapmaya çalışırdı...

TRT şimdilerde cumhuriyetle ne kadar kavgalı insan varsa, ne kadar “2. Cumhuriyetçi” zavallı ortadaysa işte onlara ekranları açmış halde, iktidarı ürkütmemek için her konuda ve her fırsatta bildiğini okumaya devam ediyor...

“Devletin resmi yayın organı” olması gereken TRT bazen bağnazların zırvalarına da yer vererek sabrın sınırlarını zorluyor...

İşte o TRT, bırakın 12 bin yılı aşkın geçmişi olan Urfa Göbeklitepe’deki muhteşem arkeolojik buluntuyu “put” diye aşağılamayı, artık ulusal bayramları ve önemli günleri de es geçmeye başladı ki, “Vay memleketin haline” demekten başka bir şey gelmiyor elden!..

MÜZİK KANALINDA ‘DARBE!..

Meselenin özeti şudur; Son yıllarda, yani AKP’nin etkin olmaya başladığı tarihten itibaren ne yazık ki Atatürk’ü, cumhuriyeti, ilk Meclis’i, Atatürklü Çanakkale’yi, laikliği ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarını pek göremez olduk TRT’de...

Daha da vahimi eskiden “Anadolu’dan Görünüm” ve “Perde Arkası” gibi programlarla Güneydoğu olaylarına ışık tutan TRT, ne yazık ki son yıllarda “terör şehitleri”yle ilgili haberlere de eskisi kadar zaman ayırmıyor...

Oysa TRT; konu “15 Temmuz” FETÖ ayaklanması olunca, ne tuhaftır ki, televizyon ve radyo kanallarının siyasetle en ilgisiz olanına bile propaganda açısından hiç nefes aldırmıyor!..

Söyler misiniz, FETÖ’cü darbe ile ilgili sözde belgesellerin ne işi var TRT Müzik kanalında?.. Millete terörden, darbe tartışmalarından ve FETÖ haberlerinden iyice gına gelmişken, bırakın da müzik kanalında hiç olmazsa müzik-eğlence olsun değil mi?..

FETÖ ile istendiği kadar mücadele edilsin de, TRT’nin çok sayıda haber ve belgesel kanalı dururken, millete bıktırırcasına tüm radyo ve televizyon kanallarından FETÖ zırvasının yaptıklarını anlatmanın ne gereği var acaba?.. Bu memlekette, darbe zamanlarında bile ısrarla “kahramanlık türküleri”ni yayımladığını ne çabuk unuttu TRT!!!

TARAFLI RADYO-TELEVİZYON!..

Peki; TRT son yıllarda kanal sayısını arttırırken, yayın çizgisini hükümetten yana iyice değiştirirken, aslında önem mi kazanıyor, büyüyor mu, gelişiyor mu, yoksa etkinliği mi artıyor acaba?..

Aksine TRT, CHP milletvekili Atilla Sertel’in soru önergeleriyle TBMM’ye taşıdığı gibi artık “devletin sesi” olmaktan çok “iktidarın borazanı” olarak her yıl yüz milyonlarca lira “zarar” etmeye de devam ediyor...

Çünkü Sertel’in de “Taraflı Radyo Televizyon” diye nitelediği kurum, binlerce personeli ve sınırsız teknik donanımına rağmen “iç yapımlar” yerine şirketlere diziler, belgeseller ve filmler çektirerek yandaş yapımcıları zengin etmekten öteye de gidemiyor...

Diğer yandan TRT, her yıl zararda ama ürettiği bazı dizilerle son dönemde Yeşilçam’ın çektiği kimi “özel” siyasi propaganda filmleri yan yana getirildiğinde, günün ya da dönemin anlam ve önemine uygun mühendislik hizmetlerine alet edilmekten de kurtulamıyor!..

Baksanıza, bazı özel televizyon kanallarının ardından TRT’de de son dönemde bir Osmanlıcılık sevdası başladı ki, sormayın...

Üstelik bu sevda tam da referandum propagandası başlarken iyice hortladı ki, gören herkes “hayırdır inşallah” demeden de duramıyor!..

Çünkü milletin çoğunluğu “hilafet geri mi gelecek” diye endişe ederken, TRT kendi drama yapımlarıyla da Osmanlıcılık hayranlığına adeta zirve yaptırmayı amaçlıyor...

HALİFE VE ‘REİS...’

İşte TRT; “Diriliş- Ertuğrul”dan sonra geçen hafta “Payitaht-Abdülhamid” adlı bir diziyi alelacele yayına sokarak, “hilafet” propagandası için çırpınan siyasi çevrelere ve Osmanlıcı destekçilerine yeni malzemeler de vermiş oldu...

Hem de kahvaltı masasındaki bir tabak yiyecek üzerinden sözde savurganlığa meydan okuyan bir Abdülhamid tasviriyle!..

Çizdiği Abdülhamid portresi ve yansıttığı İngiliz sefirinin tokatlanması gibi sahnelerle tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlanan dizi için çok para harcandığı anlaşılıyor ama bu piyesin tam da referandum döneminde ekranda arzı endam etmesi pek hayırlı görünmüyor!..

Üstelik geçen “Cuma” yayına giren bu dizinin, referandum dönemine denk getirilmesinin yanı sıra, Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşamını anlatan ve 3 Mart “Cuma” günü vizyona girecek olan “Reis” adlı filmden bir hafta önce ekrana taşınması da bilinçaltına dört koldan taarruzun işareti olmaktan öteye gidemiyor...

AKP iktidarı; Hükümet denetimindeki TRT kanalları, yüzlerce ulusal ve bölgesel radyo ve televizyon, yine yüzlerce yerel ve ulusal gazete ve dergi ile yüzbinlerce trolün tetikçilik yaptığı sosyal medya hesaplarının yürüttüğü “evet” propagandasından yetinmemiş anlaşılan!..

Merak etmeyiniz; Yeşilçam-TRT hattında “hilafet” reklamıyla başkanlığa hizmet eden toplum mühendisliği sinemacılığı ve yayıncılığı, yandaşlığın artık mide bulandırmaya başladığı şu acayip ortamda AKP cenahına beklediği katkıyı sunamayacak...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac