KÜLLERİN ÜSTÜNE YATMA TÜRKİYE!!!
Millet olarak, olayları çok çabuk unutma alışkanlığımız da var...
Bu durum Türkiye gibi gündemin çok hızlı değiştiği bir ortamdan mı kaynaklanıyor, toplumsal duyarsızlıktan mı, siyasetin gafletinden mi, yoksa medyanın "fikri takip" denilen kuralı iyice unutmasından mı?..
Eskilere değinmeye gerek yok ama, bu millet son yıllarda çok önemli olayları da çok kısa sürede unutuverdi...
Zincirleme halinde, neredeyse her 24 saatte farklı olayların yaşandığı bir ülkede, gündemler adeta büyük balığın küçük balığı yutması gibi birbirini yok ederken, çok yaşamsal olaylar da bir çırpıda geride kalabiliyor...
Ve siyasetten medyaya, iş dünyasından toplumun tüm katmanlarına kadar neredeyse herkes gündemdeki yeni vakanın peşine düşüyor, o gün ne yaşandıysa içinde bocalamaya, oyalanmaya devam ediyor...
Şüphesiz unutkanlık, duyarsızlık ve gündemin çok hızlı dönmesinden kaynaklanan önemli olayları hızlıca geride bırakmak, en çok da bunlardan rant elde edenlerin işine yarıyor...
Evet; AKP'nin iktidara geldiği 20 yıl öncesinden bu yana Türk insanını sarsan yüzlerce skandal da yaşandı bu ülkede...
Son bir yıl içerisinde yaşanan kimi önemli olaylar var ki, siyaset de bunları unuttu, medya da, toplum da...
İşte AKP ile CHP'yi birbirine düşüren Man Adası artık anımsanmıyor...
Bir kaç ay önce gündemi allak bullak eden "128 milyar dolar nerede" tartışması unutulup gitti...
Ziraat Bankası'ndan bir medya imparatorluğu yaratılması skandalının üzerine de artık giden yok...
En önemlisi de, son iki aydır ifşaatlarıyla ve yayınladığı belgelerle gündemi alt üst eden Sedat Peker'in açığa çıkardığı olaylar da gündem yoğunluğunda hızlıca kaybolup gidiyor...
Ve gündem karmaşası en önemli olayları unuttururken toplumdaki duyarsızlık şu soruları ortaya çıkartıyor;
Sanki büyük skandallar hiç yaşanmamış Türkiye'de?..
Sanki toplum infiale sürüklenmemiş, sanki AKP ile muhalefet birbirine girmemiş, sanki olaylar gazetelere manşet olmamış ve sosyal medyayı aylarca sallamamış?..
SAKIN UNUTMA EY YURTTAŞ!..
Velhasıl Türkiye'de, ulusun ve devletin geleceğini sorgulatan olaylar bile hızla perde gerisinde kalıyor...
Gündem bir canavarın dişleri arasında yok oluyor ve insanlar daha birkaç hafta öncesine kadar canhıraş biçimde üzerine gittikleri olayları bile anımsamıyor...
Peki; biz Türkiye'de artık alışkanlık haline gelen ya da iktidar ve medyasının da katkısıyla gündemden düşürülen olayların unutulması meselesini niçin mi anımsattık?..
Türkiye, 10 günden fazladır tüm önemli skandalları da unutturan zincirleme yangınlarla mücadele ediyor....
Yangın alanlarında soğutma çalışmaları sürerken, işte geçmişteki gafletten de yola çıkarak şu soruyu sormak Türkiye gibi bir ülke için yaşamsal önem taşıyor;
20 kentte 200'den fazla ayrı noktada çıkan yangınlar da, daha önceki büyük siyasi skandallar gibi unutulacak ve küllenmeye mi bırakılacak?..
Yani, muhalefet, sivil toplum örgütleri, medya ve Türk Milleti en son "128 milyar dolar nerede" vakasında olduğu gibi, yangının külleri üzerine yatarak, bu zincirleme ateş sarmalının yok ettiği ormanları, yaban hayatını ve söndürme çalışmaları sırasında can verenleri de, bir çırpıda unutacak mı?..
Hele de, yangınların çıkış gerekçeleri arasında gösterilen "rant" tartışmasını körükleyen (turizm bölgelerindeki yapılaşma yetkisini Tarım Bakanlığı'ndan Turizm Bakanlığı'na devrettiği ileri sürülen bir yasa değişikliği de) tartışılmışken, yok olan ormanların yerine neler yapılacağı ısrarla takip edilmeyecek mi?..
ERDOĞAN'ın SÖZÜNE TAKİP...
Evet; Türkiye'nin 20 kentini kasıp kavuran yangın felaketi kesinlikle unutulmamalı...
Ve bir yandan da, soğumaya bırakılan topraklar üzerinde nasıl oyunlar döneceği, birilerinin rant tezgahı açıp açmayacağı da her an, her gün ısrarla sorgulanmalı...
Çünkü bu yangının sonuçları da; duyarsızlık-ilgisizlik ve gaflet yüzünden tıpkı Bodrum Güvercinlik'te yakılan bir alana tatil köyü yapılması gibi bir sonuca benzerse, hiç kuşkunuz olmasın sosyal medyada ortalığı kasıp kavuran o çığlıkların boşa atıldığı bir kez daha kanıtlamış olacak...
O halde soralım;
Tıpkı CHP liderinin dediği gibi, bakalım yanan yerlere "bir çivi çakılmayacak" mı, oralara girebilecek iş makinalarının önüne yatılacak mı?..
Medya "fikri takip" denilen meslek kurallarını anımsayarak, en azından yangın alanlarında bundan sonra yaşanacak olayları takip edecek mi?..
En önemlisi de biz yurttaşlar, yangını çıkartanlara ve söndürme konusunda aciz kalanlara tepki gösterdiğimiz gibi, bundan sonra küle dönüşen turizm bölgelerinde yaşanabilecek rant oyunlarını sonuna kadar gündemde tutacak mıyız?..
Sözün özü şudur;
Erdoğan'ın dün yangınlarla ilgili yaptığı açıklamanın bundan sonrasını takip etmek muhalefetin, medyanın ve milletin boynunun borcu olmalıdır...
Aksine; 10 gündür verilen çabalar, atılan çığlıklar isyanlar, tepkiler-öfkeler, kuşkular ve mücadeleler boşa gider...
Bakınız hangi sözleri vermiş cumhurbaşkanı;
"Anayasanın 169. maddesi uyarınca yanan alanlar yeniden ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz. Buraların inşaata açılacağı yönündeki sözler yalandır. Asla böyle bir şey yoktur. Yeni ağaçlandırma doğal bitki örtüsü ile uyumlu olacak. 252 milyon fidanı inşallah yıl bitmeden dikeceğiz."
Evet; Bodrum-Güvercinlik'te yanan ormanın üzerine yapılan oteli de anımsayarak, Erdoğan'ın bu çok önemli ve çok iddialı sözünü sakın ola kimse unutmasın...
Biz kesinlikle unutmayacağız, unutturmayacağız...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac