DIŞARIDA OPERASYON, İÇERİDE TEHLİKE!!!
Türkiye'nin son yıllarda sınır ötesinde düzenlediği dört büyük askeri harekattan sonra neler oldu acaba?..
Binlerce teröristin öldürüldüğü, yüzden fazla güvenlik görevlisinin şehit olduğu o devasa operasyonlar madem ki sınırımızda büyüyen terörün yok edilmesi için yapılmıştı, o halde "şiddeti dayatarak kazanım elde etmek" isteyenler ne durumdalar, dışarıda ve içeride neler yapıyorlar?..
Bu soruların hedefi PKK ise, sınırda yaşananlar zaten bellidir;
Son dört yılda Türkiye içerisindeki büyük operasyonların baskısından bunalarak önce Irak'a, (orada da barınamayınca) Suriye'ye kaçan PKK birimleri, örgütün bu ülkedeki uzantısı PYD/ YPG saflarını daha da büyüterek (kimi yabancı medya kaynaklarına göre) Amerika'nın da desteğiyle yüzbin kişilik bir ordu bile oluşturdular...
Ve ne ilginç ki düne kadar "bir avuç şaki" olarak gazetelere manşet olan PKK'lılar artık son teknoloji silahlar, ağır makinalılar, son hızla lojistiği sağlayan araç- gereçler ve yine yerli- yabancı basına yansıdığı gibi, "helikopter", hatta "tanklara kadar" ulaşan bir örgütlenmeye gittiler...
Amerikalılar'ın sadece silah değil, para yardımının yanı sıra, askeri eğitim de vererek PKK'yı büyüttüğüne ilişkin iddialar yerli-yabancı medyaya sıklıkla yansırken, bölgedeki ABD'li yetkililer iddiaları reddetmiyor, Türkiye ise ardı ardına yapılan uyarılara rağmen bu yapıyı şu ana kadar bozmuş değil...
İşte Nisan ayında başlatılan Pençe-Çekiç operasyonlarının ardından Türk ordusunun hedefi bir kez daha Suriye'deki PKK unsurları...
AKP yönetiminin açıklamalarına bakılırsa, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu konudaki hazırlığı da devam ediyor...
Belli ki PKK'ya bu kez çok büyük bir darbe vurulması ve sınırda kalıcı bir kuşatma planlanıyor...
Suriye'den sızan kaos!..
Türkiye'yi sınır ötesinde teyakkuza geçirten ve büyük bir kuşatma çemberi yaratan operasyonlarının hedefinde sadece PKK yok...
Kimi kesimler, AKP lideri Erdoğan'ın "Suriye'de de 4 milyon kişiye biz bakıyoruz" şeklindeki açıklamasına ve Türkiye'nin Suriye içinde konut-sağlık- eğitim yatırımları yapmasına tepki gösterse de, devletin bu konudaki hassasiyeti çok farklı...
Çünkü PKK bir yandan bölgede ordulaşmaya çalışırken, diğer yandan da Türkiye sınırının tamamında yayılmak için her fırsatı kolluyor...
İşte Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırın ötesindeki yatırımlarının bir sebebi de hem bu yayılmayı durdurmak, hem de bölgedeki milyonlarca Suriyeli'nin PKK baskısı altında, örgüt saflarına karışmasını önlemek...
Anlaşılıyor ki ortaya çıkan yönetim ve irade boşluğunu PKK'nın doldurmaması için her şeyi yapıyor devlet...
Ancak Arap Baharı teranesiyle iç savaş kışkırtıcılığının yüzbinlerce insanın yaşamına mal olduğu Suriye'de, Esat yönetimi savaşın yıkımını onarmaya çalışırken, bölgede sadece PKK'nın olmadığı da biliniyor....
Yazının başında dikkat çekildiği gibi, dört büyük sınır ötesi harekatta darbe alan tek örgüt de PKK değil...
Önce El Kaide, sonra IŞİD adı altında (bölgede bir şetiat devleti kurmaya çalışan) Selefi örgütler var ki, onlar sınır ötesi operasyonlarla büyük dağınıklık yaşarken, ne tuhaf ki (bir bölümü nasıl daha önce sığınmacıların arasında Türkiye'ye kaçtıysa) diğer bölüme de ordunun Suriye'deki operasyonunun ardından Türkiye'ye sızmayı başardılar...
Bunlar sadece bizim saptamalarımız değil... Bizzat İçişleri Bakanlığı'nın bölgede yakalandığını açıkladığı militanlara bakılırsa, büyük bölümü IŞİD ve El Kaide saflarında bulunmuş, Türkiye içerisinde silah ve mühimmat sokarken gözaltına alınmışlar...
Aralarında IŞİD'in cellatları, bombacıları, üst düzey yöneticileri, hatta Irak ve Suriye'de yüzlerce kişinin öldürüldüğü toplu katliamların emrini veren ele başları da varmış...
Ne tuhaf ki bazılarının vatandaşlığa alındığı, bombacı olduğu tespit edilen bazılarının da Bursa'da olduğu gibi doğalgaz servis içinde çalıştığı ortaya çıkmıştı!!!
IŞİD'e yönelik son 5 yılda yapılan operasyonlarda 3 binden fazla militan yakalandı, bin kadarı cezaevinde...
Ancak bu operasyonlara rağmen yurt içinde halen binlerce IŞİD yanlısının "sığınmacı" adı altında dolaştığından kuşku duyulmazken, daha tehlikeli gelişmeler de var!..
IŞİD'in mal varlığına darbe!..
Peki; Türkiye'ye kaçan El Kaide ve IŞİD yanlıları arasında, örgütün sadece silahlı militanları- bombacıları- lojistik elemanları- cellatları ve üst düzey yöneticileri mi var?.. Ne yazık ki değil...
Maliye Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayımlanan kararına bakılırsa, El Kaide ve IŞİD yanlısı 29 kişi ile bir şirketin Türkiye'deki mal varlıkları donduruldu... Gerekçe, teröre destek vermek...
Resmi Gazete'deki listeye bakıldığında hiç kimse şaşırmadı... Çünkü mal varlıkları dondurulanların neredeyse üçte biri Suriyeli, diğerleri ise Türk vatandaşı...
Yani bir dönem Irak ve Suriye'den sonra Türkiye içerisinde de intihar saldırıları ve bombalı eylemlerle yüzlerce kişiyi katleden Selefi örgütlerin yerli-yabancı işbirlikçileri Türkiye içerisinde ekonomik yatırımlarda bulunmuşlar, Ankara'da şirket kurmuşlar, mal varlıkları edinmişler...
Irak'tan- Suriye'den- Libya'dan- Lübnan'dan ve Afrika ülkelerinden on binlerce radikal dincinin, Suriye iç savaşı sırasında Türkiye'ye sızması yetmez gibi; bir de terör örgütlerine mali destek sağlamak için şirketler kurabilmesi ve tabii ki hücreler oluşturabilmesi dehşet verici!..
Tehlikeli Selefi örgütlerin Türkiye içerisinde siyasi- askeri ve ekonomik açıdan nasıl örgütlendiklerini bir kez daha deşifre etti Resmi Gazete'deki karar...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörünün belini kırmak için Suriye içerisinde beşinci operasyona hazırlandığı bir dönemde, IŞİD ve El-Kaide'nin Türkiye içerisinde mal varlığı oluşturmasının üzerinde çok dikkatle düşünülmesi gerekiyor... Çünkü bunlar Türkiye'de ev alan sıradan Araplar değil!..
O halde, geçen hafta IŞİD'in üst düzey bir yetkilisinin Ankara'da yakalandığı ortaya çıkmışken, (Askeri yapılanması yetmezmiş gibi) ekonomik açıdan da örgütlenen terör grupları Türkiye'de neyin peşindeler?..
Devlet mutlaka izliyor olmalı...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac