EJDERHA'nın FIRLATTIĞI BUMERANG!..

Bakınız şu dünyanın türlü türlü haline... Neyin ne olacağı, kimin nereye varacağı çoğu zaman hiç ama hiç belli olmuyor!.. Yani “bir koyup üç almayı” düşlerken elindekinden de olabilir, hatta yarattığın “düşman”a muhtaç bile kalabilirsin!!!

Kader, rastlantı, çakışma, kesişme vs... Ne derseniz deyin dünyanın bin türlü hali içinde bazen öyle olaylar yaşanıyor ki, ne dünün kanıtı kalıyor ortada ne de geleceğin garantisi...

Şu satırları okuyunca “Bırak felsefeyi de asıl meseleye gel” diyeniniz olabilir ama bilirsiniz ki, bu köşedeki arkadaşınız, yazıya hiç beklenmedik yerlerden girip sonra da meselenin özüne bağlanmayı çok seviyor...

Kamuoyunun bugünlerde ilgisini çeken en önemli mesele Suriye... Hani şu dört bir yandan alçakça kuşatılan, kan gölüne çevrilen ve adeta iç savaş çıkartılan Suriye...

İşte Suriye merkezli öylesine ilginç dönüşümler kapıda ki, hem “alma mazlumun ahını dedirtiyor” hem de ne ilginçtir ki, “eski dost düşman olmaz” sözüne muhtaç ediyor...

Ülkemize en yakın komşumuz 4 yıl önce palazlandırılan “Arap Baharı” faşizminde yem olarak belirlenirken, herkes Şam’ın da tıpkı Irak’ın Bağdat’ı ve Libya’nın Trablus’u gibi teslim olacağını düşündü... Yeşil dolardan sarık yapan kiralık caniler ordusunun cellatları, tıpkı Saddam ve Muammer Kaddafi gibi Beşar Esad’ı da linç etmeye hazırlanırken sert kayaya rastladılar...

Düşünsenize; ABD, Avrupa, Türkiye, IŞİD, El Nusra, ÖSO ve ihanetçi Suriye aşiretleri elbirliğiyle 4 yıldır Esad rejimini yıkmaya çalışırken, ne yazık ki Türkiye’nin yanı başında dört başlı bir ejderha da yarattılar...

Şiddetin kanlı kolları!..

Ancak her gün yeni bir baş veren BOP ejderhası Şam’da gövdesine yuva ararken, artık kanlı kollarıyla başta Türkiye olmak üzere tüm dünyayı tehdit ediyor... Hem de ucunda kelle sallanan bir barbarlık tehdidi ki, “medeniyetin tek dişi”ni bile çekmeye hazırlanıyor...

O ejderha aylardır Suriye sokaklarında topluca infaz yapıyor, kafa ve kol kesiyor, insanları damlardan ve uçurumlardan atıyor, hatta masumları kafeslere kilitleyerek suda boğuyor... 

Sözde İslam’ın ilk çıkış noktasındaki Selefiliği referans alan ve sözde Irak ve Şam’da bir “İslam Devleti” kurmayı planlayan IŞİD katliam yaptıkça büyüyor ve caniliği ne yazık ki şeriat peşindeki şiddet yanlıları için de çekim merkezi haline geliyor!..
IŞİD’in geçen hafta yaptığı kanlı eylemlerden de anlaşıldığı gibi, işgalci barbarlığının Truva ejderhasının bir kolu Fransa’da, bir kolu Irak’ta, bir kolu Tunus’ta... Belli ki, ejderhanın ağzından saçılan ateş yakında dünyanın birçok ülkesinde de cana yakacak...

Çünkü ABD-Avrupa-Türkiye üçgeninde tasarlanan Suriye’nin işgali ve parçalanması planı, ejderha kılığında bir bumeranga da dönüştü... 

Bumerang Avrupa’dan fırlatıldığında, El Kaide-IŞİD ittifakı Fransa’yı vurdu... Washington’dan savrulduğunda, ABD askerlerin başlarını kopararak Beyaz Saray’a geri döndü...

Esad’la saf tutmak!..

Sözün özü şudur; Şam’daki Aslan’ı (Esad Arapça’da Aslan) boğmaya çalışan emperyalist gaflet, Suriye’nin ortasında öylesine büyük bir ejderha yarattı ki, giderek büyüyen kollarıyla tüm dünyayı da boğmaya çalışıyor...
İşte bu yüzden işgalciler yakında bu maskeli ejderhayı boğmak için Esad’dan yardım isterlerse hiç şaşmayınız... 
Hele 4 yıl önce, “24 saatte Şam’a gireriz” diye soytarılık yapan AK troller, iktidar uşağı kiralık kalemler ve “Cuma namazını Şam’daki Emevi Camii’nde kılacağız” diyenler, Esad’la, hem de Sultanahmet Camii’nde saf tutarlarsa şok yaşamayınız!..

MGK’da sessiz dönüşüm!..

Siz sanıyor musunuz ki, özellikle Türkiye’nin yalnızca IŞİD konusunda Esad’la eninde sonunda masaya oturacağını?.. Peki, Türkiye’nin PKK konusundaki sessiz sedasız değişen tavrına ne demeli?..

İşte Türkiye’nin neredeyse bu kırk yıllık terör meselesi “açılım” takiyesi nedeniyle ölüm döşeğindeki PKK’yı dirilterek Suriye içinde devlet kurma aşamasına getirdi ya, Ankara, sınır aşan tehdidin boyutlarının henüz farkına varmış olmalı... Bizim şaşkın matbuat olayı yansıtmaktan kaçındığı için Türkiye’nin PKK meselesindeki strateji değişikliğini de yalnızca Aydınlık duyurmuştu...

Dünkü Aydınlık’ın tepesindeki MGK haberiyle manşetindeki “PKK’da koridora müdahale telaşı” başlığındaki ortak vurgu hem tehdidi, hem strateji değişikliğini, hem de alınacak önlemleri özetliyordu...

Baksanıza, Suriye’de, ABD-İsrail koridoruna karşı alınacak önlemlerin görüşüldüğü MGK toplantısında, “PKK ile mücadele kararlılığı” da öne çıkmış... Son bir yıldır MGK bildirilerinde dikkat çekilen “çözüm süreci” vurgusuna da önceki günkü MGK bildirisinde yer verilmemiş...

PKK’lı Murat Karayılan bu bildiriyi sezdi de mi, “TSK Suriye’ye girerse Türkiye’nin her yer savaş alanı olur” diye Ankara’yı tehdit etti acaba?..

Sınırı aşmanın çöküşü!..

Umarız yazının başından itibaren dikkat çektiğimiz çıkmazı yani, Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini düzeltme zorunluluğunu ve IŞİD ile PKK’ya karşı mücadele konusunda tavır değiştirmek zorunda kalacağını anlatabildik...

Görüyorsunuz işte evdeki hesap çoğu zaman çarşıya uymuyor... AKP iktidarının hem “açılım” hem de Esad konusunda geri adım atma noktasına sürüklenmesi üç tehlikeli gafleti dışa vururken ders de veriyor:

Bir; hiçbir devletin içişlerine karışmayacaksın, taşeron olmayacak ve kendini kullandırmayacaksın...

İki; aslanı tilkiye boğdurmaya çalışırsan, beslediğin caniden bir ejderha yaratırsın ki, bir süre sonra kollarıyla seni de boğmaya çalışır...

Üç; önünü arkasını hesaplamadan, gelirini giderini öngörmeden, “açılım, çözüm” gibi yaşamsal konularda fazla açılmayacak, sınırsız davranmayacaksın!.. Yoksa hiçbir şeyde sınır mınır kalmıyor!..


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac