BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUKLAR

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre; boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre % 4,5 artarak 130 bin 913’e yükseldi. Her geçen yıl artmakta olan boşanmalar ve boşanmaların öncesi ve sonrasında kadın-erkek ve/ veya varsa çocuk(lar) fiziksel koşullar, ruhsal sorunlar, ekonomik sıkıntılar gibi olumsuz durumlarla karşılaşmaktadır. Kadın ve erkek boşanır ve yetişkin olmanın gücüyle boşanma sonrası karşılaşılan sorunlarla mücadele edebilir. 

Peki, ya çocuklar?!

Bu yazıda ele alınmak istenen boşanma sürecinde olan ebeveynlere, çocukların yaşadığı ve yaşayabileceği zorlukları anlatmaktır. Boşanma sürecinde olan pek ebeveyn sıklıkla şu sorularla uzmana başvururlar; 

-“Çocuğuma, boşanarak zarar mı veriyorum?” 
-“Çocuğumuza ne zaman ve nasıl söylemeliyiz?”
-“Babası kötü biriydi. Çocuğumla görüşmesine izin vermek doğru mu?”
-“Çocuğum kendini arkadaşlarının yanında farklı hisseder mi?” 
-“Ya büyüdüğünde beni ya da bizi suçlarsa ne yapılmalıyız?”

Öncelikle; boşanma sürecinde çocukların iç dünyasını anlamak gerekir. Ailenin dağılması, aynı yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da birçok değişik duygusal tepkilere yol açar (korku, kaygı, öfke, yalnızlık vb.). Aile içi düzenin değişeceği kaygısı (çünkü çocukların en büyük korkularından biri değişimdir), bağlılığın kaybı, terk edilme korkusu ve suçluluk duygusu boşanma sürecinde çocukları strese iten nedenlerdir. Çünkü çocuklar, genellikle anne ve babalarını ayrı ayrı kişiler değil, bir bütün olarak görme eğilimindedirler. 

Boşanma ile birlikte hayatlarının tamamen değişeceğini düşünen çocuklar bu durumla nasıl baş edeceklerini bilemez bir hal içinde olurlar. Çocukların en çok korktukları kendilerine ne olacağıdır, nerede ve kiminle olacağıdır, ayrıca giden ebeveynin nerede, kiminle yaşayacağını da öğrenme merakı içinde olurlar. Çocuklar, evden ayrılan ebeveynin taşındığını, kendisini bıraktığını, ya da hayatında aktif olmayacağını düşünebilir. Yaşananlardan kendini sorumlu tutarak birlikte yaşadığı ebeveyne karşı öfke duyabilir. Aslında çocuk, giden ebeveyne karşı olan öfkesini gösteremeyeceğinden bu öfkeyi birlikte yaşadığı ebeveyne yönlendirir. 

Çocukların ayrılma ve boşanma durumlarına gösterdikleri tepkinin yoğunluğu, hayatlarındaki karmaşanın boyutu ve anne-baba arasındaki ilişkinin kalite ve düzeyine bağlıdır. Eğer anne ve baba çocukları için dengeli bir ortam yaratmayı ve aralarındaki iletişimi sürdürmeyi becerebilirlerse, çocukların bu süreçte yeni duruma alışmaları zaman alsa bile gösterecekleri tepkilerin yoğunluğu giderek azalacaktır. Çünkü çocuk için öncelikli olan kendi fiziksel gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Sonrasında sevme, sevilme, güven ve anlayış gibi bazı ruhsal gereksinimlerin karşılanması gerekir. 

Çocukların boşanma sonrası verecekleri tepkiler genellikle ortaktır. Çünkü yetişkinler gibi karmaşık bir yapıya henüz sahip olmadıklarından belli durumlara diğer çocuklar gibi benzer tepkiler gösterirler. Boşanma sürecinde, çocukların saldırganlaşmak, kırmak, dökmek, içine kapanmak, endişelenmek ve şikâyet etmek gibi bazı olumsuz ve ya tepkisel davranışlar sergilemeleri doğal kabul edilir. Çünkü hepsinin sebebi çocukların yaşadığı ortak ruhsal sıkıntılardan kaynaklıdır; korku, kaygı, stres, güçsüz hissetme, sevilmeme düşüncesi, terk edilme duygusu, suçluluk duygusu, evden giden ebeveyne ve geçmiş yaşama özlem duyma gibi. Her çocuğun tepkileri aynı değildir; kimisi tepkisel davranırken, kimisi de tepkisiz kalabilir. Eğer çocukların ilk tepkileri sessizlik olursa, durumu kabul ettikleri yanılgısına düşmeyiniz. Bazen çocuklar duygularını saklar, hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanarak konuşmayı reddedebilir ve ya konuyu değiştirebilirler. Bunlar, başlangıç sürecinde boşanma olayına karşı, çocukların geliştirdiği “inkâr” belirtileridir.

Önemli olan bu tepkilerin neler olduğunu bilmek ve yaşayacakları her türlü olumsuz duygulardan kurtulmalarını ve boşanma olgusuyla başa çıkabilmelerini sağlamak gerekliliğidir.  Çocuğun öfke patlamaları gibi tepkisel davranışları görülüyorsa teskin edilmeye ihtiyacı vardır. Teskin edilebilmesi için çocuğun karşısında birlikte yaşadığı ebeveyn, sürekli kaygılı görünmekten kaçınmalı ve sevgi dolu yaklaşmalıdır. Çocuğun en çok korktuğu yaşamının tamamen değişiyor olmasından kaynaklı, çocuğun günlük yaşamını eskisi gibi sürdürmesini sağlamak, çocuğa güvende olduğunu hissettirecektir. Giden ebeveyne kötü bir şeyler olmayacağına onları inandırmalısınız. Çocuğun en önemli temel ihtiyaçlarından biri kendini güvende hissetmesidir. Boşanmadan onun sorumlu olmadığını ve bakımının sürekli yerine getirileceğini anlatırsanız çocuk kendini güvende hissedecektir. Yani alıştığı eski düzeninin devam edecek olması çocuğu rahatlatacaktır ve böylece kafasındaki bilinmezleri, soruları yanıtlamış olacaksınız. Ayrı olduğu ebeveyni istediği zaman görebileceğine dair güven vermek ve bunu düzenli olarak gerçekleştirmek de çocuğun kısa sürede yeni duruma adapte olmasını sağlayacaktır. Eğer bunu başarabilirseniz çocuğun gösterdiği tepkiselliğinde ortadan azalarak yok olduğunu fark edersiniz. 

Çocukla kuracağınız sağlıklı iletişim çocuğun boşanma sürecini kolay atlatabilmesine yardım olacak en önemli etkendir. İlk tepkileri ne olursa olsun, sizin ve boşandığınız ebeveynin, her zaman sorularına cevap vereceğini söylemelisiniz. Çocuğa karşı dürüst olmalı, sordukları sorulara anlayabileceği yalın bir dille cevaplar vermelisiniz. Çocukla, anne ve baba olarak ayrı zamanlarda farklı etkinliklerde buluşmak (sinema, tiyatro, piknik vb.) bu süreç içinde her iki ebeveyninde hayatında aktif rol aldığını görmesini sağlayacaktır. Çocuğun duygularını ifade olanağı bulabileceği doğal ortamlardan yararlanmanız gerekir; evde birlikte resim etkinliği yapmak ve ya içinde rol olarak anne-baba-çocuğun bulunacağı oyunlar oynamak (evcilik vb.). Hatta mümkünse çocuğunuz tek başına ve ya bir arkadaşıyla oyun oynarken onu gözlemlemeniz size, çocuğun düşünceleri hakkında bilgi verecektir. Çünkü çocuklar oyunlar ve resimler aracılığıyla duyguları hakkında bizlere gerçek fikirler verirler. Çocuklarınıza sürekli ne düşündüklerini sormalısınız. Aynı zamanda siz de onlara, duygularını açığa vurmaları, neler hissettiklerini anlayabilmeniz için bazı sorular sorabilirsiniz. Eğer çocuklar ebeveyne karşı duygularını gösterebileceği ya da anlatabileceği fırsat elde ettiğini görürse, öfke, suçluluk, yalnızlık gibi duygularını başka nesnelere veya kişilere yönlendirmez. 

*Çocuğunuza sorabileceğiniz bazı sorular;

-
Babanın evden ayrılmış olması neden seni üzüyor? Kızdırıyor? Korkutuyor?
 (Çocukların tepkilerine göre seçmelisiniz)
-Sence bu evden gidince babaya ne olacak?
-Sence baba şuan ne hissediyor?
-Baba bizimle yaşamadığı için sen ne hissediyorsun? 
-Galiba bir şeye canın sıkılıyor?
-Seni sürekli meşgul eden düşünce de nedir? 

*Duygularını anlamaya ve paylaşmaya çalışın;

-“Annem/babam benimle ilgilenmese ben de çok kızardım.”
-“Bazen neden kendini yalnız hissettiğini anlıyorum.” gibi. 

Ancak çocuğunuzun duygularını anlatması ya da göstermesi için zorlamamalısınız. Ona karşı yabancılaşabileceğinizden ve ya aklındaki şeyleri size belli ederse sevginizi kaybedebileceğinden endişelenerek, bu duyguları kızgınlığa dönüştürebilir. Bunun yerine, konuşmak istediği zaman dinlemekten çok mutlu olduğunuzu belli etmelisiniz. Bu stresli süreci atlatabilmek için önce sabırlı olunmalı sonra da çocuklarla sağlıklı iletişim için gerekli ve doğru adımlar atılmalıdır.

Anne-baba olarak yaşadığınız boşanma süreci sizi her ne kadar olumsuz etkilediyse de çocuklarınıza karşı tutum ve davranışlarınızın değişmemesi için çaba göstermelisiniz. Boşanma öncesi uygulanan ev içi disiplin (ödül ve ceza) nasıl ise, boşanma sonrasında da aynı biçimde devam etmesini sağlamalısınız. En sağlıklı olanı; eğer çocukların tepkileri öfke olursa, bağırmadan, fiziksel cezalara başvurmadan, ceza tehditleri savurmadan ve boşandığınız eşinizi suçlamadan olayı yatıştırmaya çalışmalısınız. 

Toplumda en çok karşılaşılan; boşanma kararı almış ebeveynlerin çocukları için endişeleniyor olması durumu (haksız sayılmazlar…). Ancak en sık sorulan sorulardan biri çocukların boşanma sonrasında ruhsal anlamda olumsuz etkileneceği yönünde. Araştırmalar, anne ve babası boşanmış çocukların erken yaşta sorumluluk üstlenmeye başladıkları için bazı konularda diğer çocuklardan avantajlı bir konumda olduklarını gösteriyor. Boşanma sonrası yaşanılan ruhsal sıkıntılar nedeniyle pek çok çocuk kendini güçsüz, bağımlı ve beceriksiz olarak görme eğilimindedir. Ancak aileleri zor günler geçirirken anne ve ya babalarına destek oldukları için de kendileriyle gurur duyarlar. Bu durum da çocukların kendilerini kuvvetli, bağımsız ve becerikli olarak değerlendirmesine olanak verir. Çocuğunuzun, yaşadığınız zorlu süreçte size destek olmasına izin verin! Ailelerinin onların varlığına değer verdiğini hissetmeye ihtiyaçları olduğunu unutmayın. Günlük yaşantılarında çocuklara ufak sorumluluklar yüklemek faydalı olacaktır. Hem sorumluluk duygusu geliştirmesini, hem kendini iyi ve yeterli hissetmesini hem de zorluklarla baş etme becerileri kazanmasını sağlar. 

Son olarak, boşanma; çocuklarda karmaşık ve yoğun birçok duygunun aynı anda iç içe yaşanmasına neden olur (üzüntü, kızgınlık, öfke, gücenme, kaygı, korku ve suçluluk). Ayrılık, çocuğun gelişmekte olan güvenlik hissini zedeleyebilir. Ancak şu da çok önemlidir ki; sağlıksız, sevgisiz, gergin ve mutsuz bir aile ortamında yaşamanın yaratabileceği olumsuz etkiler, çoğu zaman boşanmanın getirebileceği etkilerden çok daha yıkıcı olabilir. Önemli olan çocuğa boşanmanın ne anlama geldiğini doğru anlatabilmek, boşanma sonrası hayatında olacak değişikliklere onu iyi hazırlamak ve anne-baba olarak daima yanında olacağınızı hissettirmektir. Yanında olduğunuzu hissettirecek pek çok yol vardır; onların korkularını tanımlamak, kaygılarını, duygu karmaşasını anlamak ve hepsine sağlıklı yanıt verebilmek. Çocuklarımızı ve ihtiyaçlarını tanırsak, onların bu süreçteki fiziksel ve psikolojik gereksinimlerini karşılayabiliriz. Bu dönemde çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyaçları olacaktır. Ancak sevginizi ve ya ilginizi çocuklara büyük hediyeler alarak, onların her isteğini yerine getirerek göstermemelisiniz. Bu dönemde bile çocuklarınızı en sağlıklı şekilde disiplin edebilmeli gelişimlerini sürdürmeleri için oluşturduğunuz sosyal çevre (anaokulu vb.) den uzaklaştırmamalısınız. Hatta yaşadığınız bu yeni durumdan okul öğretmenlerini haberdar etmeniz de çocuğunuzun sosyal-duygusal olarak takip edilmesini sağlayacaktır. Böylece çocuğunuzun okul içinde ve kendi yaşıtlarına karşı olan davranışlarının neler olduğuyla ilgili gözlemler edinebilirsiniz. 

Özetle, çocuğunuzun bu yeni sürece alışması zaman alacaktır. Bu zaman ise çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Önemli olan bu döneme alışmasını kolaylaştıracak yukarıda değinilen konulara dikkat edilmesi gerektiğidir. 

https://twitter.com/invivopsikoloji 
https://www.facebook.com/invivopsikoloji