İZMİR'in DERİN ÇIKMAZLARI!..
İZMİR- 30 Ekim 2020 günü İzmir büyük bir depremle sarsıldı...
Çünkü o deprem 2020 yılında yeryüzünde meydana gelen depremler arasında en ölümcülü olarak kayıtlara geçmişti...
Kandilli Rasathanesi depremin şiddetini 6,9, AFAD 6,6, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ve Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi ise 7,0 olarak açıklamıştı...
Küçük çapta bir tsunaminin de oluştuğu deprem sonrasında en büyüğü 5,2 şiddetinde olan 3.550 artçı sarsıntı meydana gelmişti...
İzmir'le birlikte Ege Bölgesi'nde büyük korku yaratan deprem Türkiye ve Yunanistan'da 119 kişinin ölümüne ve 1053 kişinin ise yaralanmasına yolaçmıştı...
Peki; son 100 yıl içinde, 6 şiddetinden büyük en az 29 depremin meydana geldiği İzmir'e ve sık sık büyük sarsıntılarla gündeme gelen Ege Denizi ile son depremin merkez üssünün 250 kilometre çevresindeki tehlikeli bölgeye niçin mi dikkat çektik?..
DEPREM ve GÖKDELEN CEHENNEMİ!..
Gaziemir'deki havaalanından İzmir'e doğru gidince, sadece Buca, Karabağlar ve Bayraklı ilçelerinin çevresindeki o çarpık yapılaşma ve görsel kirlilik yaratan gecekondu cehennemi dikkat çekmiyor...
Kordon'un güzelliğinin ve Karşıyaka'nın çekiciliğinin örtemediği bir başka sıkıntı ise (daha geçen yıl yaşanan depremin yıkıcı etkileri imar tartışmaları yaratmışken) çarpıklığın ortasında yükselen devasa gökdelenler...
Çoğu, ünlü inşaat firmalarınca yapılan rezidansların İzmir depreminde gördüğü zarar unutulmamışken ve depremin etkileri korkuyu halen zihinlerde tutarken, kentin silüetini de bozan ve gecekonduların yanında çarpıklığı artıran 30 ve 60 kat yüksekliğindeki gökdelenlerin ürkütücü görüntüsü akıllara durgunluk veriyor...
Konak, Bayraklı ve Bornova'da 25 ve 48 kat arasında onlarca gökdelen yetmemiş olacak ki, aynı bölgede bazıları 60 kat ve 250 metre yüksekliğindeki gökdelenlerin yapımı da devam ediyor.
Tüm bu çarpıklıklar İzmir'deki tehlikenin işaretleri olmaktan öteye gitmiyor...
İzmir gibi son 100 yılda yıkıcı depremlerin yaşandığı bir kentte, zemini şüpheli alanlarda bile gökdelenlere niçin ve nasıl izin veriliyor sorusu bölge halkını tedirgin ederken, hem AKP'li Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hem de İzmir'deki CHP'li yerel yöneticilerin ranta karşı umursamaz tavrı yöre halkının tepkisini de çekiyor...
KONAK'ta OTOPARK KEŞMEKEŞİ...
İmar çarpıklığının büyük boyutlara ulaştığı İzmir'de, olası depremlerin tedirginliği sürerken, zaten yoğun olan trafiği keşmekeşe dönüştürecek ve Konak gibi kentin en merkezi yerinde otopark sorununu arttıracak, üstelik esnafı olumsuz etkileyecek bir tartışma da büyüyor...
Konak'taki Çankaya bölgesinde çok katlı bir otopark var... 1988 yılında Burhan Özfatura'nın yaptırdığı 1100 araç kapasiteli, 9 katlı otoparka günlük en az 3 bin araç giriş-çıkış yapıyormuş...
Yüzde 48'i Vakıflar, yüzde 48'i İzmir Belediyesi ve yüzde 4'ü de Ziraat Bankası'ına ait olan otoparkı nedense yıkmak istiyormuş belediye...
Şehrin merkezinde, çok değerli bir arazi üzerine kurulu otoparka çürük raporu almak için sık sık "karot" (örnek) alınıyormuş!.. Ancak bu örneklerle ilgili raporlar üzerinde derin kuşkular bulunuyor!..
İddiaya göre "iki firma binaya sağlam raporu vermiş", üçüncü firma "yıkılabilir" raporu verince Vakıflar itiraz etmiş ve konu Çevre Bakanlığı'na yansımış... Kimi yetkililer diyor ki "bu otopark bile çürükse, tüm İzmir'deki binalar sakat olmalı!.."
Belediyenin, çevredeki Agora turizm bölgesini genişletmek iddiasıyla yıkmak istediği otoparkın ortadan kalkması halinde, hem otopark sıkıntısı yüzünden bölgedeki trafiğin kilitleneceğinden hem de Kemeraltı ve çevresindeki ekonomik çarkın duracağından şikayet ediliyor...
Bu arada, otoparkın altındaki 80 esnaf, belediye ve diğer kurumlarda muhatap bulamıyor... Belediye esnafın halinin ne olacağını ve onların nereye gideceği konusunda hiçbir açıklama yapmamış...
Peki; İzmir gibi bir deprem bölgesinde 9 şiddetindeki depremlere dayanıklı olarak inşa edildiği belirtilen bir bina neden yıkılmak istenir acaba?
Aylık 500 bin lira gelir getiren bir otopark alanının "birilerine peşkeş çekileceği" kuşkusu da var ki; Başkan Tunç Soyer'in, yıkılması halinde bölgeyi karmaşaya sürükleyeceği belirtilen otopark üzerinde neler döndüğünü halka açıklaması gerekiyor...
HARMANDALI, ÇÖP, GAFLET!..
Sadece deprem tehdidi, gecekondu çarpıklığı, gökdelen furyası ve merkezî yerlerde yaşanacak otopark keşmekeşi İzmirlileri endişelendirmiyor...
İzmir'in Çiğli ilçesine bağlı Harmandalı mahallesinde yıllardır çözülmeyen bir çöp sorunu var ki, bölge halkını isyan ettiriyor... Bölgede mayıs ayında derin çatlaklar ve toprak kayması sonucu 6 ev kullanılamaz hale gelmiş.
Mahalle sakinlerine göre sızıntı ve aşırı depolamanın basıncı yüzünden konutlarda toprak kayması yaşanıyor ve bölge tehdit altında...
Kötü koku ve sızıntı nedeniyle çocukların ve yaşlıların sağlığından da endişelenen vatandaşlar, 2019'un Kasım ayında, sosyal medya hesabından, "Harmandalı atık depolama alanı, artık bir elektrik santraline ve yeşil alana dönüşüyor" diye yazan Tunç Soyer'in sözünü tutmasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor...
"CHP'nin kalesi" olarak nitelendirilen, ancak Menemen gibi bir ilçenin AKP'ye kaptırılması, "FETÖ'cü" bir başkan nedeniyle de Urla Belediyesi'ne kayyum atanması nedeniyle yerel yönetimlerde yaşanan erozyon, kentteki sorunlarla birlikte, İzmir'de derin çıkmazlar yaratıyor...
Başkan ve CHP yönetimi, "Nasıl olsa bölge halkı Atatürk için bize oy veriyor" gafletinden uyanarak kenti bu sorunlardan arındırmazsa, ilk seçimde sıkıntı yaşanacağından kimse kuşku duymuyor...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac