ÇOCUĞUNUZU NE KADAR DİNLİYOR ve ANLIYORSUNUZ?

Etkin dinleme ve ebeveyn-çocuk iletişimi, çocuk ruh sağlığı alanında farklı yaklaşımlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Bu yazı, sağlıklı iletişim kurabilmenin önemini, etkin dinleme becerilerinin neler olduğunu, kendini ifade edebilen ve edemeyen çocukların karşılaşabileceği sorunlara genel bir yaklaşım ile açıklamaktadır.

Çoğumuz, çocukların, sorgusuz sualsiz büyüklerine itaat etmesi gerektiğine inanan anne ve babalar tarafından büyütülmüşüzdür. Bu yaklaşım çocukların bir robot olduğunu varsayar. Onların da saygı duyulması ve önem verilmesi gereken duygu, düşünce ve gereksinimleri olduğu gerçeğini göz ardı eder. Çocuklar böyle katı bir yaklaşımla büyütülürse, ilk fırsatta isyan ederler ve davranışları hakkında düşünmeyi öğrenemezler. Böylesine katı bir ev ortamında duygu ve düşüncelerini ifade edemeyen çocuklar zamanla davranış problemleri geliştirebilirler; zorba davranışlar, otoriteye karşı gelme, okul devamsızlıkları, okuldan kaçma, sorumluluklardan kaçınma ya da yerine getirmeme, yalan söyleme, uyumsuzluk gibi...

Ergenlik döneminde kimlik karmaşası ile birlikte davranış problemleri artarak seyredebilir. Yetişkin olduklarında da diğer insanlarla dengeli ilişkiler kurmayı beceremezler. Dengeli ilişkiler kuramayan yetişkinler sağlıklı yakın ilişkiler kurmakta da güçlük yaşarlar. Çoğu zaman sosyal uyum gösteremediklerinden çevreleri ile sık tartışan, sık çevre değiştiren ve sosyal ilişkilerini sürdüremeyen kişiler olurlar. Bu durum, zamanla yetersizlik ve sevilmeme gibi yerleşmiş düşüncelere sahip olmalarına neden olur. Yerleşen olumsuz düşünceler ise zaman içinde öfke kontrol problemi, ilişki sorunları, alkol-madde kullanımı ve depresyon gibi ciddi ruhsal bozukluklara dönüşebilir. 

Eğer evdeki ortam, çocukların duygu ve gereksinimlerini rahatça dile getirmelerine olanak tanıyor ve gereken önem veriliyorsa, çocuklar kendilerini güvende hissederler ve etraflarındaki yetişkinlerden yardım isteyebileceklerini bilirler. Bu yaklaşım çoğu kişinin inandığının aksine, onları şımarık ve doyumsuz değil, daha azla yetinen ve daha güvenilir bireylere dönüştürür. Kendi duygularını tanıyan ve rahatça ifade edebilen çocuklar gerek ergenlik dönemi gerekse yetişkinlik döneminde daha az ilişki sorunları yaşarlar. Yetişkinlikte karşılaşılabilecek ruhsal sıkıntıların riski de azalmış olur. Çünkü kendine güvenen ve kendini ifade eden bireyler daha sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilme becerilerine sahip olurlar.

Ayrıca siz ebeveynlerin de duygularınızı ne derece kontrol ettiğiniz çocuklar için çok önemlidir. Çocuklar anne ve babanın davranışlarını örnek alırlar. Eğer siz üzgünken kendinizi yatak odasına kapatıyor veya öfkeli iken kontrolünüzü kaybediyorsanız, çocuklarınız da benzer durumlarda benzer şekilde davranırlar. Aynen sizin gibi davrandıkları halde, davranışlarının yanlış olduğu söylenirse, kafaları karışır. Onun için, siz de onlara öğütlediğiniz şekilde davranmaya çalışmalısınız.

Çocuklarınızın hayat ve hayatın getirdiği olumsuzluklarla (ölüm, ayrılık, sağlık problemi, kaza, sosyal ilişki sorunları, rekabet gibi) başa çıkabilme becerileri kazanmaları gerekir. Bu gücü kazanmaları için siz ebeveynlerin de aynı gücü sergiliyor olması gerekir. 


Çocuğunuzla Sağlıklı İletişim Kurabilme Yolları 

1.Etkin Dinleme: Çocuğunuzu dikkatle dinleyin. Konuşurken sözünü kesmeyin ve ya ne söyleyeceği ya da ne isteyeceği konusunda varsayımlarda bulunmayın: 
Örnek:
Çocuk: - Anne, bir şey istiyorum, hımmm… mmm…
Anne: - Yine ne istiyorsun, tamam biliyorum, kesin o oyuncağı değil mi?
Yukarıda verilen örnekteki gibi varsayımlar üretmekten kaçınmaya çalışmalısınız. Sizin tahmin                                    ettiğiniz konuşma gerçekleşse bile, bırakın çocuğunuz bunu dile getirmeye çalışsın.

2.Teşvik Etmek: Onu anladığınızı sözcükler ve ya yorumlarla belli ederek, konuşmaya devam etmesini sağlayın. Onu küçümsemeyin, eleştirmeyin, alay etmeyin ve ya duygularını görmezden gelmeyin. 

3.Uyum: Yapmanız gereken şey sözcüklerinizi ve yüz ifadenizi, çocuğunuzun duygularına göre ayarlamaktır. Bu uyum çok önemlidir.

4.Geri Bildirim: Çocuğunuzun konuşması bittiğinde, ne anladıysanız ona anlatın. Elden geldiğince, çocuğunuzun duygularını tanımlayın:
Örnek:
Çocuk: -  Anne, Şimay bugün doğum günü partime gelmedi.
Anne: -  Hımm… Şimay bugün doğum günü partine gelmediği için üzgünsün.

5.Empati: Çocuğunuzu anlamaya çalışmalısınız. Bunu yapmanın en kolay yolu kendinizi onun yerine koymaktır. “Acaba bu durumda siz ne hissederdiniz?” sorusunu kendinize sormalısınız.


6.Teskin Etmek: Çocuğunuzu rahatlatın. Belki de onun bütün istediği birkaç sıcak sözcük ve kucaklanmaktır.


7.Sabırlı Olmak: Kimi çocuk iletişime daha kapalı ve daha çekimser olabilir. Bu durum çocuğunuzun iç dünyasına ulaşmanıza engel olabilir. Bunun sizi yıldırmasına izin vermeyin, sabırlı olun ve yavaş adımlarla çocuğunuzun iç dünyasına ulaşmanın yollarını bulmaya çalışın.


https://twitter.com/invivopsikoloji 
https://www.facebook.com/invivopsikoloji