"İÇ SAVAŞ" SİLAHLARI NEREDE?..

Kadın cinayetleri, aşiret kavgaları, maganda eylemleri, mafya faaliyetleri, uyuşturucu çatışmaları ve kan davalarında kullanılmayı çoktan aştı bireysel silahlanma meselesi...

Bir de karanlık olaylar var ki; işte bireysel silahlanmayı çok daha ürkütücü boyutlara çekiyor...

Çünkü PKK'dan, IŞİD'den, El Kaide'den ve karanlık mafya faaliyetlerinden daha tehlikeli bir örgütlenmeye gidiyor bireysel silahlanma furyası...

Örneğin; 15 Temmuz 2016'daki Fethullahçı "darbe" girişimi ile birlikte başlayan "kayıp silahlar" meselesi sadece devletin envanterindeki silahların üzerindeki giz perdesini sorgulatmadı, Türkiye'de karanlık bir furyaya dönüşen bireysel silahlanmanın dehşet verici tehlikesini de gündeme getirdi...

Bu köşeden daha önce sormuştuk;

"Bir ülkede bölücüsünden gericisine kadar terör örgütleri 36 yıldır eylemler yapıyorsa, o ülkede tuhaf-karanlık ve sarsıcı olaylar da bitmez!.."

Ancak tek mesele Türkiye'ye kaçak sokulan silahlar değil...

Devletin envanterinde "kaybolan silah ve mühimmatlar"ın yanısıra, bir de kontrolsüz olarak, hatta internet üzerinden pompalı silah satılması gibi bir vahamet de sürüyor ki, eyvah eyvah!!!

Ne tuhaf değil mi, "25 milyon adet" olarak telaffuz edilen bireysel silahlanmayla ilgili devletin hiç bir kurumu gerçeği açıklamaya yanaşmıyor!..

Üstelik AKP iktidarı, muhalefetin tüm girişimlerine rağmen konunun araştırılmasını bile istemiyor!!!

CHP'li GÖKER YANIT ALAMADI...

Örneğin CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, İçişleri Bakanlığı'nın 2017 yılı faaliyet raporunda yer alan "kayıp silah sayısı"yla ilgili Meclis'e, Araştırma Önergesi vermişti...

Mehmet Tüm, 3 yıl önce TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İçişleri Bakanlığı'nın kayıp silahlara ilişkin gerçekleri sakladığına dikkat çekerken şöyle demişti;

"İçişleri Bakanlığı'nın verilerinde, 2014 yılında kayıp silah sayısı 14 bin görünürken, her ne hikmetse, bu sayı 2017 yılında 106 bine çıkıyor!.. Kayıp silah sayısı sadece 3 yılda yüzde 720 artmış durumdadır. Ateşli silah nedeniyle her gün onlarca insan yaşamını yitirmektedir. 106 bin silahın kayıp olması sizleri gerçekten korkutmuyor mu?"

Tüm'ün sorularına yanıt alamazken, bu kez CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, 2017 Mart ayı başında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na şu soruları sormuştu;

"Son yıllarda ruhsatlı silah satışlarının azalmasının karşısında, ruhsatsız silah satışlarının patlama yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?.. Şiddet olaylarının azaltılabilmesi ve insanların silaha ulaşmalarının zorlaştırılması için bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?.."

İstanbul'da bir liselinin sınıf arkadaşı tarafından pompalı tüfekle katledilmesinin ardından İYİ Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ahat Andican da, pompalı silah rezaletini ve piyasadaki başıboşluğu TBMM gündemine getirmiş, İçişleri Bakanı'na sorular sormuştu...

Vekiller sorularına net bir yanıt alamazken, 3 yıl önce bu köşedeki yazı aşağıdaki soruyla bitmişti;

"Ürkütücü boyutlara ulaşan silahlanma, terör ya da darbe olasılığına karşı bir devlet politikası mı, yoksa ülkede birileri gizlice milis yapı ya da paralel ordu mu kurduruyor?.."

Ne tuhaf ki, tüm bu sorulara karşın,

TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada, "kayıp silahların araştırılması" önergesi AKP'li vekillerin oylarıyla reddedilmişti...

BİR YILDA YÜZBİNLERCE RUHSAT!..

Muhalefetin soru önergeleri ve tepkilerine rağmen, iktidarın tuhaf ve ürkütücü bir sessizliğe gömülmesi dikkat çekiciydi ama; hem 25 Aralık 2017'de, hem de 26 Eylül 2020'de bu köşede, bireysel silahlanmanın tehlikeli bir furyaya dönüştüğüne dikkat çekmiş ve bazı ürkütücü verileri de sıralamıştık...

Örneğin; Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi'nin 2016 verilerine göre, (15 Temmuz darbesinin yaşandığı) bir yıl içinde polis bölgesinde çıkartılan ruhsat sayısı "688 bin 843"e ulaşmıştı!..

Umut Vakfı'nın verilerine göre ise Türkiye'de yalnızca 2016 yılında yaşanan 2720 bireysel silahlı saldırı olayında 2056 kişi yaşamını yitirmiş, 1961 kişi de yaralanmıştı...

İçişleri Bakanlığı'nın 2017 yılı Kasım ayında yaptığı açıklamaya göre de, 23 ay içinde, 1 milyon 629 bin 587'si yivsiz tüfek ve 704 bin 111'i tabanca olmak üzere toplam 2 milyon 333 bin 698 silah ruhsatlandırılmıştı...

Bakanlığa göre, 2016 yılında 26 bin 818 olayda ateşli silah kullanılmıştı... 2017 yılının 10 ayında ateşli silahlarla 23 bin 498 olay meydana gelmiş, ele geçirilen 10 bin 790 silahın yüzde 12,9'unun ruhsatlı, yüzde 87,1'inin ise ruhsatsız olduğu saptanmıştı...

PEKER'in ÜRKÜTÜCÜ İFŞAATI!..

Yukarıda rakamlarla dikkat çektiğimiz bireysel silahlanmanın terör unsurları açısından yol açacağı tehlike ise son olarak Cübbeli Ahmet'in Selefiler üzerinden yürütülen silahlanmanın ülkeyi iç savaşa sürüklediği konusundaki iddialarıyla gündeme gelmişti...

Devlet, Cüppeli'nin adını vereceğini söylediği 150 Selefi derneğinin yönetici ve üyeleri hakkında ne yaptı acaba?..

Ya da İçişleri Bakanı'nın "baskın yaptık" dediği 25 Selefi derneğiyle son yıllarda yakalanan 5 bin El Kaide ve IŞİD militanında ne kadar silah ele geçirilmişti?..

Devletin envanterinde kaybolan onbinlerce silah, internetten pompalı silah satılması ve milyonlarca insana silah ruhsatı dağıtılması konusunda başını kuma gömenler, Cübbeli'nin iddiasının üzerine ciddiyetle gittiler mi acaba?..

Evet; gizemli-ürkütücü-karanlık bireysel silahlanmayla ilgili Cübbeli Ahmet'in, "Selefiler silahlanıyor, iç savaş çıkartacaklar" şeklindeki iddialarından ve Sedat Peker'in AKP'lilere dağıtıldığını öne sürdüğü bir kasa Kalaşnikof'tan çok daha fazla tehlike var bu ülkede...

Silahlanmadaki gidişatı, karanlığı ve tehlikeyi Peker çok daha fazlasını anlatınca mı göreceğiz, yoksa devlet harekete geçince mi?..  

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac