MİLİTAN BÜROKRASİ KİMLERDEN BESLENİYOR?..

Eskiden de zıvanadan çıkmış bir grup ruh hastasının cumhuriyete-laikliğe-Atatürk'e yönelik saldırıları yansırdı medyaya...

Çünkü Demokrat Parti'nin 1946'dan itibaren tarikat ve cemaatlere verdiği tavizlerin ardından ortaya çıkan başıboşluk, cumhuriyete kin besleyen, Atatürk'e öfkeli zavallıları daha da cesaretlendirmişti...

1980'den sonra Turgut Özal iktidarıyla birlikte, bağnaz kesimlere verilen tavizler, bir de "benim memurum işini bilir" zırvası ile yan yana gelince, devlet memurluğu sistemindeki çatlaklar daha ciddi erozyonlara yol açtı...

Ve bu yapı 2002'den itibaren mürit-militanlarla birleşince, hem iyice yozlaşmış bir bürokrasi ortaya çıktı, hem de tarikat ve cemaatlerden cesaret alan pervasız bir memur örgütlenmesi!..

Ancak 1950'lerden itibaren siyasetin dincilikle başlattığı iş birliğinin sonuçları, hiçbir zaman AKP iktidarında olduğu kadar devletin sisteminde büyük çarpıklıklara yol açmadı...

Kılık kıyafet düzeninin yerle bir edildiği kamu kurumlarına girildiğinde, saçı sakalı birbirine karışmış, kravatsız pejmürde kıyafetlerle, kimin memur, kimin sıradan bir vatandaş olduğunun anlaşılmadığı bir sistem, devletteki erozyonu iyice laçkalığa çevirdi...

Baksanıza; AKP döneminde cami imamları, zıbınlı doktorlar, pervasız valiler ve rektörler sosyal medya üzerinden siyaset yapıyor, laik cumhuriyete kafa tutuyor, savcılar ise vahim çıkışları seyrediyor!!!

İşte bu ciddiyetsiz-pervasız yapının cesaret aldığı asıl mekanizmayı ve bunu tetikleyen unsurları da herkes biliyor...

AKP'nin pervasızlığı!!!

Evet; konumuz cumhuriyete-Atatürk'e-laikliğe öfke kusanların nereden ve kimlerden beslendiği sorusu ve onun çok bilindik yanıtları...

Bu laçkalığın, devletin düzeninde ve bürokrasi sisteminde yarattığı sinsi çatlağın iki ucu var;

İşte sistem-bürokrasi hattındaki erozyonu en çok büyüten de, iktidara geldikten birkaç yıl sonra statlardan Atatürk adını bile silen AKP...

İktidar partisi cumhuriyete en çok sahip çıkması gereken muhalefetten beklenen sert tepkiyi görmeyince, Tevhid-i Tedrisat üzerinde oyunlar oynayarak eğitim sisteminden, ders kitaplarından Atatürk'ü silmeye başladı, hatta cumhuriyet ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili vurguları da geri plana attı...

Evet; bu ülkeyi yönetenlerin "iki ayyaş" değişini de hiç kimse unutmadı...

Muhalefet bu skandala da sert tepki göstermeyince, AKP iktidarı daha da pervasızlaştı...

Son 18 yıldaki uygulamaları-tahribatları bir tarafa bırakırsanız, daha bu ay içerisinde yaşanan vahim skandallar var ki, Atatürk, cumhuriyet ve laiklik düşmanlığını iyice büyüttü, iktidar Andımız'ı yasaklayarak, Gazi'nin fotoğrafını devlet madalyalarından bile çıkartabildi...

Herkes farkında; AKP'nin cumhuriyeti var eden gerekçeler üzerindeki tahribatlarını anlatmak için bu gazetenin sayfaları yetmez...

Son dönemde pervasızlığı büyüyen çok büyük bir başka tehlike var ki, işte bu da toplumu en çok kaygılandıran etkenlerden biri haline geldi... Anayasa'nın değişmez maddelerinin ortadan kaldırılmasının bile tartışılacak hale geldiği bir dönemde; Andımız yok edilirken, Atatürk'ün fotoğrafları devlet madalyalarından çıkartılırken, AKP sadece kendi pervasızlığından beslenmedi...

Ne yazık ki Atatürk'ün kurduğu CHP'den bile toplumun beklediği sert tepki gelmedi, gelmiyor... Düşünsenize; Andımız yasağına yönelik en sert tepkiyi daha 3 yıl önce kurulmuş olan İYİ Parti verdi ve bu isyan Meclis grup toplantısından, Andımız okunarak tüm Türkiye'ye ilan edildi... Neden okumadı acaba CHP Grubu Andımız'ı?..

Suskun ana muhalefet!..

Kimse kendini kandırmasın; CHP içerisinde duyarlı bir kesim dışında Andımız ve Atatürk'ün madalyalardan silinmesi konusunda "içten-sert-kararlı ve sürekli" bir tepki gelmedi...

CHP, AKP'nin bu tür tahribatlarına beklenen sert tepkiyi göstermeyince, geçtiğimiz yıllarda hilafetin kaldırılması ve laikliğin Anayasa'ya girmesinin yıldönümleri ile ilgili tweetler atan CHP yöneticileri ile milletvekillerinin büyük bölümü de bu yıl suskunluğa gömüldü!!!

Peki; AKP'nin yol açtığı tahribattan sonra, ana muhalefet partisine oy veren kitleleri şaşkınlığa uğratan CHP'deki tuhaf ve kahredici sessizliği ya da göstermelik-cılız tepkileri niçin mi anımsattık?..

Andımız'ın kaldırılması derken, bir İlçe Millî Eğitim Müdürü Nutuk'un dağıtılmasını yasaklayınca, toplumun bir kesiminde infial yaşandı.

Ancak hiç kimse, bu tür militan bürokratların iktidarın yanısıra, bazı muhalefetin suskunluğu ve cılız tepkisinden de cesaret aldığını sorgulamadı...

Söyler misiniz; iktidarın Atatürk'e-cumhuriyete-laikliğe saldırdığı, muhalefetin ise bunlara yönelik sert-etkili-kararlı tepki göstermediği bir düzende, militan bürokrasi azıtmaz da ne yapar?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac