EMİNE ÜLKER TARHAN İSTİFA GEREKÇESİNİ ANLATIRKEN CHP'LİLER NE YAPIYORDU?

“Bir hedefim var...”


Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa eden Emine Ülker Tarhan, yapılan spekülasyonlara “yeter” demek için önceki gün medyanın karşısına çıktı ve gayet net, hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak denli mert bir şekilde o hedefi açıkladı:

-Öksüz kalmış bir davayı yeniden inşa etmek, Cumhuriyet davasını... Demokrasi davasını... Kimsesizlerin davasını...

Bu, benim de hedefim... Bu ülkenin yüreği kanayan, içi parçalanan tüm yurtseverlerinin, cumhuriyetçilerinin de en büyük hedefi... Bu ülkeyi “vatan” bellemiş, umudunu, çocuğunun geleceğini bu topraklara bağlamış on milyonlarca pırıl pırıl insanın da hedefi...

Tarhan, bu amacını niçin Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal’in partisinde gerçekleştirmek için çaba göstermediğini, istifa ettiğini de anlattı basın toplantısında. Ben anlatıyormuşum gibi anlattı... umutsuzluğu ve öfkesi taşmış bir cumhuriyetçi, her an “ne yapmalı” diye soran bir yurtsever devrimci gibi anlattı... “Ayrıldığım kapı kıymetlidir, kurucu partidir, sorumluluğu vardır, ne yazık ki yönetenler bunun idrakinde değil” dedi. “her yenilgiye zafer diyen anlayıştan sıkılmıştım” dedi...

Tabanın masaya yumruk değil, iktidar istediğini, Ak saray ile temsil edilen kirli hanedanlıktan hesap sormak gerektiğini anlattı... Ve sevgili Süheyl Batum’dan ödünç aldığım sıfatıyla “Cumhuriyet kızı”, tüm söylediklerini, anlattıklarını ve de açıkça meydan okumasını şu özdeyişle taçlandırdı:

- Dizleri üzerinde yaşamaktansa ayakları üzerinde ölmek iyidir!..

EMİNE ÜLKER TARHAN AÇIKLAMA YAPARKEN CHP'LİLER NE YAPIYORDU?

Tarhan bunları söylerken, uzaklarda, Antalya’da CHP’nin kampı vardı...

Ne yapıyordu arkadaşlar bu kampta?.. “Neden oy alamıyoruz?” sorusuna yanıt arıyordu... Konuşmalar yapıldı, öneriler havada uçuştu... İkisini paylaşalım:

-Ensar Öğüt, CHP’nin iktidar olması için “ineklerin özgür yetiştirilmesini” önerdi.. Niçin? Çünkü merada özgür yetişen ineklerde “Omega 3” yüksek olurdu, onu yiyen nesiller de zeki olup CHP’ye oy verirdi... Gülmeyin!..

-CHP’nin ekonomik politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, hani şu “kapitalizme uyum sağlamalıyız” cevherini topluma takdim eden arkadaş ise, iktidara gelmek için kreş, kadınlara kurs gibi daha önce hiç kimsenin daha önce aklına gelmeyen(!) belediye faaliyetlerini önerdi, iyi mi?..

Söylemesi acı ama Emine Ülker Tarhan, işte tam da bu kafa yapısıyla hiç bir yere gidilemeyeceğini gördüğü için istifa etti!..

* * *

CHP’de “manzara-i umumiye” maalesef budur!..

Türkiye, bir ateş çemberinin içinde kavrulurken, Büyük devrimcinin 87 yıl önce Meclis kürsüsünde dile getirdiği “Gençliğe Sesleniş” indeki her satır tek, tek yaşama geçirilirken, ülkenin tersanelerine kadar girilmişken, birileri “Yeni Sevr” in şartlarını dikte etmeye hazırlanırken, “iç savaş” tamtamları her an biraz daha yüksek çalarken, bu ülkenin umudu olması gereken parti, Antalya’da beş yıldızlı bir otelde, yukarıdaki konuşmaları yapmaktadır!!!

CHP SARSILMALIDIR

Bu CHP sarsılmalıdır, hem de büyük, çok büyük bir şiddetle.. İçinde ona ait olmayan ne varsa dökülünceye, ayrışıncaya, terk etmek zorunda kalıncaya dek sarsılmalıdır... Cumhuriyeti kuran bu parti, cumhuriyet düşmanlarından, tarikat artıklarından, etnik ayrılıkçı ajanlardan kurtulmalıdır. Şayet daha sade, daha açık bir şekilde söylemek gerekirse:

-CHP, “Majestelerinin Muhalefeti” olmaktan kurtulmalı, Cumhuriyetin en güçlü, en yetkin kurumu olma işlevine geri dön(dürül)melidir...

Emine Ülker Tarhan’ın başlattığı bu “arınma/arındırma” hareketi, parçalanmanın, bir kabile devletine dönüşmenin eşiğindeki Türkiye için hem büyük bir umut, hem de kullanabileceği belki de son şanstır...

Belli ki, başka ayrılıklar da olacaktır CHP’den... Tarhan’ı takip eden istifalar gelecektir peş peşe... Gidenler bir gün döner, mücadelesine kaldığı yerden devam eder. Bu geçmişte de yaşanmıştır, korkulacak, “eyvah” denilecek bir yanı yoktur.

Asıl korkulması gereken; CHP yönetimini ele geçirmiş olan, “Majestelerinin muhalefeti” zihniyetidir!.. Yukarıda tek tek saydığım, CHP ile uzaktan yakından ilgisi olmayanların, genel merkezi işgal etmiş olmasıdır. Büyük devrimci Mustafa Kemal’e ve onun kurduğu partiye gönül verenlerin kurtulması gereken de işte budur...

Hep alçak sesle konuşulan, ancak bir türlü açıkça ifade edilmeyeni ilan ederek bitirelim:

-CHP, ya süratle Cumhuriyetçileri temsil eden hüviyetine kavuş(turul)malı, ya da bu hüviyeti onurla, gururla taşıyacak yeni bir oluşum vakit geçirmeden inşa edilmelidir!..


https://twitter.com/umit_zileli