KARANLIKTA İNTİHAR ÇIĞLIĞI!!!
Yedi katlı bir binanın çatısına vuran ay ışığı, bir yuvaya çöken karanlık, kasvet ve çaresizliği giderememiş olmalı ki, çevreden çığlık sesleri yükseliyordu...
"Dur yapma" bağrışmaları arasında boşlukta savrulan bir bedenin son görüntüsü, pencerelerden karanlığa yansıyan ışıkla savruldu mahallenin üzerine...
Sonra gecenin karanlığını yırtan çığlıklar ve öfke savruldu Antakya semalarına..
Türkiye'de son yıllarda, adeta zincirleme salgın haline gelen intiharlardan birinin sosyal medyaya yansıyan video görüntülerinden aktarıldı yukarıdaki satırlar... 25 yaşındaki bir gencin intiharıydı bu...
Ve eminim ki, son 24 saat içinde, Diyarbakır'dan İzmir'e, Mersin'den Antakya'ya kadar, aralarında zor duruma düşmüş, borç batağına saplanmış esnafın da bulunduğu 7 kişinin intiharının ardından, herkesin aklına AKP cenahı ve destekçilerinin yoksullukla ilgili, insan zihniyle alay eden açıklamaları geldi...
"Millet fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş"ken, kimileri siyanürle, kimileri silahla, iple intihar ederken ve olaylar tüm memleketi sarsarken, "Türkiye'de yoksulluk sorun olmaktan çıktı" demişti Zehra Zümrüt Selçuk adlı bakan...
Hele bir AKP'li vardı ki, çöplükten yiyecek toplayanların görüntüleri sosyal medyaya yansıdığında, "Açım diyor ama cep telefonu var" diye akıllara ziyan bir açıklama yapmıştı...
AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir'in 2019'un Kasım ayında, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde, "Bizim dönemimizde yoksul kimse yok" demesi unutulmadı...
AKP Avcılar Belediye Meclis üyesi Süleyman Çelik, Samsun'da eline "iş-aş" yazdıktan sonra intihar eden vatandaşın anımsatılması üzerine,
"... Lan biz 120 devlete şu hastalık dolayısıyla yardım yaptık ya... Kim aç?.. Arkadaşlar bana aç insanı gönderin... Ben onun bütün ihtiyacını gidereceğim" demesi infial yaratmıştı...
Diyanet yalanlasa da, "Fakirler cennette, şehit mertebesine yakın yedi kat yüksekte olacaklar. Belki de biz onları kıskanacağız" şeklindeki bir açıklama sosyal medyada yüzbinlerce kez paylaşıldı...
Ve atv'deki Ramazan programlarından büyük paralar kazanan ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, Sabah gazetesindeki köşesinde "Fakiri hor görme, zengine düşman olma" başlıklı bir yazı kaleme alabildi...
Zincirleme salgın gibi!..
AKP iktidarı, medyası ve destekçileri memleketi kasıp kavuran, yoksul ve zengin arasındaki uçurumu büyüten, sosyal bunalımları dehşet verici boyutlara ulaştıran tüm olayları toz pembe gösterme çabasına girse de, bazı vakalar var ki, bunların üzeri kesinlikle örtülemiyor...
İşte bir türlü durmayan zincirleme intihar vakaları da birer şamar gibi "gaflet, dalalet ve ihanet" içinde olanların suratına çarpıyor...
Önceki yıl İstanbul-Fatih ve Bakırköy'de, daha sonra Antalya'da onlarca insanın toplu olarak siyanürle intihar etmesi çok çabuk unutuldu...
Samsun'da, avuçlarının içerisine açlığa isyanını yazarak intihar eden vatandaşın demir korkuluklara asılı bedeninden yansıyan öfke halen zihinlerde...
Daha geçen haftalarda, Urfa'da 4 gün içinde 8 kişinin intihar etmesinin üzerinde ise kimse durmadı...
Oysa insanların çaresizlik, işsizlik, borç batağı ve geçim sıkıntısı nedeniyle; bünyelerini esaret altında tutan isyanı ancak intihar ederek dışa vurması, bu ülkeyi yönetenlerin en büyük utancı olmalı...
AKP'nin pervasızlığı...
İşsiz kalan gençler, öğretmenler, ev kadınları, aile reisleri, en çok da AKP'lilerin, "benim esnafım" diye pohpohlamaya çalıştığı küçük esnaf intihar ediyor bu ülkede... İşte dün bir kahvehane işleticisi ile bir kokoreççi de kıydı canına...
Sadece bir yandaş müteahhide 9,5 milyar destek verilirken, yalnızca 1.5 milyar destek verilen 1.5 milyon esnaftan onlarcasının kendilerini çaresizliğin intiharına bırakmasından çıkarılacak çok acı dersler var...
24 saat içerisinde 7 kişinin intihara sürüklendiği bir ülkede, kimilerinin iddia ettiği gibi "intihar vakaları dünya ortalamasının altında" değil...
TÜİK verilerine göre, AKP'nin iktidara geldiği 2002'den 2018'e kadar geçen sürede 50 bin 378 kişi yaşamına son vermiş bu ülkede...
Bu sayının 2021'in ortalarına kadar 60 bine ulaştığı tahmin ediliyor...
İntiharları tetikleyen en önemli gerekçeler işsizlik, geçim sıkıntısı ve doğal gazdan elektriğe, sudan gıda maddelerine kadar yapılan fahiş zamlar olmasına rağmen, iktidarın duyarsızlığı-pervasızlığı sürüyor...
Böyle bir ortamda Erdoğan'ın, "ekonomik sıkıntısı olan ülkelere destek vermeye çalışıyoruz. 156 ülkeye yardım sağladık" demesi kahredici değil mi?..
"Türkiye içerisinde 4, sınır ötesinde de 4 olmak üzere, toplam 8 milyon Suriyeli'ye bakıyoruz" şeklindeki açıklama çelişki savurmuyor mu?..
Evet; bu ülkede intiharlar durmuyor ve harcanan en az 80 milyar dolara rağmen Suriye meselesi de ülke kaynaklarını tüketiyor, işte bu çarpıklık Türk halkını da tüketmeye devam ediyor!!!
Söyler misiniz; muhalefetin geçtiğimiz Şubat ayında Meclis'e verdiği "intihar olayları araştırılsın" önergesini, "olayları sadece ekonomiye bağlamak yanlış" diyerek reddeden AKP'lilerin vicdanı sızlamıyor mu?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac